?>

Zor günler

Zor günlerin içerisinden geçiyoruz. Daha önce tecrübe etmediğimiz bir dönem yaşıyoruz.

Meftun TAYAN

5 yıl önce

Temelinde korku ve paniğin olduğu bir dönem.İnsanoğlu birkaç gün öncesinde herşeyi yapabileceğine inanıyor ve garip bir kibir içinde yaşıyorken aniden dehşete varan bir güvensizlik ortasında buldu kendisini.Şirketler uzaya yolcu göndermek, Mars' ta hayat kurmak gibi uçuk projeler peşinde koşarken, bugün bu projeleri dile getirenler kapılarının önüne çıkamamaktadır.Tam bir alt üst oluş yaşanıyor. Her şeyi yapmaya muktedir olduğuna inanan bizler birdenbire panikle aslında hiçbir yetkinliğimizin olmadığını gördük.Trend kelimesinin anlamının 'iki uç arasında yolculuk' olduğu söyleniyor. Küresel boyutta önemli bir trend değişikliği meydana gelmiş durumdadır. Artık olumsuzlukların daha çok gündeme geleceği bir dönem yaşayacağımız anlaşılmaktadır.Trend değişikliği nasıl oldu? 2003 yılında başlayan ve çılgınlığa dönen sürecin yakıtı aslında küreselleşmeydi. Küreselleşme öyle bir noktaya ulaştı ki, her alanda dengesizliklerin kendini göstermesine neden oldu.Sonuçta; küreselleşme Çin'in bir şehrinde başlayan virüs salgınının dünyanın her yerine ulaşmasına neden oldu. Globalizasyonun dünyayı bir köy haline getirmesinin oluşturduğu risk gerçekleşmiş oldu.Dünya geneline yayılan salgın hastalıklara pandemi olarak adlandırılmaktadır. En son pandemi 'İspanyol Gribi' olarak bilinen İnfluanza'dır. 1918 yılında başlamıştır ve 50 milyon civarında insanın ölümüne neden olduğu ifade edilmektedir.Dünya Sağlık Örgütü'nün kifayetsizliği ve küreselleşme baskısı salgının bu noktaya gelmesini neden olmuştur. COVID- 19 öncekilerine nazaran çok bulaşıcı ancak öldürücülüğü şu an için düşük bir salgındır.Küreselleşme baskısından ne demek istiyoruz? Çin'de bu salgın başladığında dünya Çin'le tüm bağlantısını kesmemiştir. Ne ulaşım ne de ticari ilişkiler bıçak gibi kesilirken, Çin'in dünyadan izolasyonunun sağlanması tesis edilmemiştir. Bu şu an çekilen sıkıntıların temelini oluşturmaktadır. Çin'de insanlar ölürken küreselleşmenin getirdiği kendine güvenle toplumlar fırsat peşinde koşmuştur.Salgın farklı ülkelere atladıkça, diğerleri fırsatları hesaplamaktan başka bir şey yapmamıştır. Kimlerin oyun dışında kaldığını hesaplayıp, hangi ülkelerin kazançlı çıkacağı üzerinde tahminler yapmıştır.Adım adım bugünler geldik. Hala mikro bazda fırsat kovalayan sanki bir pandeminin içinde değilmişiz gibi davranan insanların hala olduğuna şahit olunmaktadır.Oysa çok bulaşıcı ancak öldürücülüğü az bir küresel bir hastalıkla mücadele etmekteyiz.Bugün fırsat veya maddi kazanımın peşinde koşmak hatadır, aslında bitmiş bir trendin bakiye alışkanlığıdır. Bu eğilimin devamı kısa gelecekte daha büyük kayıplara neden olacaktır. Gün sert tedbirler alarak kısa vadede bu hastalığın kökünü hızlı bir şekilde kurutmanın günüdür.Çözümü Çin nasıl yaptıysa bize de hızla yapmalıyız. Artık Varlık Balonu, Tüketim Toplumu anlayışları geride kalmıştır. Sürdürülebilirliğin ön plana çıkarılacağı bir süreç bizi bekliyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI