?>

BURSA DEPREMLERİ-9-

Geçen haftadan devam ediyor..

Adil GÖKÇADIR

5 yıl önce

17 Ağustos depremi ekonomik etkileri 17.480 canın kaybedildiği, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, 7 şiddetin üzerinde, en yakın tarihli ve henüz unutulmamış olması gibi nedenlerle, Ülkemiz ve Milletimiz için her açıdan bir aynadır. Tedbirsizlik, vurdumduymazlık, günü yaşama, kuralsızlık, bilgisizlik ve bilgiye saygısızlık, yönetimsizlik, sistemsizlik ve daha onlarca zafiyetimiz, hatamız karşılığı ödenmiş acı bir bedeldir ve ne yazık ki yeterli ders alınamamış, risklerimiz daha bitmemiştir. 17 ağustos 1999 Kocaeli depremi sonrasında yapılan araştırmaların bir kısmı, Kocaeli Sanayi Odası bir kısmı ise Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından yapılmıştır. 28. Ekim 1999 tarihinde Devlet İstatistik Enstitüsünün yayınladığı “İmalat Sanayiine Depremin Etkisi” konulu anket sonuçları deprem bölgesinde ekonominin depremden olumsuz yönde çok fazla etkilendiğini göstermektedir. Deprem nedeni ile oluşan tahmini fiziki hasar tutarı 40 milyar dolar. Toplam üretim kaybı 56 milyar Dolar ve toplam zarar ise 96 milyar dolar olarak hesaplanmıştır. Deprem öncesi Kocaeli’nde üretim kapasitesi %87 iken deprem sonrası oran %49’a düşmüştür. Türkiye’deki doğal afetlerin etkileri açısından yüzde sıralaması %61 deprem, %15 toprak kayması, %14 sel, %5 kaya düşmesi, %4 yangın ve %1 çığ şeklindedir. Her yıl GSMH’nın %3’ü ile %7’si afet zararlarını karşılamaya harcanmaktadır. Depreme Japonya’daki gibi sağlam binalarla ve tesislerle karşılık versek, yıllık tasarrufumuzu hesaplar mısınız, kaç tane okul, kaç km. demiryolu eder? Türkiye’nin 2019 yılı milli geliri 1 trilyon 25 milyar dolardır. Sadece deprem hasarlarından yıllık 31 milyar dolar tasarruf yapılabilir. Ve bu para ile örneğin yılda 6500 km. hızlı tren hattı ya da 10100 km. konvansiyonel demiryolu hattı yapılabilirdi. Türkiye aktif bir deprem kuşağı üzerinde bulunmaktadır. 81 ilimizin 55’i Birinci derece deprem bölgesindedir. Ancak yapı denetim yasası yalnızca 19 ili kapsama alanına almıştır. Yapı denetimi şu an Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Düzce, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova’da uygulanıyor. Örneğin en son büyük yıkım yaşayan Erzincan, Van kapsam dışı. Erzincan’da 1939’da 7,9 yüzey dalgası olan 7,2 şiddetinde Türkiye’nin en büyük depremlerinden biri yaşanmış, 32.962 can kaybı, 100 bin yaralı, 116.720 bina çökmesi ile sonuçlanmış. Yine Muğla, Elazığ, Kütahya, Bingöl, Tunceli, Afyon, Çankırı illeri son 20 yılda 6 şiddet üzerinde depremlerin yaşandığı illerimiz. Son 100 yılda Burdur, Isparta, Kırşehir, Tokat, Kastamonu, Çankırı, Muş, Zonguldak gibi illerimizde de pek çok can ve mal kaybına neden olan depremler yaşandı. Neden bütün bu illerimiz Denetim kapsamında değiller sorusuna cevap bulamıyorum. Türkiye topraklarının %93’ü deprem bölgesi içindedir ve ülkemizde son 10 yıl içinde irili ufaklı 58.437 adet deprem yaşanmıştır. Sanayi tesislerimizin %98’i deprem bölgelerinde ve %73’ü de aktif fay zonları içinde yer almaktadır.Barajlarımızın %95’ ide aktif fay zonlarının bulunduğu topraklardadır. Bugün özelleştirmeler sonucu 1344 enerji santralımızın 580’ni yani %43’ ü birinci derece deprem bölgesindedir. Bu durum riskin büyüklüğünü gösteren bir tespittir. Ülkemizde 1900 yılından bugüne yaşanan depremlerin bilançosu 600 binin üzerinde yıkılmış yada ağır hasarlı bina ve 100 bine yakın can kaybıdır. Yani neredeyse her yıl 850 insanımızı depremde kaybetmekteyiz. En büyük ikisi 1939 Erzincan depremi (33 bin can kaybı) ile 1999 gölcük merkezli Marmara depremidir. 1999 depreminde 376.500 konut ve işyeri hasar görmüş 17.480 yurttaşımız kaybedilmiştir. Marmara depremi gerek nüfus yoğunluğu gerekse üretim hareketliliği bakımından Türkiye’nin en önemli alanlarından birinde etkili oldu. Depremin içine aldığı Yalova, Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Düzce, Bolu, Bursa ve Eskişehir illeri Türkiye nüfusunun yaklaşık %30’unu kapsamıştır. Bu illerin GSMH içindeki payı da %52,78’dir. Depremin en etkin olduğu Kocaeli, Sakarya ve Yalova’nın GSMH içindeki payı ise %20,5’dir. İstanbul’un tek başına yarattığı GSMH %30’lara, Kocaeli %16, Bursa ise %7’lere ulaşmıştır. Bu 3 ilimizde Türkiye’nin savunma sanayii dâhil, stratejik önemine haiz üretimleri yapılmakta ve çok değerli yetişmiş işgücü kadroları yaşamaktadır. --Devam edecek—

YAZARIN DİĞER YAZILARI