Hatta Çin’ de salgının en etkin olduğu günlerde dahi “Korona” bir mizah unsuru olmaktan ileri gitmemişti. Risk analizi uzmanlarıysa o günlerde hiç ihtimal verilmeyen salgın olasılığının yıkıcı etkisi olabileceğini hesaplamaktaydı. Sonrasında işte bu olası görülmeyen riskin gerçekleştiğine şahit olduk. Hepimiz ne olduğunu biliyoruz.
Dünya eve kapandı, iş hayatı dondu ve ekonomilerde tarihte görülmemiş bir krizin içine girdi. Alınan tedbirler etkisini üç ay içerisinde gösterdi, sonrasında “yeni normal” şartlarında hayata kaldığı yerden yeniden başlandı. Bugün küresel bazda pandeminin birinci dalgası sonlanmış değildir. Nüfusu az olan ülkelerin salgınla daha etkin mücadele ettiği görülmekle birlikte dünya genelinde hastalığın ilerlediği anlaşılmaktadır.
Yazın sonlanmasıyla tehdidin boyutunun artması beklenmektedir. Soğuk algınlığı geçirenlerin hastanelere başvurmasıyla panik havasının oluşmasından korkulmaktadır.
Kapalı yerlere dönülmesinin hastalığının yayılımını yeniden fazlalaştıracağı bilinmektedir.
Bu noktada tekrar kapanma ihtimalinden korkulmaktadır. Global ekonominin bu duruma katlanamayacağına inanılmaktadır.
Daha önce yaşanan pandemilerin aksine biz birinci dalgayı bitirmeden hastalığın alevlendiğine şahit oluyoruz. İnsanoğlu ekonomi-sağlık tercihince daha önce bulunmamıştı.
Şimdi bir an sağlık bir an iş-aş arasında gidip-gelen bir ruh halindeyiz dünya toplumları olarak.
Bu kışın zor geçeceği görülmektedir. Pandemiyle sınavımızın devam edeceği bu dönemde küresel düzeyde insanlara yol gösterecek kurum ve kişilere ihtiyaç duyulmaktadır.
Pandeminin ne zaman ve nasıl sonlanacağı önemli bir soru işaretidir.