Bakın bu fotoğraf son maçta gazeteci arkadaşımız İkbal Turan tarafından çekilmiş.  

Bursaspor başarılıyken fotoğraf karelerine girmek için birbirini ezen, Bursaspor’un popülaritesinden yararlanmak için yarışan malum zatlardan hiçbiri yok.  

Orada yalnız bırakılan Bursaspor Başkanı Erkan Kamat değil, Bursaspor’dur. 

Bu kare sadece sembolik.  

Yani yarın başka bir maça gelip kelle göstermekle, gollerde “Çak” yapmakla falan da olmuyor bu işler. 

Bakın marka şehir dediğiniz Bursa’nın en büyük markası maddi sıkıntılar yüzünden ne halde. 

Ki bana göre Bursa marka kent falan değildir, maalesef bir türlü olmamıştır.  

Türkiye içinde bile hakkıyla önemsenmeyen, destek alamayan bir şehir nasıl marka olabilir ki? 

Ama Bursaspor markadır. Bursa denince ilk akla gelendir. 

İşte o marka bu şehir için 'devede kulak bile olmayan' bir para yüzünden yerle bir olmak üzeredir. 

KULÜBÜ SIRTIMIZI DÖNEREK KURTARAMAYIZ 

Ama gelin görün ki çeşitli bahanelerle kulübe birçok insan sırtını dönmüş durumda. 

‘Bazı’ hırsız başkanlar, yöneticiler, profesyoneller ve işbirlikçileri asalak menajerler tarafından soyulmayan kulüp yok. 

Peki daha önceki dönemlerde bu olmamış mıydı? Bu derece olmasa da bal gibi olmuştu.  

İşte bu yüzden kulübe sırt dönmek yerine bu yanlışlara engel olmak için çok daha etkin mücadele etmeliyiz. 

Kulübü, kulübe sırtımızı dönerek kurtaramayız. Tabii gerçekten kurtarmak istiyorsak! 

Beyler, ağalar…  

Desteği Bursaspor’a vereceksiniz Bursaspor’a. Ahmet’e, Mehmet’e değil! 

Geçen de yazdım. Yöneticilere güvenmiyorsanız, Gidin kendiniz bir delik kapatın. 

Duayen denen bazılarına ise hiç girmiyorum. Evinde bile tuttuğu İstanbul kulübünün tişörtüyle gezen -Gören kişi bizzat anlatmıştı- kişiler duayen falan değildir.  

BTSO’nun başındaki kişiden ise hiç bahsetmeyeceğim.  

Verdiği sözü tutmayan birini kaale alıp bahsetmeye bile değmez.  

Bu şahıslara defalarca çağrılar yaptık umurlarında olmadı. 

Bursaspor’u bu günlerde umursamayanları, Kendi istekleri olmayınca Bursaspor’a sırtını dönenleri bu taraftar unutmamalı.  

Bursaspor’a hoca olarak gelen Hagi ayağına gelmedi diye medyasına “Sallayın” talimatı verenleri dahi biliyoruz. Aynı şeyi kendilerinden icazet almayan başkanlara da yapıyorlar. 

Zamanı geldiğinde yani onlar yine Bursaspor’dan, Bursaspor taraftarından nemalanmaya kalktıklarına taraftarlar da gereken tavrı ve tepki gösterip buna izin vermemeli. 

Bursa yazılarımda yazdığım gibi Bursa şehri Ankara tarafından “Üvey evlat” muamelesi gördüğü gibi Bursaspor da Bursa kent dinamikleri tarafından umursanmıyor. 

TARAFTAR GİBİ HİSSEDEMİYORLAR 

Taraftar gibi hissedemiyorlar ki. Çünkü ya Bursasporlu değiller ya da futbolla alakaları yok. 

Şekil olsun diye arada Özlüce’de kelle gösteriyorlar o kadar. 

Üstelik Bursaspor’u bu hale düşüren de siyasiler başta olmak üzere o kent dinamiklerinin ta kendileri. 

En başta da siyaset ve siyasiler.

Kent için dinamikler mi bilemiyorum; ama Bursaspor için ancak dinamit oldukları kesin.

BAŞROLLERDE HEP ONLAR 

Bursaspor başkanına “Yeni stat yapıyoruz korkmayın borçlanın” diyenler de onlar. 

Stadından çıkarıp o yeni stadı bitirmeyen de onlar. 

Bursaspor’u soyan, küme düşüren, kümeden çıkaramayan başkanlarını seçtiren onlar 

Kulübün teknik direktörüne bile karar veren onlar 

Kulübün istikrarlı tek gelir kaynağı otoparkı uyduruk bahanelerle zorla kulübün elinden alan, yerine vereceğiz dedikleri döküm sahasını vermeyenler de yine onlar. 

Anlayacağınız sözde duayeninden, BTSO’suna, siyasisine kadar hiçbiri Bursaspor’un ‘gerçekten’ yanında değil.

Hepsi dümeninde. 

UNUTULMAMALILAR 

Öyle olsalardı yani kulübün gerçekten yanında olsalardı, bu şehir için çerez parası olan parayı çok rahat toplarlardı. 

Yüzbinlerce Bursasporlu olarak Bursaspor’un yanında olanın yanında, olmayanın da karşısında olacaksın ki herkes hak ettiğini almış olsun. 

Yine balık hafızalılık yapılır ve bunlar unutulursa Bursaspor da bu durumlarda olmaya devam eder. 

Kulübü şu an için kurtaramıyorsak bile bari bu duruma düşmesine neden olanlara tavrımızı gösterelim.