Bursaspor’da Samet Aybaba döneminden bu sene başına kadar “Ali Akman oynatılmalı” diye bozuk plak gibi her maç yazımda ifade diyordum.
Hatta Samet Hoca’ya “Hocam şu çocuğa süre ver kesinlikle faydalı olur”dediğimde kendisinden “O daha sahada duracağı yeri bilemez” yanıtını aldığımda oldukça kızmıştım.
O günlerden bu sene başına kadar “Ali oynatılana kadar inatla yazmaya devam edeceğim” diye de devam ettim.
Zaten Ali’nin bu seneki başarısı sonrası o ısrarlarımı hatırlayanlar “Çok yazdın haklıymışsın” diye dönüşler yapıyorlar.
Sadece ben değil “Ali oynamalı” diye başka renktaşlar ve gazeteciler vardı tabi ki.
Sonuç olarak Ali Akman kendini hem Bursaspor camiasına hem de tüm Türkiye’ye gösterdi.
Kendisine inananları da mahcup etmedi.
Ali’nin başarılı performansıyla birlikte transfer dedikoduları da başladı.
Bunlar normal ve beklediğimiz şeyler.
Açıkçası Ali’yi ilk tanıdığımda ve Ayhan Akman’ın yeğeni olduğunu öğrendiğimde “Eyvah” deyip endişelenmiştim.
Zira akıl hocası olarak yakın akrabası bir eski futbolcuyu dinleyeceğini az çok tahmin ediyordum.
Ayhan Akman’ın Galatasaray’a olan yakınlığı malum.
Sonuç olarak gelinen noktada Ali halen sözleşme imzalamadı.
Sezon sonunda da kontratı bitiyor.
Yani bonservissiz olarak istediği kulübe gidebilecek.
ALİ’NİN VEFA ve KARAKTER SINAVI
Şimdi burada Ali Akman’ı büyük bir sınav bekliyor.
O sınav tam anlamıyla bir vefa ve karakter sınavı.
Vefası, kişiliği, karakteri futbolu gibiyse o zaman Bursaspor açısından bir sorun olmaz. Ancak ‘sadece kendini düşünerek’ hareket ederse arkasında kendisine kırgın bir camia bırakmış olur.
Sevgili Ali…
Bursaspor sana bir yatırım yaptı. Sonrasında da A takıma alarak bir şans verdi.
Bursaspor’u sunduğu imkanlarla futbolcu oldun ve parlak bir geleceğe yelken açtın.
"Parlak gelecek" derken 'Avrupa kulüplerinden' bahsediyorum.
Zaten önünde Enes Ünal abin gibi bir örnek varken futbolcu öğütme makinası İstanbul kulüplerini tercih etmen pek akıllıca olmaz.
Zaten Bursaspor’dan o kulüplere transfer olup da başarılı olan 1-2 isim dışında kimse de olmadı.
Şimdi o parlak geleceğe yelken açmadan önce o yelkeni vefa ile yüzbinlerce Bursasporlunun hayır dualarıyla şişirmen en doğrusudur.
BONSERVİS TRANSFERE ENGEL DEĞİL
Bu performansını sürdürdüğün takdirde bonservisin olsa da olmasa da Sen istediğin takdirde transfer yapabileceksin.
Bonservissiz gidersen sadece kendini düşünmüş olacaksın ve seni yetiştiren camiayı güç durumda bırakacaksın.
“Sözleşme yenilersem gidemem” diye düşünme.
Bu performansınla Bursaspor’un seneye seni tutması pek olası değil.
Ancak ifade ettiğim gibi böyle bir transfer olacaksa bu transferden hem Sen, hem de kulübün kazanmalı.
Şahsiyetli, olgun, vefalı ve karakterli bir futbolcu bu şekilde davranır.
Kulübünün bu sezon gollerine, sene sonu da transferine de ihtiyacı var.
Rakip kalelere attığın o güzel gollerin ardından sezon sonu kendi kalene gol atmayacağına eminim.
Açıkçası bu konuda da Sana yani karakterine de güveniyorum ve beni yine yanıltmayacağını düşünüyorum.
Yıldız olmak için hem yetenek hem de karakter gerekiyor.
Geçek bir yıldız adayı olduğunu göstermek için önünde çok iyi bir fırsat var.
Bunu değerlendireceğinden de en ufak bir şüphem yok.