-Geçen yılın sonlarında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüsü kısa bir süre sonra İtalya›da görüldü. Gelir geçer diye düşünürken, Mart ayından itibaren ülkemize de sıçradı. Sonbahara doğru; alınan önlemlerle, bulunursa aşı ve ilaçla biter dediğimiz sorun, ülkemiz ekonomisini sarsacak hale geldi.
Yalnız bizde değil, tüm dünyada yaygınlaştı ve özellikle ABD, İtalya, İngiltere, Fransa, İspanya, Almanya gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinde bizden çok daha fazla ölümlü sonuçlara varacak seviyeye geldi.
Şu andaki durum:
Dünya Türkiye
Nüfus 7,5 milyar 83 milyon
Vaka sayısı 44.500.000 368.500
İyileşen sayısı 30.100.000 319.200
Ölüm sayısı 1.170.000 10.000
Bu tablolar şüphesiz ki çok acı bir gelişmeyi gösteriyor. Ama daha önemlisi; henüz hangi ilacın yaradığı belli değil. Aşısı da henüz yok. Başta Sağlık Bakanımız olmak üzere, her uzman farklı şeyler söylüyor. Benim tahminim; 2021 yılı da sıkıntılı geçecek. İstanbul’un durumu çok sıkıntı verici. 16 milyonluk kenti disipline etmek çok zor.
-Yine dünya ile ilgili bir olay; A.B.D. Başkanlık seçimleri. Her iki aday da ülkemiz için hiç hayırlı şey düşünmüyorlar. Zaten A.B.D’nin bizim için iyi diye önerdiği konularda bile sonuç ülkemiz ve insanlık için hep olumsuz gelişti. İlk olarak A.B.D’den gelen margarin konusunda 50’li yıllardan beri nasıl etkilendiğimizi hep birlikte yaşıyoruz.
-Bugünlerde kontrolden iyice çıkan döviz fiyatları ve TL’nin değer kaybı diğer bir konu. Dalgalanma var ama sonuçta ibre hep yukarı doğru. Yılbaşından bu yana TL’nin dolar karşısında değer kaybı %40’a yaklaşıyor. Nerede durabileceği konusunda hiçbir uzman süre veremiyor. ABD seçiminden sonra ne olur bilinmiyor. Bir de ABD’nin ilaç paralarını tahsil meselesi var. Biz ödemiyormuşuz. Az para da değil. 2,5 milyar dolar.
-ABD ve Rusya ile ilgili Patriot ve S-400 savunma sistemleri alımı konusu var. Ayrıca bir de F35 uçaklarının teslim edilmesi. NATO için her ikisi de önemli konu. Her açılan görüşme maddesi milyarlarca dolar.
-Bir diğer sıcak konu, Dağlık Karabağ sorunu. Ermenistan durup dururken; zaten bir kısmını haksızca gasp ettiği Azerbaycan topraklarına ilaveten yeni istila düşüncesi ile savaş açtı. Hem de sivil yerleşim yerlerinde sivil halkı çoluk çocuk demeden öldürerek. Dünya olayı kınıyor ama Ermenistan’ın aldırdığı yok. Üstelik büyük devletler onlara askeri malzeme satmaya devam ediyor. Fakir Ermenistan bu parayı nereden temin ediyor? Kimse bilmiyor.
Yalnız burada bir olumlu gelişme de oldu. Azerbaycan işgal edilmiş topraklarını tekrar geri alıyor. Ülkemiz Aliyev’i destekliyor. Göç eden kardeşlerimiz tekrar öz yurtlarına dönüyorlar. Yine de kısa vadeli bir olay gibi gözükmüyor. Bu olaydan Ermeni halkı da zarar görüyor. Ülkemizde yerleşik olan ve çalışmaya gelen binlerce Ermeni var. Yaklaşık 70.000 kişi olduğu yazılıyor. Onlar bizim yurttaşımız ve misafirimiz. Bunu unutmamalıyız. Diaspora; özellikle ABD, Fransa ve Rusya’da yaşayan zengin Ermeniler devamlı kışkırtıyorlar. Ateşkesi hep ihlal eden bir Ermenistan var. Sonuç olarak Kafkasya, petrol ve doğalgaz hatları için stratejik bir konu. Dikkatli bir dış siyaset izlemek gerekiyor.
Dünyayı ve ülkemizi etkileyen başka olaylar da var. Devam edeceğim…