?>
YANLIŞ YAPTIN ALİ
Ali Akman kulübün zor durumuma rağmen Bursaspor’dan bonservissiz olarak ayrılmayı seçti.
İddia ediyorum Bursaspor kulübü kadar kaotik, camiasını üzen, travma üstüne travmalar yaşatan bir başka kulüp yoktur.
Sportif, başarısızlıklar, maddi sıkıntılar, kulübün kötü niyetli kişilerce maddi, manevi çökertilmesi, transferlerde yaşananlar, soygunlar, ihanetler say say bitmez.
Sürekli bir kaos içerisindeyiz.
Bir türlü gün yüzü görmüyoruz desek yeridir.
Bugün yine hep beraber yıkıldık.
Aslında korktuğumuz başımıza geldi de diyebiliriz.
Ayhan Akman yapacağını yaptı, yeğenini kandırıp Bursaspor’a kazığı attırdı.
Ali’nin sezon sonu bedelsiz olarak Alman E.Frankfurt kulübü ile sözleşme imzaladı.
Bu durum Bursasporlu taraftarları fazlasıyla üzdü, hayal kırıklığına uğrattı.
Bu kulüpten kimler gitti. Ali gitse ne yazar o ayrı konu; ama böyle bir dönemde bu şekilde bir gidiş kabul edilebilir gibi değil.
Yeşil beyazlı taraftarlar haber duyulduğundan beri Ayhan Akman’a, Ali’ye, O’nu elde tutamayan eski ve mevcut yönetimlere, geçen yıl oynatmayan teknik direktörlere adeta ateş püskürüyor.
MESTAN CEPHESİ VE KAMAT BU DURUMA NE DİYOR?
Tepkilerin adreslerinden yönetimler ne diyor ona bakalım...
Mestan cephesi “Diğer oyunculara nasıl imzalattıysak Ali için de çok uğraştık, O’nu hiç es geçer miyiz? imzalamadı. Amcası Ayhan Akman’dan başkasını dinlemedi derken, Ali Ay neden 5 değil de 3 yıllık imzalatmış asıl ona sormalı diye de ilave ediyorlar.
Erkan Kamat ise Mesut Mestan geçen sene imzayı attırabilmiş olsaydı bu kaybı yaşamazdık. Geçmişten kaynaklı büyük ihmal var. Biz elimizden geleni yaptık diyor.
Herkes birbirini suçluyor anlayacağınız.
Şu bir gerçek eski veya yeni başkanlar ne derlerse desinler hataları çok büyük.
18 yaşında çocuğu bile ikna edemeyen insanlardan kulüp koskoca Bursaspor’u yönetmelerini bekliyoruz.
Alman kulübü taraftarları sosyal medya hesaplarında genç bir yıldız adayını bedava almanın mutluğunu yaşarken, Bursasporlular yıllarca emek verdikleri bir futbolcunun vefasızlığına tepkililer.
Bu tepkilerinde de sonuna kadar haklılar.
Yıllardır Vakıfköy’e gelerek kendisini destekleyen taraftara ayrı, kendisini yetiştiren antrenörlerine ayrı, Vakıfköy’de, Özlüce’de önüne yemek koyan aşçıya, garsona, çaycıya, çorabını, formasını, çarşafını yıkayan emekçiye, ayrı ayıp etti Ali.
Çünkü onların da Ali’nin bugüne gelmesinde payı var ve o insanlar kulübün mali sıkıntısı yüzünden aylardır maaş alamıyorlar.
Ali ayrıca şunu bilmeli ki “Geçen yıl ihmal edildim oynatılmadım, o yüzden küskünüm ve ayrılmak istedim” bahanesini ya da martavalını diyelim kimse yemez.
Daha 17 yaşındasın tabi ki hemen alamayacaktın formayı. Kim alabiliyor ki. O yüzden hiç boşuna hikaye anlatma.
Enes Ünal da hak ettiğinin çeyreği kadar şans alamadı bu kulüpte; ama doğru dürüst forma giymeyen O Enes, transfer oluş şekli ve verdiği aidiyet mesajlarıyla Bursaspor tarihine geçti.
Ayhan Akman'ı örnek alacağına Enes'in karakterini örnek alacaktın kendine.
Kasım ayı başında yazdığım yazıda sözleşme uzatma çağrısı yapmış ve "Ali bu senin karakter sınavın olacak" demiştim.
İşte o sınav sonuçlandı.
Katranı kaynatsan olur mu şeker cinsini sevdiğim ! cinsine çeker demiş atalarımız.
Ali de amcasına çekmiş demek ki. O'nun için ne acı bir durum.
Ali, kulübün O'na en çok ihtiyacı olduğu anda sadece kendini düşündü ve kendisini yetiştiren camiaya büyük bir ayıp yaptı.
Kariyerinde kendisiyle birlikte ömür boyu yanında gezecek olacak bir ayıp bu.
Neyse insanın vicdanı zaten yanlışlarını sürekli fısıldar. O fısıltıları da Ali bir ömür boyu duyacak.
NE YAPILMALI?
İşin bundan sonra ne yapılmalı kısmına geçmek istiyorum...
Ali Akman yapılan anlaşmaya göre bu sezonu Bursaspor’da tamamlayacak.
Duygusal ve taraftar refleksi ile hareket edecek olursak Ali’yi Vakıfköy’e geri göndermeli bir daha da forma vermemeliyiz.
Mantıkla hareket edecek olursak da Bursaspor’un sezon sonuna kadar O’na ihtiyacı olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor.
Ancak bu gerçeğe göre hareket edersek de bu kez başka bir kulübe transfer olmuş Ali’nin bundan sonra nasıl bir performans çizeceği sorusu akıllara ‘haklı olarak’ geliyor.
Öyle ya., Avrupa hayalini gerçekleştiren Ali sakatlanma riskini göze alıp tekmeye kafa uzatır mı?
Sakatlık bahanesi veya kart görerek kendini riske atmama yoluna gider mi?
Gerçekten cevabı ve karar vermesi zor sorular ve konular.
Acaba duygulara, camianın kırmızı çizgilerine, prensiplerine göre mi hareket edilmeli?
Gerçi son yıllarda o kırmızı çizgileri, prensipler mi kaldı ya o da ayrı konu.
Yoksa Bursaspor’un içinde bulunduğu gerçeklere bakarak sezon sonuna kadar O’ndan maksimum fayda mı sağlanmaya çalışılmalı?
KARARI SADECE MUSTAFA ER VERMELİ
Bursaspor camiasının bu sene tek gündemi ve yoğunlaşması gereken hedefi Süper Lig'e dönüştür.
İşte bu noktada bence hepimiz başkan, yönetim, taraftar, basın dahil hepimiz susalım ve kararı Mustafa Hoca’ya bırakalım.
O’nun kararına hepimiz saygı gösterip desteğimizi verelim.
Sezon sonuna kadar verilecek bir mücadele var.
O mücadelenin başında da Mustafa Hoca olduğuna göre karar O’nundur.
Mustafa Hoca kararını verdikten sonra bizler sezon sonuna kadar bu konuyu kapamalıyız.
YAZARIN DİĞER YAZILARI