Gündemimizin sadece maçlar olmasını istesek de, maalesef bu mümkün olmuyor.
Çünkü yaşanan olumsuzlukların tekrarlanmaması adına uyarılar yapmak kaçınılmaz oluyor.
Konuya küçük bir anekdotla başlayalım...
Hani Atatürk servis sırasında bardağı deviren hizmetliyi İngiliz kralına göstererek “Ben bu millete her şeyi öğrettim; ama hizmetkarlığı öğretemedim” demiş ya, Bursaspor camiası olarak bizler de 50 yıldır altyapıdan yetişen oyunculara futbolun her şeyini öğrettik; ama vefayı öğretemedik.
Örnek tam olarak aynı minvalde olmasa da durum tam olarak bu.
Futbolun her şeyini öğretiyoruz; ama vefayı, aidiyeti öğretemiyoruz.
Aslında vefa karakterle alakalı bir şey.
Öğretemesek bile en azından Bursaspor’a karşı olan aidiyeti hissettirecek çalışmalara kulüp daha fazla ağırlık verilebilir ki kesinlikle faydası olacaktır.
12 bin km uzakta doğup büyüyen bir Arjantinli “Ben Türkiye’de Bursaspor’dan başka kulüpte oynamam” diyebiliyor.
Bir Bosnalı geliyor futbolculuğuyla hocalığıyla, armaya olan aşkıyla hafızalarımıza kazınıp öyle göç edip gidiyor.
Bizlerin gözleri de bizim altyapıdan o ruha sahip birilerini arıyor. Bir iki istisna olsa da genelde durum böyle.
Uzun yıllar kalanlar oldu tabii; ancak parlayan oyuncularda pek göremedik o ruhu bugüne kadar.
Biraz adı duyulan hemen kaçıp gitti.
Herkes tabi ki kariyerini de düşünecek; ama vefalı da olacak. Gidecekse de kulübe borcunu ödeyip öyle gidecek.
Öncekiler biraz kendilerini gösterdiler mi kapağı İstanbul’a atmaya yer arıyorlardı. Ama nihayetinde kulübe para kazandırıyorlardı.
Şimdikiler onu da yapmamaya başladı.
BURSASPOR'A BORÇLUSUNUZ GENÇLER
Bakın genç futbolcu arkadaşlar...
Spor, sanat, siyaset her alanda şu an vitrinde olan kişilerden çok daha yetenekli, zeki ve başarılı olabilecek insanlar toplum içinde var.
Kendilerini gösterecek platform bulamadıklarından başka işler yapıyorlar.
Bugün müziğin kralı veya kraliçesi, megastar diye payeler alan, kazandıkları paranın hesabını bilmeyen yıldızlardan çok daha yetenekli, sesi çok daha güzel binlerce insan var toplumun içinde.
Ne var ki kimi ev hanımı, kimi, memur, kimi işçi, kimisi de esnaf.
Peki neden?
Çünkü kendilerini gösterecek platform bulamamışlar. Birileri ellerinden tutmamış, şans vermemiş.
Aynı şey siz futbolcular için de geçerli.
Bugün ülkede geçmişten günümüze en iyi futbolcular kimlerse onlardan çok daha yetenekli olan; ama keşfedilmedikleri, görülmedikleri için marangozluk, muhasebecilik, fabrika işçiliği yapan insanlar var.
Peki ya sizler?
Sizler o şansı bulanlarsınız.
Peki o şansı size kim vermiş?
Tabi ki Bursaspor.
Kulüp sizi görmüş, almış yetiştirmiş, yatırım yapmış, parlatmış.
Size şans vermiş. o şansı verene de borcunuzu ödemek zorundasınız.
Bugün bir asgari ücretle markette reyon sorumlusu, mobilya mağazasında satış görevlisi veya bir restoranda komi değilseniz, bu Bursaspor’un size verdiği şans sayesindedir.
O yüzden “Ben yetenekliyim nasıl olsa futbolcu olurdum” diye düşünmeyin.
Ne yetenekliler var keşfedilmedikleri , yetiştirilmedikleri için heba olup gittiler.
Kariyerinizi düşünürken “Beni keşfedip yetiştiren kulübüme nasıl borcumu öderim” diye de düşünün.
YÖNETİM TEDBİRİNİ ALSIN
Biz bunları söylüyoruz; ama bu konunun öyle futbolcuların, menajerlerin ve ailelerinin vicdanına bırakılacak bir konu olmadığını yakın zamanda gördük. Yeni örnekler de yaşamak üze olduğumuz da görüyoruz.
O yüzden tedbir almak şart.
Bursaspor, maddi olarak böyle bir sıkıntı içerisindeyken 50-60 milyon liralık bir kayıp yaşadıysa bunda en ufak bir sorumluluğu olan herkes özeleştirisini yapıp aynı hatayı tekrarlamamak için elinden geleni yapmalı.
Yukarıda futbolculara hitaben söylediklerimi onlar dikkate almamalı. Yöneticiler sadece tedbir almalı.
Almalı ki aynı şey bir daha yaşanmasın.
Gelecek vadeden ve sözleşme süresi azalan kim varsa hemen bu hafta önlerine kontrat konmalı.
Vakıfköy Bursaspor için var. İstanbul’a veya elin Alman’ına bedavadan oyuncu yetiştirmek için değil.
Orada yetişip de karşılığını vermeden kaçıp gitmek isteyen yani sözleşme uzatmaktan kaçınan her kim olursa olsun daha yıldızı parlamadan geldiği yere Vakıfköy'e postalanmalı.
Kulüp seni daha çocukken alacak, her ihtiyacını karşılayacak. Seni adam edecek, Senden bir kereye mahusz tek bir şey isteyecek; ama Sen "Ben kariyerimi düşünmek zorundayım, küstüm, müstüm" falan filan diyerek yan çizeceksin.
Yok öyle bir dünya !
Bu kulüp çatısı altında yiyip, içip, çamaşırını, çorabını yıkatıp, gelişip, adını duyurup borcunu ödemeden kaçıp gitmeyi düşünen başkaları da varsa akıllarını başlarına alsınlar.
Burası Bursaspor, Dingo’nun ahırı değil.