Paristeki vahşet, terörü dünyanın gündemine taşıyacaktır. Belki de bu yazının okunduğu dakikalarda dünya devletleri Suriyeye bir kara harekatı kararı almış olacaktır, kim bilir?Geçtiğimiz sene Pariste bir dergiye yapılan saldırıyı hatırlıyoruz. Fransızlar şoka girmişti, güvenlik güçleri bile ne yapacağını şaşırmış durumdaydı. Teröristlerin Fransız vatandaşı olduğu ortaya çıkınca toplumlarında daha büyük bir korku oluşmuştu. Fransızlar aynı dili konuştuğu, eğitim sistemlerinde öğrenim gördüğü ve kültürünü bildiği vatandaşları tarafından öldürülmüştü. Zaman içerisinde Fransanın IŞİDe en fazla üye verdiği ortaya çıktı. Ülke genelinde altı milyon müslümanın yaşadığı gerçeği bir kez daha hatırlanmış oldu. Parisin varoşlarında yaşayan ağırlıklı olarak Kuzey Afrikadan göçen vatandaşlarını anlamak için sosyal programlar devreye sokuldu.Bu çabalardan bir netice alınmadığı görülüyor. Terörün esas kaynağının nedeni araştırılmalıdır.İngiltereden, Fransadan, ABDden meslek sahibi gençlerin neden IŞİDe katıldığının anlaşılması gerekiyor. Pariste saati beş Euroya çalışan insanlar, fiyatı beş bin Euro olan çantalardan almak için saatlerce kuyrukta bekleyen insanları görerek yetişiyor. Özel yapım otomobillerle dünyanın en lüks restoranlarına girmeye çalışan çiftlerin hayatlarının nasıl olduğunu hayal ederek yaşantılarını sürdürüyor Parisin varoşları Aç, mutsuz, karanlık bir hayat anlayacağınız ama diğer tarafta neyin yaşandığını biliyor. Eğitimi var ve yerkürenin tüm ihtişamı bir tiyatro sahnesi gibi dünyanın bu romantik şehrinde cereyan ediyor.İşte günümüzün gerçek sorunu budur; bilgi çağı dünyanın neresinde, ne olduğunu yeni nesillerin öğrenmesine imkan tanıdı. Ancak gelir dağılımındaki uçurum bir mutsuzluğa ve sonucunda bir isyana neden oldu.Ne yazık ki, kapitalizm ve ona bağlı gelişen tüketim toplumu anlayışı insanları mutlu edemedi.Bugün cebinde milyarlarca doları olan da kendisini mutlu ve güvende hissetmiyor, umutsuz ve hayattan beklentisi olmayan büyük bir kitleyse herşeye isyan ediyor.