Atatürk Stadyumu ve Kapalı Spor Salonu, Turing Otel, çukur dükkan, zafer sıra dükkanlar, itfaiye binaları, çarşı karakolu yıkıldı…Merkez Bankası ve Kızılay binalarının yıkılması bir anlamda tarihi Bursa silueti açısından sevindirici olsa da diğer binaların yıkılışı üzüntü verici idi.Ne yapalım kalanlar ile idare edeceğiz.Filmi yeniden geriye sarıyorum.Tam 6 yıl boyunca yağmur, çamur, soğuk, sıcak, yaz, kış demeden Maksem mahallesindeki okuluma yürüdüm.Binaların önünden geçerken kendimi şehirle bütünleşmiş hissederdim.Her şeye rağmen kendimi çok şanslı hissediyorum keza okulum erkek lisesi ve o bölgede, Alipaşa mahallesindeki bütün binalar dokusunu koruyor.Halen daha o bölgede yürürken müthiş zevk alıyorum.Her geçişimde başka güzellikler hissederim.O zifiri kara kömürün kokusu bile bembeyaz hayallere götürür beni.Yazın Tahtakale’deki köylü pazarına gelen meyvelerin kokusu gelir burnuma.Ya o postaneyi geçince herkesin yer bulabildiği küçücük kuru fasulyeci Adem Baba, 1 liraya karnımızı doyurduğumuz günlerde kendimi Bursa’nın fatihi zannederdim.Setbaşı postane arası voltalar ve adım başı selamlar yeni moda kıyafetlerin podyumunun oradan doğduğuna inandırırdı beni.Hele postane önünde bayram ve yılbaşı arifelerindeki kartpostal satıcıları.Özellikle de kışa denk gelmesi ile birlikte o pembe renkli, kar kaplamış çatıları, sarı sıcak simle süslenmiş ışıklar ve sevimli köpekleri ile birbirinden sevimli çocuk resimli kartpostallar alır götürürdü beni gençliğimin hayaller dünyasına.Biriktirdiğim bütün para ile sevdiklerime ulaştırmak için o kartpostalları satın alırdım.Dolmakalemimi alır el yazım ile özenerek yazardım her birine…Yeni yılınız kutlu olsun. Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim.Saygılarımla