Aslına bakarsanız yabancı para birimlerinden aldığımız borçları verimsiz kullandığımız için ödeme sıkıntısıyla yüz yüze geldik.Diğer taraftan insanımız politik ve ekonomik nedenlerden gidişata güvenmediği için varlıklarını yabancı para birimlerine park etti ya da yurtdışına transfer etti.Sonuçta, TL başta USD ve EURO olmak üzere dünya para birimleri karşısında büyük bir değer kaybına uğradı. Şu an yerküre üzerinde en değersiz yereli para birimlerinden biri bize ait.Değer kaybı içeride enflasyona neden oldu, bunu sokağa çıktığımız her an yaşıyoruz. TÜİK’in açıkladığı rakamların gerçeği yansıtmaması da tüketici güvenini erozyona uğratmaktadır.Her geçen gün oluşan dış ticaret açığı, Merkez Bankası’nın swap anlaşmalarından doğan yükümlülüklerine bakılarak geleceği endişeyle değerlendiren insanların olduğuna şahit oluyoruz.Dünyanın en büyük fon yöneticileri gelişmekte olan ülkelerin döviz borçları nedeniyle para basabileceği iddiaları basına yansımıştı.Geçtiğimiz günlerde bir siyasi de Türkiye’nin TL basarak MB rezervi olarak görünen dövizin MB’ye transferi için TL basılacağı iddiasını dillendirdi.Yabancı para cinsinden varlıkların TL’leştirilmesi tarihte görülmemiş bir enflasyona neden olacak bir uygulamadır.Bu alternatifin tercih edilmeyeceğine inanıyoruz.Peki bu içinde bulunulan durumdan kurtulabilmenin başka seçeneği var mı?Var, bu alternatif de yurtiçin yerleşiklerin döviz bozdurmasını ve ithalatın – iç tüketimin tamamen durdurulmasını sağlayacak bir faiz artışına ihtiyaç duyulacaktır.Bir başka deyişle Türkiye’nin gerçekleriyle yüzleşmek gerekecektir.