?>

Anonim şirket yönetim kurulunun depremde ölenlerden dolayı sorumluluğu

İzmir’de yaşanan deprem sonrasında, yıkılan yapı yüklenici (müteahhit) yetkilileri tutuklanmıştır. Bu çalışmada, yüklenici anonim şirket ise, gerçekte hangi yöneticinin ayıplı yapıdan (eserden) dolayı sorumlu olması hukuki yönü ile incelenmiştir.

Dr. Mevci ERGÜN

4 yıl önce

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun (Kısaca “TTK”) 553’üncü maddesi, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ile ilgili genel hüküm niteliğindedir.

Buna göre, yönetim kurulu üyeleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar (TTK m.553/1).

Bu düzenleme uyarınca, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ile ilgili olarak, kusurlu sorumluluk ilkesi ve mutlak teselsül ilkesi uygulama görmektedir.

Kanunla öngörülen  bu yeni sistemde, yönetim kurulu üyeleri hakkında hem doğrudan hem de dolayısıyla zarar uygulanır.

Kanunda “yönetim kusuru” açık bir sorumluluk hali olarak düzenlenmemiştir. Bunun sonucu olarak, yönetim kurulu üyeleri, mahkemece yerindelik incelemesi yapılarak sorumlu tutulamaz. Ancak, kanunu ve esas sözleşmeden doğan yükümlerde, özen yükümüne aykırılık bundan istisnadır.

Yönetim kurulu üyeleri,  kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi kanuna dayanarak, başkasına devrederse, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar (TTK m.553/2). Burada kanunun cevaz verdiği tüm devirler söz konusudur. Bu durumda, devirlerin kapsamına, TTK’nun 367’nci madde ile 370’nci maddelerinde öngörülen sırası ile yönetimin devri ve temsil yetkisinin devri girer.

Üyelerin, (ispat güçlüğü de hesaba katılırsa) kasıtlı ve hileli davranışlarıyla şirketi zarara uğratmalarını bir yana bırakırsak, ihmallerinin bulunup bulunmadığı, kendilerine yüklenen özen borcunu yerine getirip getirmediklerinin tespitine bağlıdır. Çünkü, özen kavramının temel işlevi, ihmal kavramının belirlenmesinde karşımıza çıkmaktadır.

Yönetim kurulunun TTK’nun 375’inci maddesinde belirtilen görev ve yetkileri devredilemez niteliktedir.

Yönetim kurulunun,  kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devrinin geçerli olabilmesi için, bu devrin esas sözleşme veya iç yönerge ile yapılması gerekir.

Yönetim kurulu üyelerinin genel sorumluluğu yanında, ayrıca TTK’nunda belirtilen diğer sorumluluk halleri de bulunmaktadır. Kanunun çeşitli hükümlerinde yer alan diğer sorumluluk hallerinin özel olarak düzenlenmesi, hem açıklık hem de kanun yapma tekniği açısından bir gereklilik sonucudur.

TTK’nun 371 (5), 393, 395, 396 ve 377 inci madde hükümleri öngörülen durumlarda, yönetim kurulu üyelerinin “münferiden – kişisel” sorumluluğu bulunmaktadır.

Anonim şirket, temsile veya yönetime yetkili olanların, görevlerini yaptıkları sırada işledikleri “haksız fiillerden” doğrudan doğruya “kişisel” sorumludur (TTK m.371/5, TMK m.50/II).

Organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar (TMKT m.50/III). Sorumluluk, organı oluşturan kişinin veya kişilerin sorumluluğudur.

Haksız fiil kavramı, geniş anlamda kusur sorumluluğu ve sebep sorumluluğunu içerir.

Yukarıdaki açıklamalardan; anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin görevi süresinde meydana gelen yapının ayıplı olmasından dolayı bir deprem sonucu kişilerin ölümünden dolayı, kusurlu olan yönetim kurulunu oluşturan üyeler veya bu yetkinin esas sözleşme ya da iç yönerge ile devredilen kişi/kişilerin hukuki ve cezai sorumlulukları bulunmaktadır.

Ailenizle esenlik ve mutluluk dileklerimizle, saygılarımızı sunarız.

 

(1) Gümüş, M.A.: Türk – İsviçre Borçlar Hukukunda Vekilin Özen Borcu, İstanbul 2001,s.60 (Kırca Takdir, agm., s.87 Naklen)

YAZARIN DİĞER YAZILARI