Bursaspor’da başkanlık seçimine bir aydan az bir zaman kaldı.  

Aday adaylarının başvuru yapmaları için tanınan sürenin bitimine ise 11 gün kaldı. 

Bu göreve talip olacaklar ayın Mayıs’ın 15’i akşam 17:00’ye kadar gidip başvuru dilekçelerini Divan’a sunacaklar. 

Yazı konum başkanlık seçimi değil, Divan seçimi; ancak başkanlık seçimine de kısaca değinmek istiyorum. 

Şu ana kadar tek aday adayı görünüyor. 

Sosyal medyadan “Çevremin isteği” diye başlayan -artık kimse o çevre- ! olur olmaz, adli sicili kabarık kişilerin duyurdukları reklam adaylıklarını ciddiye almıyoruz tabi ki. 

Bursaspor’a dürüst, kulübün ekonomisini doğru yönetecek, transfer tahtasını açıp, önümüzdeki sezon Süper Lig’e döndürebilecek bir isim başkan olsun yeter derdindeyiz. Kim olduğunun önemi yok.

Zaten tahtayı açamayacak, gerekli transferleri yapamayacak kimse de çıkıp aday falan olmasın mümkünse !

Ayrıca yönetime gelenlerin “Şehir destek versin” falan filan laflarından gına geldi, bıktık artık.  

Görülüyor ki şehir icraat görmeden destek vermiyor işte. 

Başkanlık için kulağımıza gelen bazı çalışmalar olsa da netleşmeye başlamadan duyurmak veya yorum yapmak doğru değil. Kimsenin de boşuna reklamını yapmanın alemi yok.

İfade ettiğim gibi dürüst ve kulübü ait olduğu yere önümüzdeki sene döndürecek birileri gelsin de kim olduğu önemli değil. 

Gelelim Divan’a… 

Tüzük gereği olağan kongrelerden üç ay sonra Divan Başkanlık Kurulu seçimi yapılıyor. 

Mevcut başkanlık kurulu yeniden aday olmayı falan düşünmüyordur umarım. Düşünmemeliler de zaten.

Aslında Divan Kurulu kurulduğundan beri amiyane tabirle bi numarasını göremedik. 

Gerek önceki Başkan Kadir Şankaya gerekse mevcut Başkan İdris Sevinç oturdukları koltuğun hakkını veremediler.  

Öyle ki Divan Kurulunun işlevini hatta varlığını sorgulatır oldular. 

Bursaspor kötü yönetilirken, soyulurken, kulübü dar boğazdan çıkaracak başkanlar ve yönetimlere ihtiyaç duyulurken, Divan Başkanlık kurulumuzun üyeleri tarlada piknik yaparken yakından geçen bir kara taşıtını izler gibi izlediler!  

Kulübün kurtuluş için güçlü bir başkana ve yönetime hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyulduğu şu günlerde de öylece izlemeye devam ediyorlar.

Haklı olarak “Ne işe yarıyorsunuz ya da neden varsınız beyler?” sorularının ve eleştirilerinin muhatabı oluyorlar.

Bursaspor Camiası Divan Kurulu kurulduğunda, o makamı kulübün haklarını koruyacak, yapılan yanlışlarda üzerine gidecek, gerektiğinde hesap soracak bir yer olarak görmüştü. 

Oysa tam tersi oldu. 

Yapılan yanlışlara sessiz kalındığı gibi hesap sormaya çalışan divan üyelerinin bizzat Divan Başkanları tarafından azarlanarak susturulmaya çalışıldığına defalarca şahit olduk. 

Neden? Çünkü kendilerini göreve getiren ağabeyleri öyle istiyordu da ondan. 

Oraya Bursaspor'un çıkarları için görev yapacak kişiler gelmeli. 

Birilerinin keyfine göre hareket edecek piyonlar değil.

Şehrin güven duyacağı, Bursaspor’un haklarını gerçekten savunabilecek, hesap kitap bilen, en ufak bir yanlışta hesap sorabilecek, denetleyecek bağımsız, korkusuz, dürüst birileri gelmeli.

Divan Kurulu üyeleri içinde bu tanımlara uyan üyeler kesinlikle var. Onu da ifade etmek istiyorum.

Son iki dönemde olduğu gibi bir Divan Başkanlık Kurulu profili izleyeceksek açık söylüyorum hiç gerek yok.

Divan Kurulunu kapatın gitsin. 

İşe yaramadıktan sonra camiada boşuna yer işgal etmesinler.

Bursaspor kulübü bu durumlara düştüyse işinin hakkını veremeyen veya kendi çıkarlarını düşünenler ve yapılan yanlışlara susup çanak tutanlar yüzünden düştü.  

Bir şeyleri düzeltmek istiyorsak, camiadaki tüm makamlara görevinin hakkını verecekleri oturtmak zorundayız. 

Divan da bunlardan biri.