?>

Bu doğa felaketini mutlaka el birliği ile çözmeliyiz

Yaklaşık iki ay önce başladı Marmara’daki müsilaj olayı ve Gemlik Körfezi’nde ilk görüldüğünde haber şu idi… “Gemliklileri korkutan beyaz köpük”

Yalçın ARAS

4 yıl önce

Bursa’mızın güzide gazetelerinden biri olayın geçici olduğu temennilerinde bulunmuştu.Maalesef günümüze gelindiğinde artık müsilajın ne olduğunu herkes biliyor, bilmediğimiz şey ise sırası ile şöyle…1. Denizin 25 metre altında oluşan bu bakteri türü organik üremenin ne zamana kadar süreceği?2. ‘Marmara Denizi 2007 yılında öldü, şimdi ise cesedi kıyıya vurdu’ diyorlar doğru mu?3. Denizde ‘aşağıdan yukarı, sağdan sola ve soldan sağa çalkantı durdu’ diyorlar doğru mu?4. Artık Marmara’da balığı ve yüzmeyi unutacak mıyız?5. Mavi deniz sarı kirli beyaz karışımı bir renk mi kalacak?Marmara niçin böyle olduğuna dair gerekçeleri ise yine sırası ile…1.Marmara kıyılarında yaşayan 25 milyon nüfusun atıkları Marmara’ya arıtılmadan toplanıyor.2.Deniz suyu sıcaklığının 2 derece artmasından kaynaklanıyor.Bu soruları kendi kendimize sorduktan sonra bir vatandaş olarak endişelerimden dolayı hemen kalıcı çözümlerimi dile getirmek istiyorum.1. Marmara’ya kıyısı bulunan bütün şehirlerin belediye başkanları acilen bir araya gelmeli.2. Bu konu ile ilgili üniversiteler başta olmak üzere acilen çevre kurulu oluşturulmalı.3. Kamuoyuna ilk ve acil olarak yapılmaması gereken şeyler anlatılmalı.4. Marmara kıyısındaki bütün köy, kasaba ve şehirlerin atıkları, kıyıya döşenen borular yani kollektör ile oluşturulacak havuzlarda toplanıp arıtıldıktan sonra denizin derinliklerine karıştırılmalı ve bunları denetleyecek akredite kuruluşlar oluşturulmalı.5. Genel olarak ülkemizde kıyı şeridinde var olan bütün şehirlerimiz bu sisteme acilen geçmeli.Üstelik sadece denizlerimiz de değil, ülkemizdeki bütün akarsularımızın kenarında bulunan ve her türlü atıklarını deşarj eden firmalar da teker teker belirlenerek disipline edilmelidir.Acizane sanayi bölgesine yapılan endüstriyel arıtmanın başından sonuna kadar içinde bulunmuş biri olarak ülkemiz üniversitelerde bu bilginin olduğu ve arıtma sistemlerinde kullanılacak teknolojik bütün olanakların mevcut olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.Hani derler ya “bir musibet bin nasihatten iyidir”Umarım bu musibet hem bizlere ders verir hem de arıtma endüstrisi ülkemiz için güçlü bir endüstri kolu olarak dünyaya, insanlığa ve ekonomiye yardımcı olur.Krizleri fırsata çevrilmeli, işte kriz işte fırsat.Tüm sorumlulara duyurulur.Aksi takdirde çevre felaketleri tarımsal ürünlere sıçrayabilir.Gelecek nesillere doğayı, tabiatı aldığımızdan daha güzel bırakmalıyız, bitirerek değil.VE BU DOĞA FELAKETİNİ EL BİRLİĞİ İLE ÇÖZMELİYİZ.Saygılarımla.

YAZARIN DİĞER YAZILARI