Piyasalarda her düşüş kriz getirirken, her kriz merkez bankaları tarafından para basılmak kaydıyla bastırıldı. Sonunda bizim “Para Basımı Çılgınlığı” olarak adlandırdığımız ve halen devam eden bu dönemde artık insanoğlu merkez bankalarının para basımına bağımlı hale geldi.Bugün bu kurumların desteğinin ortadan kalkması durumunda büyük bir krizin yaşanmasından endişe ediliyor. Ancak insan emeği dışında aklınıza gelecek her şeyin fiyatının anlamsız noktalara gelmesi artık kendi başına risk oluşturmaya başlamıştır. Fiyatlar öyle bir artmıştır ki; küresel ekonomilerin bir anda durma noktasına gelmesine neden olabilir.Mal fiyatlarının artmasına rağmen, navlunlar da anlamsız bir şekilde artmıştır. Bazı ürünlerde navlun bedeli malın değerinin üzerine çıkmaya bile başlamıştır. Bank of America’nın son raporlarından görüleceği üzere küresel merkez bankaları her saat 834 milyon USD para yaratırken, dünya borsaları saatte 780 milyon USD değer kazanmaktadır.Bu bilgi nasıl bir sürdürülemez bir sürecin içinde olduğumuz açık bir şekilde anlatmaktadır. Bazı ekonomistler bu tabloyu görerek uyarılarda bulunsalar da iyimserler önemli bir teknolojik zıplama içerisinde olduğumuzu iddia ederek artık sürecin bu bilgi doğrultusunda yeni normalinde yürüdüğü savında bulunuyorlar.Benzer iddiaların buhar makinesinin keşfi, havayolu taşmacılığının ticarileşmesi, küreselleşme ve internet devrimi dönemlerinde de gündeme geldiğini biliyoruz. Teknolojik gelişmelerin gerçekleştiği süreçlerde gelişmelerden elde edilecek kazanımların abartıldığına şahit oluruz. Bu da çılgınlığı oluşturan başka bir unsurdur. Mesela bu yazıyı kaleme aldığımız zaman diliminde medyaya bir haber düştü. Elektrikli kamyon üreticisi Rivian bir adet kamyon teslimi gerçekleştirmeden 80 milyar USD değer üzerinden halka açılıyormuş.Bir şekilde bu dönem geride kalacak, tam olarak ne yaşayacağımız hakkında bir tahminde bulunmak mümkün değil. Bekleyip göreceğiz ancak geçen 20 yılda yaşadıklarımız tarih sayfalarında yer alacaktır.