Yağmur geldi...
Ama nasıl geldi? Gök delindi sandım...
Dengesini bozduğumuz tabiat, bereket yerine intikam peşinde sanki...
Hava bunaltıyor, bulutlar geçiyor, derken birkaç dakikalık rüzgar, metre kareye 20 kg. yağmur, 15 dakikada felç...
Zaten trafik berbat, trafik terörüne teslim olan kentte hayat bir anda durdu yine...
Candan Erçetin'i izleyenler, dinleyenler, romantik aşk yaşayanlar mutluydu ama, ya sokak?
Ya yıkık dökük hayatların viraneleri?
Kimbilir bilmediğimiz, görmediğimiz ne zorluklar içinde yaşamını sürdürmeye çalışan insanlar var...
Hayat işte...
Zor be dostum...
Gerçekten zor bir dünya, zor bir hayat...
Önümüz kış...
Okullar dolu, çarşı, pazar dolu, kahveler, cafeler hınca hınç dolu, pandemi kol geziyor...
Ofisler, fabrikalar, devlet daireleri dolu...
Sağlık Bakanlığı Bursa'yı sarı gösteriyor, minareden gelen sela sesleri ise, kırmızı olduğunu gösteriyor...
Sonbahar güzeldir kimileri için aşk, kimileri için hüzün...
Renkleri çok güzeldir doğanın, ama yüreklere dokunur, acılı geçer çoğu zaman...
Neyse...
Ekmek 2 Tl. olmuş, akaryakıt, elektrik, doğalgaz oldukça zamlandı...
Kapanma imkansız, tek çare bildiğiniz gibi aşı...
Aklım, mantığım almıyor halen aşı karşıtlarını...
Daha hızlı, daha verimli, daha çok aşı...
Tavsiye etmiyorum, yalvarıyorum aşı olun...
Biraz bilinçli davranın...
Hayatı hepimize zorlaştırmayın, kendinize de...
Sizi sevenler ve sevdikleriniz için aşı...
Sağlıkla, mucizelerle kalın...