?>

TEKNOKENTLER (1)

Çok sıkıntılı dönemleriyle hafızalarımızda hep kalacak olan bir yılı daha geride bıraktık. 2021 yılının analizini yıl içinde değişik konular için zaman zaman yapacağım.

Mürsel Öztürk

3 yıl önce

Henüz 2021’in istatistiki değerleri netleşmedi. Onların üzerinde yorum yapılmadı. Biraz bekleyelim.

Sanayileşen ve teknoloji alanında atılımlar yapmak için genellikle üniversiteler aracılığı ile çalışmalar sürdüren ülkelerde (özellikle ABD›de) ürün ve hizmetleri arttırmak adına geliştirilen Ar-Ge girişimlerini desteklemek amaçlı özel alanlar kuruluyor. Bu özel alanlarda Araştırma merkezleri, bilim ve teknoloji alanında faaliyet gösteren şirketler ve geliştirilen teknolojilerin uygulanabilirliğini teyit etmek üzere farklı sektörlerden girişimler bulunuyor.

Ülkemizde bu tür oluşumlar TEKNOKENT, TEKNOPARK, ARAŞTIRMA PARKI, BİLİM PARKI, TEKNOPOLİS gibi alternatif isimlerle anılıyor. Yaygın olarak bilinen adıyla ifade etmek gerekirse; Türkiye›deki teknokentler de ülkemizde sektörlerin gelişimi ve ekonomiye yön verecek gelişmelerin yaşanması için bilime destek veriyor.

Türkiye’deki teknoloji bölgesi kurma düşüncesi 1980’li yılların başında gündeme gelmiş ve kurma çalışmaları başlamıştır. Bu çalışmalar neticesinde 1990’lı yıllarda KOSGEB ve üniversitelerin işbirliği çerçevesinde teknoloji geliştirme bölgelerinin ilk adımı olarak TEKMER’ler (Teknoloji Merkezleri) kurulmaya başlanmıştır. Teknoloji geliştirme bölgeleri ile ilgili yasal çerçeve ise 2001 yılında kabul edilen 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile oluşturulmuştur.

Bu bölgelerin bağlı bulunduğu T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Temmuz 2021 verilerine göre Türkiye’de ilan edilen bölge sayısı 88’e ulaşmıştır. Bu bölgelerden 73 tanesi faaliyetlerini aktif olarak sürdürürken 15’inin altyapı çalışmaları devam etmektedir. Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet göstererek Ar-Ge çalışmalarını yürüten toplam firma sayısı 6818’e ulaşmıştır. Bu firmalarda 70.810 personele istihdam sağlanmaktadır.

Bölgelerde faaliyet gösteren 1440 firma akademisyenler tarafından kurulmuş veya akademisyenlerin ortağı olduğu firmalardır. Yabancı sermaye açısından baktığımızda; teknoloji geliştirme bölgelerinde toplam 338 yabancı ve/veya yabancı ortaklı firma yer almaktadır. Bu firmalar tarafından tescil ettirilen patent sayısı 1332, başvuru süreci devam eden patent sayısı 2937’dir. Bölgelerde yürütülen, şimdiye kadar biten proje sayısı 41.520, üzerinde çalışılan proje sayısı ise 11.205’e ulaşmıştır. Firmalar iç pazarın yanı sıra uluslararası alanda da satış yaparak yüksek cirolara ulaşmaktadır. Yürütülen çalışmalar girişimcilerin Ar-Ge ve inovasyon bilincinin yanı sıra markalaşma ve tasarım konusundaki farkındalıklarını da geliştirerek toplam satış tutarını 132 milyar TL’ye ulaştırmıştır. Toplam ihracat rakamları ise 6,2 milyar doları aşmıştır. Bu rakamlar yalnızca prototip ve lisans rakamlarını içermektedir. Bu değerler Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verileridir.

Türkiye’de teknokentler ile ilgili konunun gündeme gelmesi 1989 yılında Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) aracılığıyla örgütlenmiş olsa da dünyadaki ilk teknokent 1950’li yıllarda ABD’de kurulan Silikon Vadisi bünyesinde ortaya çıktı. Bu şekilde günümüzde hala sanayileşme ve teknoloji alanında gelişime önem veren ülkelerde sayıları gittikçe artıyor.

Üniversitelerin yanı sıra bakanlıklar ve devlete bağlı diğer kurumlar tarafından da desteklenebilen teknokentlerin sayıları ülkemizde de artış gösteriyor. Bu kapsamda, çalışmaları ile ülkemizin bilim ve teknoloji alanında gelişimine katkıda bulunan, sektörlerin ve şirketlerin küresel platformda ciddi bir rakip haline gelmesini sağlayan Türkiye’deki teknokentler ile ilgili bazı bilgileri gelecek yazımda sizlerle paylaşacağım.

Tüm insanlığa; sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir 2022 yılı diliyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI