Bu durum kitlesel üretim yapan ülkeleri etkileyecektir. Özellikle hazır giyim sektörünün bu eğilimin ilk etkileyeceği sektör olacağı düşünülmektedir. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde genç nesiller üretimlerinde atmosferde iklim değişikliğine neden olan emisyonlara veya çok fazla su tüketen ürünleri üzerlerine giymek istememektedir. Bu bir dünyada olan bitene karşı duruştur. Bu duruş öyle bir hal almıştır ki; eski kıyafetler elden geçirilerek yeniden kullanılmaya başlanmıştır. Bu geri dönüşüm eğiliminin son yıllarda büyümüş olan zincir markaların mevcudiyetine darbe vurabileceğini savunanlar vardır. Sözü edilen yeni akımdan ülkemizin önemli ihracata dayalı üretim sektörlerinin etkileneceği düşünülmektedir. Bu alanlarda yeni stratejilerin oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Belki de bazı sektörlerimiz geri dönüşümün belli oranlarda yapmak durumunda kalacaktır. Bu amaç için geri dönüşecek ürünlerin küresel boyutta toplanması ve mümkün olan en az işlemle yeniden kullanılabilir hale getirilmesi gerekecektir. Türkiye’nin küresel trendleri çok az bir gecikmeyle ancak sert bir tepkiyle mimiklediği bilinmektedir. Yakın zamanda yeni nesil tüketicilerimizin eski kıyafetleri geri dönüştürmeye başlaması şaşırtıcı olmayacaktır. Üreticilerimiz daha az ham madde, daha az karbon ve su tüketeceği bir sürece üretim modellerini hazırlamalıdır.