?>

Geçmişten ders alındığı görülmüş şey mi?

Bir hikâye vardır. Geçmişten bir fantezi.

Adil GÖKÇADIR

3 yıl önce

Padişah veziri çağırmış.   

“Vezir valide sultan yaşlandı, Mürvet görmek ister. Şehzadelerin sünnetini yapalım ama hazine tamtakır. Vergileri arttır bakalım” “Ulu devletlim. Ne zamandır sefer yok. Devletin masrafları ise ağırdır bilirim. Ancak halk mevcut vergileri zor ödüyor. Bir de arttırırsak korkarım kaldıramazlar. Elbet ferman sizin”

Vergiler arttırılmış. Vezir birkaç zaman sonra tebdili kıyafetle çarşıya inmiş. Görmüş ki halk perişan, kara kara düşünür. Saraya döndüğünde Padişah yine çağırmış Veziri.

“Tebdili kıyafet etmişsin. Halkın hali nicedir Vezir. Yeniçeri maaşları falan derken gelen gitti. Bir artış daha gerekecek.” “Aman Padişahım. Korkarım mümkün değil. Halkın durumu içler acısı. Hâl hatır sormaya çekinir olduk. Şikâyetin bini bir para”  “Sen bir zam daha yap. Yüklü bir zam ve 3 gün sonra git bak, Halk ne yapar.”

Vezir denileni yapmış ve 3 gün sonra endişeli, tebdili kıyafet çarşıya inmiş ki ne görsün. Her köşede davul zurna, şarkı, türkü milletin kimi takmış zilleri oynar. Kimi halay çeker, aklı başında adam yok. Dükkanlar, tezgahlar açık ve boş. Esnaf alabildiğince eğlencede. Çok şaşırmış ve koşa koşa saraya dönmüş. Derhal huzura çıkmış.

“Padişahım halk çıldırmış gibi. İşi gücü bırakmış, çalıyor, söylüyor, oynuyor. Bir eğlence, bir kahkaha, gırla gider ki sormayın.”    

“Tamam Vezir” demiş. “Artık zam yapmayalım. Bekleyelim bunu bir sindirsinler. Hatta bir küçük indirim yapalım moral olsun, işe güce dönsünler. Sonra gene bakarız. Bir yerlerde bir savaş falan da çıkmıyor ki, akıllarına meşguliyet düşe.”

Şimdilerde internet teknolojisi sayesinde çağımızın sohbet ağları Facebook, Instagram ve benzeri sosyal mecralarda sizlerin de karşısına çıkan, gülümseten anekdotları okuyunca aklıma yukardaki hikâye geldi. Başlangıçta zamlar nedeniyle şikayetlerini, dertlerini, sıkıntılarını, memnuniyetsizliklerini paylaşan insanlar şimdilerde daha çok espriler paylaşmaya başladılar. Akaryakıta gelen zamlar nedeniyle eski fiyattan alma kuyruğunda bekleyen araçlar için 

“Alamayanlar üzülmesin. Onların mutluluğu için yarın yeni bir zam daha yapılacak” esprisi ya da  “EPDK’dan yapılan açıklamaya göre, kamuoyunu gereksiz yere meşgul etmemek için, bundan böyle akaryakıta zam gelmeyeceği zaman açıklama yapılacaktır” esprisi.

      Bir dramı yaşarken, dramın özü kadar derin, anlamlı ve ince, bir o kadar da komik espriler. Kültürümüzde yaşamış nice Nasrettin Hoca’nın günümüzdeki çağdaş temsilcileri, sımsıcak insanımızın doyasıya ısıtan sözleri. Bu zor günlerde akıl sağlığını koruma yolu.

     Yapılan zamlar taşınabilecek mertebeyi defalarca aşmış durumda. Başına gelen ilk değil ki milletin. Geçmişte de yaşadı benzerlerini. Şimdi boynunu eğmiş seçim zamanını bekliyor. “Biz oy verdik, böyle oldu” diye düşünerek, vakurla, sessizce ve esprilerle ektiğini biçiyor ve bir sonraki seçimi bekliyor. Tavsiyeler şükür ve sabır. Elbet beterin beteri de var. Bir Rus zalimin egoları nedeniyle, kuzeyimizde korku içinde, aç, üşüyen, sığınaklarda yaşam mücadelesi içindeki masum çocukları, insanları düşünüp şükretmek gerek. Ayrıca bütün dünyada fiyatlar artıyor. Ne var ki bundan en fazla etkilenenler arasında ön sıralardayız. 

    Hitler’den sonra, dünyanın nükleer silahları sınırlandırma gayretinde olduğu yıllarda, “bir gün bir deli çıkar, bir düğmeye basarsa, insanlığın yaşayacağı trajediyi düşünün” denmişti. İnsanlık ders almadı. Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Cehalet yenilmesi gereken en büyük düşmandır” sözleri de yetmedi. 

Allah beterinden korusun.

YAZARIN DİĞER YAZILARI