Parası olan vatandaşın tasarruflarını Türk Lirası’nda değerlendirmesini teşvik etmek amacıyla başlatılan uygulamada GES getirileri, her ikisi de Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü (KEGM) tarafından devletin bütçesine aktarılan hasılat paylarına endeksli olacakmış. Yani GES ödemeleri bu iki kurumun hasılatından bütçeye aktarılan paralarla ödenecek. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü alanıma girmediği için, nasıl bir kurumdur, ne gibi işler yapar ne kadar kazanır pek bilmem.
GES uygulaması açıklandığında DHMİ adını duyunca doğrusu çok şaşırdım. Az sonra neden şaşırdığımı anlarsınız. Çok uzağa gitmeye gerek yok 10 yıl önce DHMİ deyince aklıma çok para kazanan, vergi rekortmeni olan dev bir KİT gelirdi. DHMi, devlet malı olan 50 havalimanını bizzat işleten, yanı sıra Yap-İşlet-Devret yöntemiyle Kamu Özel İşbirliği adıyla İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Bodrum Dalaman ve Zafer (yakında Çukurova) gibi havalimanlarından kira ve hizmet satışından büyük geliri olan bir kurum. Ayrıca, yabancı havayollarının ülkemizin hava sahasını kullanması nedeniyle de EUROCONTROL’dan (Avrupa Hava Seyrüsefer Teşkilatı) miktarı bilinmeyen üst geçiş ücretlerini de almaktadır. Kuruluşu 1933’lere kadar uzanan DHMİ uzun yıllar değil para kazanmak, devlete külfet bile oluyordu. THY’nın büyümesi yeni havalimanlarının yapılması ve de özelleştirmeyle hasılat gelirleri artan DHMİ’nın nasıl bir noktaya geldiğini anlamak için ödediği vergilere bakalım.
2012 yılında 1 milyar 863 milyon TL’lık hizmet satışı yaparak 150 milyon 968 milyon TL vergi ödeyen DHMİ, kamu kurumlarının arasında üçüncü, ilk yüzde de 18’inci sırada yer almış, bütçeye de tam 189 milyonluk bir katkı sağlamış. DHMİ, 2013’e göre altı basamak atlayıp 2014 yılında 11’inci olarak 299 milyon 762 bin TL vergi ödeyerek rekortmenlik iddiasını sürdürmüş. 2015 yılına gelince 8’inci sırada 340 milyon 004 TL gibi yüksek bir vergi ödemeyi başarabilmiş. 2017’de 409 milyon, 2018’de 682 milyon 2019’da da 965 milyon vergi ödeyerek rekorlar kırmayı aralıksız sürdürmüş.
Tabii bunları yaparken, 26 olan meydan sayısını Rize-Artvin ile 57’ye çıkarmış, eski havalimanlarına yatırımlar yapmış.
Covid-19 salgınının tam hüküm sürdüğü 2019 yılında 2 milyar 076 milyon, 2020 yılında ise 630 milyon zarar ederek vergi listelerine en sondan bile girememiştir. Hafta içinde DHMi’nin bu iki yıla ilişkin hesapları TBMM KİT Komisyonu’nda ele alındı. Anadolu Ajansı’nın haberine göre Komisyon’a sunum yapan DHMİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Hüseyin Keskin uçuşların emniyetli ve düzenli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamaya yönelik hava seyrüsefer hizmetlerinin 33’ü radar sistemi olmak üzere toplam 406 hava seyrüsefer yardımcı sistemiyle 24 saat kesintisiz verildiğini, Türkiye’nin 2021 yılı verilerine göre yolcu trafiğinde Avrupa’da ikinci, dünyada ise altıncı sırada yer aldığını, İstanbul, Sabiha Gökçen ve Antalya Havalimanları’nın yolcu açısından Avrupa’da ilk 10’da, dünyada da ilk 50’de yer aldığını belirtti.
Hüseyin Keskin, Kovid-19 salgınının havacılık sektörüne etkilerini azaltmak amacıyla 10 Şubat 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı doğrultusunda, DHMİ tarafından işletilen meydanlarda hizmet veren hava yolu, yer hizmet kuruluşları ile ticari hacim işleten kişi ve kuruluşlara tahsisli yerlere ait Nisan- Aralık 2020 dönemi kira bedellerinin iptal edildiğini, söz konusu yerler için Ocak 2021-Aralık 2022 dönemine ait kira bedellerine 2 yıl boyunca yüzde 50 oranında indirim uygulandığını söyledi.
Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, 2019, 2020, 2021 yılı kira bedellerinin 2043 yılına kadar ertelendiğini belirterek, “Ne hakla kimin parasını ne için ertelediniz? Bu kadar paramız varsa Meclis neden ek bütçe için toplanıyor?”diye sordu. Daha Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Zafer Havalimanı için verilen 2020 yolcu garantilerinde hata payının yüzde 99 olduğunu, bunun için yüklenici firmaya uçmayan yolcular nedeniyle 6,7 milyon Euro, şimdiye kadar ise toplamda 55 milyon 132 bin Euro ödendiğini söyledi. TBMM KİT Komisyonu’nda görüşlerin ve önerilerin dile getirilmesinden sonra da DHMİ’nın 2019 ve 2020 yıllarına ait olan hesapları AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla ibra edilerek kabul edildi. Şimdi, başa dönersek son iki yılda değil kar etmek, önemli oranda zarar ettiğini gördüğümüz DHMİ, bu zararını nasıl ve ne kadar sürede kapatacak ve hangi yıl kara geçebilecektir şimdilik meçhul. Her ile bir havalimanı yapma ve yolcu sayısı yetersiz havalimanlarına garanti verip ödeme yaptığı için muhalefetçe de eleştirilen DHMİ’nin şu anda yardıma muhtaç halde olduğu bir gerçek. Bu nedenledir ki ek bütçe talep ediliyorlar. Hani derler ya “Sen umarsın bacından, bacın ölür acından.” Tıpkı bu misal. Hal böyle iken, GES senetlerinin ödemesi için devlet hazinesine katkı yapması beklenen DHMİ’nin İstanbul, Sabiha Gökçen ve Antalya havalimanlarının yükselen yolcu sayısına güvendiğini söylemek için müneccim olmaya gerek yok. DHMi, evdeki hesabın çarşıya uymaması halinde bu ödemeleri varlığını ve geleceğini ipotek altına alıp yapmak zorunda kalırsa yazık olur. Mutlu yarınlar Türkiyem.