?>

Mali mevzuata sürekli yerleşen konu: Varlık barışı

Kıymetli okurlar, bilindiği üzere bazı mali mevzuat hükümleri son on yıllık süre zarfında çeşitli dönemlerde yeniden yürür­lüğe girerek neredeyse sürekli mevzuat hükmü haline gelmiştir.

Cem AĞ

2 yıl önce

Kamuoyunda “Af Ka­nunu” olarak lanse edilen kamu alacaklarının taksitlendirilmesi, matrah artırımı, kasa ve ortak cari affı veya stok – demirbaş affı gibi mevzuat düzenlemeleri belli aralıkla sürekli yeniden yürürlüğe girdiğinden artık piyasa beklentisi de oluşturmaktadır.

Bu düzenlemelerden birisi de çok fazla gündemde değilmiş gibi gözükse de varlık barışı müessesidir. Varlık barışı olarak isimlen­dirilen düzenleme esas olarak yurt dışında bulunan bazı varlıkların (para, altın, menkul kıymet gibi) Türkiye’de banka ve aracı kurum­lara ya da vergi dairesine bildirilmesi ve belli sürelerde Türkiye’ye getirilmesi esasına da­yanmaktadır. Yurt dışında bulunan gayri­menkullerin bildirimi de bu yasa kapsamına girmektedir. Bildirilen bu varlıkların değeri üzerinden yasada belirtilen oranda vergi ödenmesi söz konusudur. Bu bildirim ve var­lıkların Türkiye’ye getirilmesinin ardından be­lirtilen verginin de ödenmesi durumunda, bu varlıklar nedeniyle hiçbir şekilde vergi in­celemesi ve vergi tarhiyatı yapılmamaktadır.

Kanun hükmünde ayrıca, yurt dışında elde edilen bazı kazançların sadece Türkiye’ye ge­tirilmesi şartıyla gelir ve kurumlar vergisin­den istisna edilmesine ilişkin düzenlemeler de yer almaktadır. Daha evvel vergi yargı­sında varlık barışına ilişkin olarak verilen ka­rarda; ““Bu durumda, davacının 30.04.2021 tarihinde 4.430.000,00-TL tutarında kayıt dışı parasını beyan ettiği ve 21.07.2021 tarihinde davacıya tebliğ edilen dava konusu ihbar­name muhteviyatı katma değer vergisinin de davacı tarafından kayıt dışı bırakıldığı belirti­len hasılat üzerinden hesaplandığı anlaşıl­makta olup, dava konusu cezalı tarhiyata konu kayıt dışı hasılatın, davacının bildirimde bulunduğu varlığı dışında bir tutara ilişkin ol­duğu tespit edilmeden herhangi bir tarhiya­tın yapılamayacağı sonucuna varılmaktadır.

Olayda, inceleme elemanı tarafından bu­lunan kayıt dışı hasılat tutarının, davacının 193 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 93. madde kapsamında bildirimde bulunduğu tutarın dışında bir varlık kalemi olduğu yolunda bir tespit bulunmadığından, dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık görülmemiştir.” hükmü yer almaktadır.

7417 Sayılı “Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hük­münde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 30.06.2022 tarihinde başvuru süresi bitecek olan varlık barışı uygulamasına ilaveten yeni bir varlık barışı müessesi TBMM’de kabul edilerek yasalaşmıştır. Gerçek veya tüzel kişilerce, yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer ser­maye piyasası araçları ile Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türki­ye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtla­rında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar da yeni uygulamada kapsama girmiştir. Bu uygulama ile bildirim süresi 31.03.2023 tarihi olarak belirlenmiş ve arlık­lara belli bir tarih itibariyle sahip olma ve bunu ispat etme zorunluluğu bulunma­makta ve Bu doğrultuda, kanunda belirtilen sürelerde varlığın yurda getirilmesi veya ka­yıtlara alınması yeterli olacaktır.

Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %3 (yüzde üç) oranında vergi tarh edilecektir ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar öde­necektir. Hiç şüphesiz ki ülkemizde kayıt dışı­lıkla mücadele amacıyla bazı kolaylaştırıcı mali uygulamalar çok büyük önem arz et­mektedir. Lakin gerek yerli gerekse uluslar­arası ticari teşekküllerin daha uzun vadeli planlar yapabilmesi adına mali mevzuatın daha uzun süreli planlamalara uygun hale getirilmesi büyük önem arz etmektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI