?>

Özelleştirilen havalimanlarımız yabancı sermayenin eline geçti

Rusya-Ukrayna savaşından sonra ABD Yunanistan’a as­keri yığınak yaptığında “Bunları Rusya için yapıyorum” demişti.

Musa Alioğlu

2 yıl önce

Atina’nın Pire Limanı’na uçak gemisi konuşlandırması bek­lenen Amerikalılar oraya değilde, Girit Adası’ndaki Suda Li­manı’nı tercih etmişlerdi. Bunun farklı nedenleri vardı ama, Pire Limanı’nı Çinli bir şirketin işletmesi en büyük etkendi. Yani, ev sahibinin ‘buyur gel” demesi yetmez. Limanı işleten de dost olmalı. Şimdi, bu örnekten yola çıkarak bizim deniz ve hava limanla­rının işletmelerini hangi devletler yapıyor bir bakalım mı?

Türkiye’deki 27 deniz limanının 25’i özel sektöre kiralanmış durumdadır. Fakat bunların da birçoğu yabancılarla ortak ol­duğu ve hisseleri de fazla olduğu için söz hakkı da birçok yerde onlara aittir. Bunu Pire’deki durumla karlılaştırırsak, ne demek istediğimi çok daha iyi anlarız. Deniz limanlarından sonra bir de devlete ait olmakla birlikte yerli şirketlerin ortak alması ve hisse devri şekliyle yabancılar tarafından işletilen havalimanlarına bir bakmak lazım. Yabancı sermayenin en büyük havalimanı yatırımı, Savunma Sanayii Başkanlığı’nın HEAŞ şirketine ait İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’dır. Önceleri Türk-Hint-Malezya ortaklığıyla işletilen havalimanı, Limak ve Hintli GMR şirketlerinin ayrılmasıyla Malezyalı’lara ait, Malaysia Airports Holdings Berhad (MAHB) işletme hakkı­nın yüzde 100’üne sahip olmuştur. Bu durum devam ediyor.

Türkiye’de halen Antalya, Ankara, İzmir, Alanya Gazipaşa, Muğla Bodrum-Milas meydanlarını işleten TAV Havalimanları Holding’in ilk kuruluşta yabancı ortak olarak Avusturya Vi­yana Havalimanı’nı işleten VIE ile bir ortaklığı vardı. Onların ayrılmasından sonra Akfen, Tepe, Sera ortaklığından 2012 yı­lında Akfen ayrıldı ve ar­dından Fransız şirketi Aéroport de Paris SA (Group ADP), TAV Holding’in yüzde 46’lık hissesini (Bir kısmı da halka açık) alarak Türkiye’de beş havalimanı işleten ikinci büyük yabancı sermaye gurubu ünvanını kazandı.

Türkiye’ye 1999 yılında gelen ve yerli ortaklarla Antalya Ha­valimanı’nı işleten Alman Fraport AG şirketi, burada halen yüzde 51 hisseye sahip. Bu meydanda eski ortak Çeçen Hol­ding’in yüzde 49 hissesini de Mayıs 2018’de TAV, yani dolaylı olarak ADP satın alınca yabancı iki dev şirket burada ortak ol­dular. Bu durumda Antalya Havalimanı’ndaki hisselerin ta­mamı da yabancılara geçti. Bir başka yabancı ortaklık da geçen ay gerçekleşti. Dalaman Havalimanı’nda uzun yıllardır işletmeci olan YDA Grup yüzde 60 hisse için İspanyol Ferro­vial Airports şirketiyle ön anlaşma yapmıştı. 140 milyon Eu­ro’luk anlaşma geçen ay imzalandı ve Dalaman Havalimanı’nda Ferrovial Airports en büyük ortak oldu. Hava­cılıkta deneyim sahibi olan YDA Gurup da hiç beklenmedik bir zamanda kapılarını yabancı sermayeye tam açtı. Beklen­medik hisse devirleri beklenmedik satış anlaşmaları havali­manı işletmeleri arasında çok yaygın olmasa da görülen hareketlerdir. Sektör sürprizlere açıktır. Başka ülkelerde iki ha­valimanı işleten Limak’ın Sabiha Gökçen’den ayrılması ve sonra İstanbul Havalimanı’na ortak olup, daha sonra oradan da ayrılması bu tip sürprizlerdendir. Yine aynı şekilde İbrahim Çeçen’in Antalya’da hisselerini TAV’a satıp tam “ballı börek” olan Zafer Havalimanı’yla yoluna devam etmesi de buna benzer sürpriz bir harekettir. Geçmişte İstanbul Havalimanı ihalesini kazanamayan TAV’ın en büyük hedefi Sabiha Gök­çen’e ortak olabilmekti. Bu konuda bazı girişimleri olduysa da, mal sahibinden ve üst karar vericilerden bir onay çıkma­yınca buradan vaz geçip, IC (İbrahim Çeçen) Holding’ten gelen hisse devri teklifine dört elle sarılarak İstabul Atatürk Havalimanı’ndan ötürü surlarda açılan gedikleri onarma yo­luna gitti. Şimdi daha çok yurt dışında havalimanı yatırımla­rıyla dikkat çeken TAV (ADP)’ın Türkiye’de başka bir girişimi olmaz gibi. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bir hisse satışı söz konusu olur mu bilinmez, ama İstanbul Havalimanı’nda iki ortaktan biri olan Mehmet Kalyoncu’nun aylar öncesi ülke adı vererek “Görüşmeler yapıyoruz” demesi, oradan ayrılıp başka bir yerde havacılık sevdasına devam edebileceği fikrini akıllara getiriyor. Kalyon Holding yaptığı açıklamayla bir şey­ler ima ediyor fakat, görüş sorduğum Sabiha Gökçen Havali­manı yönetimi bir yorum yapmadı. Malezya Başbakanı’nın bir süre önce yaptığı Türkiye ziyaretinde havalimanını ziyaret etmesinden de bazı çıkarımlarda bulunulması bu kazanı kay­natıyordu. Malezya Başbakanı’nın tekrar gelişi ve Erdoğan ile görüşmesi bir şeyler olacağı anlamına mı geliyor yakında gö­rebiliriz. Dünyanın en büyüklerinden biri olan İstanbul Hava­limanı’na yabancı ortak veya ortaklar gelmesinin konuşulması bile hiç hoş değil. Hep yerli ve milli oluşu ile övünülen İstanbul Havalimanı bazı hisselerinin Çin veya Arap sermayesine satılması, bu meydanın da bir “yabancı” olma­sına doğru giden bir adım olacaktır. Ortada bir gerçek var ki, özelleştirilen ve iyi para kazanan tüm havalimanlarımız ya­bancı ortak alarak yabancılaşmıştır.

Tek tesellimiz, DHMi’nin istese de kolay kolay özelleştire­meyeceği Anadolu’daki havalimanlarında halen Türk bayra­ğının tek başına dalgalanmasıdır.

Mutlu yarınlara Türkiyem.

YAZARIN DİĞER YAZILARI