?>

1855’te Bursa’yı yıkan faylar diri!

İMO Bursa Şubesi tarafından düzenlenen panelde şehri 1855’te yıkan fayın diri olduğu, ancak MTA haritasında yer almadığı gündeme getirilirken, zemin sıkıntılarına dikkat çekilerek binalar kadar zeminin de tasarlanması gerektiği vurgulandı.

H. Gül KOLAYLI

2 yıl önce

 17 Ağustos 1999 Marmara depremi yıldönümü kapsamında İnşaat Mühendisleri Odası ( İMO) Bursa Şubesi  hafta boyunca sergi, basın açıklaması gibi etkinlikleri “Bursa’da Deprem Gerçeği Paneli” ile noktaladı…

Bursa Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Livaoğlu’nun yönettiği panele konuşmacı olarak Bursa Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eyübhan Avcı, Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Dr. Öğretim Üyesi Muammer Tün katıldı…

Paneli İMO Bursa Şube Başkanı Ülkü Küçükkayalar, Yönetim Kurulu Üyeleri, akademik oda temsilcileri izledi.

MTA HARİTASINDA OLMAYAN 1855 DEPREMİNDE ŞEHRİ YIKAN DİRİ FAY!

Panelde konuşan Dr. Muammer Tün, Bursa’nın tektonik ve jeofizik durumunu anlattı. Dr. Tün’ün paylaştığı bilgiler hayati derecede önemli:

“Bursa ve çevresinde diri fay hatlarıyla ilgili araştırmalar yürütüyoruz. Bursa’daki en büyük sismik tehlike Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun en güney kolu.

Bursa’da 1855 yılında yaşanan depremde, Hasanağa’dan başlayan ve Kestel’e uzanan noktada taş taş üstünde kalmamış. Ağır yıkımlar olmuş.

Bu hasarı meydana getiren fay MTA Diri Fay Haritasında yok. Bunun ile araştırmalar geçmişten günümüze yapılmış.

Biz de bu bulgulardan yola çıkarak çalışmalar yaptık. 2020 yılında Ankara Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi ve Eskişehir Üniversitesi işbirliğinde AFAD ve Yerel Yönetimlerin katkılarıyla saha çalışmaları yaptık. Bu fay hattının yerinde olduğunu tespit ettik…”

Buradaki en vahim husus 1855 depreminde şehri yıkan fayın MTA diri fay haritasında olmaması…

Biz yıllardır şehrin planlarına heyelan, taşkın alanları, MTA Fay haritası gibi afet riski yüksek alanların işlenmesini yazıp duruyoruz. Fay hattı üzerine bina yapılmasın, diyoruz… Diyelim ki yerel yönetimler MTA diri fay haritasını baz aldı! Yetmeyecekmiş! Bursa’yı 1855’te yerle bir eden fayın haritada diri fay olarak görülmemesi büyük bir risk…

PROF. DR. KUTOĞLU’NUN 2011’DE BURSA’DA TESPİT ETTİĞİ FAYLAR VARDI

Aklıma 2011 yılında Zonguldak Üniversitesi Öğretim üyesi – Prof. Dr. HakaN Kutoğlu’nun açıkladığı uzaydan fay hatlarını saptadığı  çalışma düştü…

O da Bursa Ovası’ndan geçen fay izini yeryüzü kabartılarından tespit etmişti. Onun gözlemlediği fay da Demirtaş’tan Nilüfer’e doğru 23 kilometre boyunca uzanıyordu. KAF’ın bir kolu olduğu varsayılmıştı. Ayrıca çalışmada İznik segmentinin Gemlik noktasında da yamulmanın işaretleri gözlemlenmişti. Kutoğlu da Bursa’da bir panelde bu bilgileri paylaşmıştı. O yıllardaki MTA diri fay haritasında Prof. Dr. Kutoğlu’nun tespit ettikleri yoktu. Şimdi dahil edilmiş midir, bilemiyorum…

ACEMLER KÖPRÜLÜ KAVŞAĞININ ALTINDAN GEÇEN DİRİ FAY HATTI

Dr. Muammer Tün 1855 depreminin gerçekleştiği fayın Acemler Köprülü Kavşağının altından geçtiğine dikkat çekerek uyarıyor:

“Bu fay hattının belirlenip yapıların buna göre tasarlanması önemlidir. Risk yönetimi aşamasında harcadığımız emek, kaynak, kriz anındaki harcayacağımız 7 birimlik kaynağın içinden 1 birim ediyor.

Ama risk yönetimi aşamasında ölü toprağı serilmiş bir coğrafya gibiyiz. Biz o bir birimi istiyoruz bunun için kaybedecek bir saniyemiz yok. Krizde 7 birimin karşılamayacağı can kayıpları yaşayabiliriz.

Örneğin tespit edilen fay hattı Acemlerdeki köprünün altından geçiyor. Köprüler bir afet anında can damarı özelliği yaşıyor ulaşım için kritik.

O köprü ayakta kalmazsa Bursa’nın can damarlarından birisi kesilecek. Bursa’da deprem tehlikesi var mı? Bazı araştırmacılara göre 2 bin yıl deprem olmayacak, Bazı araştırmacılara göre her an 7 büyüklüğünde deprem olabilir.”

BURSA’DA ZEMİN SIKINTILI

Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eyübhan Avcı Bursa’da deprem durumunda kentin sıvılaşabilir ve yumuşak kil gibi sıkıntılı zemin özellikleri olduğuna dikkat çekiyor:

“Eğimli arazilerde ve düz yüzeylerde sıvılaşabilecek bir zemine sahip Bursa’nın özellikle eski yapılarında, 99 öncesi yapılarında zemin iyileştirmeleri yapılmadığı için risk var.  Eski yapılarımızın durumu nedir? Bununla ilgili çok büyük belirsizlik var.

Zeminle ilgili değerlendirmeler es geçiliyor. Yapı sıvılaşabilir bir zonun üzerine oturduysa ne yapılacak? Üst yapının da performansı kötüyse deprem anında kaçınılmaz bir hasar oluşturacaktır…”

Geçmiş yıllarda izlediğim paneldeki bir bilim insanının anlattıklarını hatırladım:

“1970 yılındaki Gediz Depremi’nde Tofaş’ta bazı binalar yıkılıyor, deprem merkezine uzak bir noktada oluşan yıkım araştırma konusu oluyor ve anımsadığım kadarıyla da Tofaş’ın bulunduğu bölge de dahil Bursa Ovası’nda zemin sıvılaşması sorunu olduğu ve Mexsico City ile benzer bir yapıya sahip olduğu sonucuna varılıyor…”

BİNALARIN YANI SIRA ZEMİNİN DE TASARLANMASI ŞART!

Doç. Dr. Eyübhan Avcı sadece binaların değil, zeminin de iyi tasarlanması gerektiğine dikkat çekerek uyarıyor:

“Bursa eğimli araziler üzerine kurulu ve çok sayıda istinat duvarı var. Uygulamalar doğru yapılmazsa bir deprem anında yıkılması söz konusu. Yamaç molozunun üzerine yapılmış yapılarımız var.

Deprem anında sıvılaşma ile birlikte heyelanlar artabilir. Bu nedenle detaylı zemin haritasının çıkartılması gerekli, üst yapının iyi tasarlanması yeterli değil zemine de hakim olmanız gerekli.

Bursa’nın zemin haritasının oluşturulması için çalışmalar başlattık. Ankara Yolu’nun üst kısmında kalan Hürriyet Mahallesi’nden Gürsu’ya kadar Osmangazi Belediyesi, Yıldırım Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi’nin katkıları ile zemin haritalarını oluşturmaya başladık.

Yeni yönetmelik ile yeni yapılarda iyileştirmeler yapılıyor ama kaçak yapılarda zemin ile ilgili problem olursa ne olur bunu görmek istedik.”

BOR TEMELLİ MALZEME İLE ZEMİN İYİLEŞTİRMESİ

Sorunlu zeminlerde yapılabilecek iyileştirmelere de atıfta bulundu:

“Çalışma sonunda bunu kentin geneline yaymak istiyoruz. Haritayı çıkarttıktan sonra geliştirdiğimiz bor temelli bir malzeme ile zemin iyileştirmeyi sağlamak istiyoruz.

Bu malzeme zemin içindeki boşluklara yerleşiyor zemini katı bir kütle haline getirip sıvılaşmayı önlüyor.

Maliyet iyileştirme için önemli bu nedenle ekonomik bir çözüm üretmeye çalıştık ayrıca çevre dostu doğal madenlerden elde edildiği için yer altı suyuna karıştığında tehlike oluşturmayacak.”

BURSA  DEPREMDEN KORKMALI

Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Livaoğlu, araştırmaları süren Bursa’daki fay hattını değerlendirdi:

“Fayın fay sayılabilmesi için MTA’nın haritasına girmesi gerekli Muammer Tün hocamızın araştırdığı fay hattı MTA’nın haritasında olması gerekli.

Bu araştırma yapılarımızın tasarımı için önemli mevcut risklerin içine bir risk daha konulmuş olacak. Marmara’da oluşan faylanma nedeniyle de Bursa tehlike altında, hep İstanbul’u konuşuyoruz ama Bursa daha büyük tehlike altında. Bursa depremden korkmalı…”

Prof. Dr. Livaoğlu da uyardı:

“‘Mühendislik açısından ne yaptık?’ derseniz, belge üzerinde güzel şeyler yaptık. 1945 yılından 2018 yılına kadar deprem haritalarına baktığımızda büyük farklılık yok.

Araştırmalar yapıldıkça tehlike haritaları geliştirildi. Ana tehlikeleri biliyoruz ama bizim problemimiz uygulamada. 1972 yönetmeliğine göre yapılmış bir yapının 99 depremini ayakta atlatması mümkün.

Yazılı metinde sorunumuz yok, uygulamada ve uygulamaların denetlenmesinde sorunlar var.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI