Özellikle Bitcoin ile 2008 yılında başlayan süreç tüm dünyada hızla yayılmış ve sanal paralar gerek değer saklama ve yatırım aracı olarak gerekse bir takas aracı olarak yaygınlaşmıştır. Bu doğrultuda birçok ticari işletme sanal paraları bir tahsilat aracı olarak kabul etmiştir. İşte bu sebeple kripto paraların hangi ilkeler doğrusunda muhasebeleştirileceği ve finansal tablolara aktarılacağı önemli bir konu haline gelmiştir.
Bilindiği üzere kripto paralar, 2008 yılından beri kullanılmakta olan Satoshi Nakamoto tarafından deneysel olarak başlatılmış herhangi bir merkez bankası, resmi regülatör veya kurum ile ilişkili olmayan, ancak ülkelerin para birimi ile alınıp satılabilen, herhangi bir üçüncü parti hizmetine, aracı kurumuna gerek kalmadan transferi yapılabilen bir tür dijital para birimidir. Küresel piyasalarda ABD doları ve avroya alternatif olarak kullanılabilen Bitcoin’in sembolü ฿, kısaltması ise BTC‘dir.
Kripto paralarım Türkiye’de herhangi bir aracı, distribütör veya telif hakkı sahibi bulunmamaktadır. Kripto paralar hem bir ödeme aracı olarak kullanılabilirken hem de değer saklanabilmekte ve istenildiği anda güncel kur üzerinden sanal paradan reel paraya dönüştürülebilir.
Bilindiği üzere Türk Ceza Kanunu’nun 2’nci maddesinde “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz” hükmü yer almaktadır. Buna göre, ülkemizde yürürlükte bulunan herhangi bir mevzuat hükmünde sanal para alım ve satım işlemlerinin cezai müeyyideye tabi olacağına dair hüküm bulunmamaktadır. Bu sebeple, kripto paralar üretmek, tahsil aracı olarak kabul etmek ve ticari ile iştigal etmek veya bu konularla ilgili ticari bir organizasyon içerisine girmek herhangi bir suç tanımı içerisinde değerlendirilmemiştir.
Kripto paraların muhasebeleştirilmesi konusunda öncelikli olarak kripto varlıkların hangi finansal kalem olarak tanımlanacağı konusunda tartışmalar mevcuttur. Kripto varlıklar para mıdır, yoksa gayrimaddi bir varlık mıdır sorusu uzun dönemdir gündemi meşgul etmektedir. Bu doğrultuda şahsi görüşümüz kripto paraların herhangi bir ülke merkez bankasının izni dahilinde çıkarılmıyor olması, herhangi bir ulusal otorite tarafından kontrol edilmiyor olması gibi sebeplerde göz önünde bulundurularak kripto paraların bir para cinsi olmadığı para karşılığı olan gayrimaddi bir mal olduğu yönündedir. Ülkemizdeki KDV mevzuatında her türlü mal ve hizmet teslimleri KDV’nin konusuna girdiğinden ve Kripto paralar işlemleri KDV istisnalarında sayılmadığından Kripto paralar işlemleri ile uğraşan bir şirket ya da işletmenin doğabilecek bir vergi incelemesinde yüksek tutarlı KDV cezaları ile karşı karşıya kalması açısından yoruma açık bir hukuki yapı bulunmaktadır.
Konuya mevzuat çerçevesinde bakacak olursak, Merkez Bankası mevzuatı para tanımı için bir devlet teşekkülü bünyesinde basılma şartını koyduğundan şahsi kanaatimiz kripto varlıkların gayrimaddi hak olarak değerlendirilmesi gerektiği yönündedir. Bu sebeple kripto varlıkların gayrimaddi hak bedeli olarak muhasebeleştirilmesi ve raporlanması konusunda maddi olmayan bir gayrimaddi hak olduğu ve fiyatlarındaki değişiminde kambiyo kar ve zararı gibi değerlendirilmesi görüşünü taşımaktayız.