Noterlerin genel olarak yapacakları işler (NK m.60), özel olarak yapacakları işler (Tespit işleri, taşınmaz satış sözleşmesi, emanet işleri, defter onaylamak) ve diğer işlemler (Terk eden eşin ortak konuta davet edilmesi, mirasçılık belgesi verilmesi) yer almaktadır.
Noterler, ilgililerin istemi üzerine, hukuki işlemleri belgelendirirler. Belgelendirme, NK’nın Dokuzuncu Kısım hükümleri ile diğer kanunlar ve yönetmelikte gösterilen şekilde yapılır (NK m.72/I). Bu sebeple, belgelerin ve beyanların yasaya ve diğer ikincil düzenlemelere aykırı olmaması gerekir.
Noterlerin, ilgililerin istemi üzerine, yaptıkları hukuki işlemlerden dolayı hem hukuki hem de cezai sorumlulukları vardır.
Bu sebeple, belgeler ve beyanlar, yasaya ve diğer ikincil düzenlemelere uygun olmak zorundadır. Zira sorumluluk, bir borç kaynağı olup, borçlu, yani zarar veren, alacaklıya (zarar gören) vermiş olduğu zararı tazmin etmek zorundadır.
Üstte verilen genel bilgi çerçevesinde somut bir olay ile, noter işlemlerinde sözleşme özgürlüğü konusunun da önemine değinmek isteriz. Diğer bir anlatımla, Türkiye Noterler Birliği’nin dikkatini çekmek ve soruna çözüm getireceğini umut etmekteyiz.
Aşağıda konuya bir sözleşme ile örnek verilmektedir.
Yasal mal rejimi tarafların evlilik sözleşmesi yapmadığı durumlarda uygulanacak olan kanuni mal rejimidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile “edinilmiş mallara katılma rejimi” kabul edilmiştir. Mal ayrılığı rejimi, çiftlerin malvarlığı haklarını korumayı amaçlar. Türk Medeni Kanunu’na göre, eşler arasındaki mal rejimi, eşlerden birinin ölümü ya da farklı bir mal rejimi kabulü ile sonlandırılır.
Mal ayrılığı rejimi yani, evlilik sözleşmesi geçerlilik koşulları şunlardır:
- Tarafların anlaşması,
- Tarafların ehliyeti,
- Noterde düzenleme veya evlilik başvurusu sırasında seçilme,
- Kanuna uygunluk.
Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan evlilik sözleşmeleri kesin olarak hükümsüzdür.
Tarafların içeriğini hazırlayıp, noterden düzenlenmesini istedikleri “Evlenme Sonrası Mal Ayrılığı Rejimi Sözleşmesi” yerine, mutlaka kabul edilmesi istenen matbu sözleşme metni şöyledir; “{Alan1} tarihinde evlendik. Aramızda bugünden itibaren geçerli olmak üzere mal ayrılığı rejimini kabul ettik;
1-Her birimizin, yasal sınırlar içerisinde, kendisine ait mal varlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkı olacaktır.
2-Belirli bir malın kendisine ait olduğunu iddia eden, iddiasını ispatla yükümlü olacaktır. Aksi takdirde aidiyeti ispat edilemeyen mallar, paylı mülkiyetimizdeki mallardan sayılacaktır.
3-Her eş kendi borçlarından dolayı, kendisine ait malların tümüyle sorumlu olacaktır.
4-Mal rejiminin sona ermesi halinde, her birimiz, diğerinin zilyetliğinde bulunan mallarını geri alacaktır. Ayrıca üstün yararı olduğunu ispat eden, öteki önlemler yanında, diğerine ait payın ödeme günündeki karşılığını vermek suretiyle paylı mülkiyetimizdeki malın kendisine verilmesini isteyebilecektir.”
Noterde mevcut matbu sözleşme içeriği, yetersiz ve eksik olup, taraflar ve/veya mirasçıları arasında gelecekte önemli sorunlar doğuracak niteliktedir.
Nitekim, aşağıda başlıklar halinde belirtilen konular üstte belirtilen matbu sözleşme içeriğinde yer almamaktadır:
- Özgülenen mal,
- Paylaşma dışı mal,
- Paylaşma yöntemi,
- Envanter.
İlgili tarafların; yasaya ve ikincil düzenlemelere uygun olarak, içeriğini hazırlayıp, noterden düzenlenmesini veya onaylanmasını isteme haklarının korunması, sınırlanmaması ve engellenmemesi gerektiği inancındayız.
Ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.