?>

‘Osmanlı mutfağı Bursa mutfağıdır!

Merinos AKKM’de düzenlenen panelde Bursa’nın gastronomi potansiyeli, Afyon’un UNESCO Gastronomi kenti olma öyküsü ile TURSAB’ın gastrokent projesi ve Bursa mutfağının aslında Osmanlı mutfağı olduğu gündeme getirildi.

H. Gül KOLAYLI

2 yıl önce

Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde (AKKM) Hüdavendigar Salonu’nda düzenlenen “Gastronomi Kentleri” panelini Gastronomi Festivali’nin akademik Danışmanı Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Doğdubay yönetti…

Konuşmacı olarak ise Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Ömer Kartın, şef Ömür Akkor katıldı…

Başkan Aktaş Bursa’nın potansiyeline dikkat çekti:

“8 bin 500 yıllık bir yerleşim yeri, 2 bin 500 yıllık şehir geleneği var. Bitinya, roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemini yaşayan bir şehir.

Denize kıyımız var, tarih var, doğa var, Yılların birikimini tecrübesi var, Kadim medeniyet var ve bunun izleri var bu şehirde. Bursa gerçekten çok özellikli bir şehir. Belediye hizmetleri doğumdan ölüme dek verilen bir şey.  Artık o klasik belediyecilik anlayışı değişti. İnsana dokunan belediyecilik öne çıktı…”

GASTRONOMİ FESTİVALİ İÇİN 1,5 YILDIR ÇALIŞIYORUZ!

Ardından da turizmi gündeme getirdi:

“Bursa’da herkes bir turizm konuşuyor. Kimi zaman herkes bir yana çekiyor. Dış ilişkiler ve Turizm diye bir daire kurduk. Buna kafa yoran bir ekip olmalı. Bursa’da turizm için her şey var.

Dağ, deniz, göl, termal, tarih, kültür, gastronomi var. Bursa’da gece kalış ortalaması çok düşük. Otellerimiz var. Turizme yönelik bir istek var. Şehir olarak Allah vergisi bir noktadayız. Bursa’da yaşayanlar olarak hiçbir mazeretimiz yok…

Turizm Master planı yaptık. Turizmin en büyük tetikçisi yemek. Bir şehre gittiğimde oranın yöresel yemeklerini tercih ederim… Gastronomi Festivali için, 1,5 yıldır çalışıyoruz. Bu işi yaparken bir taraftan eleştiriliyoruz. Bu Bursa Büyükşehir Belediyesi’inn ya da Bursa Valiliği’nin projesi değil. Bursa’daki otelcilerin, esnafın, gıda işletmesinin, festivali, fuarı… O yüzden bugün Turizm Zirvesi de, Gıda Fuarı da, Gastronomi Festivali de burada… “

Başkan Alinur Aktaş Bursa’nın potansiyeline dikkat çekerken kadın tarımsal kalkınma ve işletme kooperatiflerine de dikkat çekti:

“Kadın kooperatiflerimiz var. Sayıları 7 idi. 27’ye çıktı. Aralarında E-Ticaret yapan, çok başarılı olanlar var. Bursa’da saray mutfağı var. Döner Kebabı var. Coğrafi işaret alan 24 ürün var...”

Başkan Aktaş “Bugün farklı paydaşların burada oluyor olması, bize güç ve heyecan veriyor. Katılan destek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.

AFYON’UN GASTRONOMİ KENTİ OLMA ÖYKÜSÜ

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek ise Afyon’un UNESCO Gastronomi kenti oluş öyküsünü anlattı:

“UNESCO’ya müracaat ettik. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yol haritası için görüştük. Ekim ayında Fransa’da UNESCO’da yöresel ürünler sergisinin düzenleneceği bilgisi geldi. 31 Ekim’de Yaratıcı Şehir Ağlarına alındığımız bilgisi geldi. Belediyede Müstakil bir Gastronomi birimi kurduk; üniversite ve Aşçılar Derneği gibi paydaşlarla çalıştık. Zafer Turistik Otelciler ve İşletmecileri Derneği ile Uluslararası Gastronomi Festivali’ni 2021 Temmuz ayında yaptık; 15 belediye ile Brezilya’dan Güney Kore’ye çeşitli ülkeler katıldı.

Afyon dört yol kavşağında, bir ilçe ile diğer bir ilçenin arası 280 kilometre. 18 ilçemiz 430 köyümüz, 600’e yakın yöresel ürünümüz var. 32 ürünümüze Türk Patent Enstitüsü’nden patent aldık bizim daha çok sebze ağırlıklı kendine has yöre yemekleri var.

115 yıllık bir konağı restore edip gastronomi konağı yaptık. Yöresel ürünlerle ilgili üniversite ile uluslararası çalışmalar yapıyoruz. Ekim ayında Gastronomi Kurultayı yapılacak. Afyon pek çok ilklerin öncüsü…”

Başkan Zeybek Afyon’un turizm potansiyeline de değindi:

“8 bin yıllık 7, 8 medeniyete ev sahipliği yapmış bir kent, 600’e çoğunda insanların yaşadığı tescilli konağımız var. 400 mermer fabrikası bulunuyor. Termalde 27 bin yatakla Türkiye’nin en büyük merkeziyiz.

Termal ile 33 bin konut ısınıyor. Yumurtada Türkiye borsasını belirliyoruz. Türkiye’nin kırmızı et üretiminde önemli bir yerdeyiz. 2021’de 18 bin ton sucuk üretildi. Yöresel marka tescilinde yıl sonuna kadar 100’e yakın ürünü hedefliyoruz. Afyon, Hatay, Gaziantep ile birlikte Türkiye’nin üç UNESCO Gastronomi kenti arasında yer alıyor…

TÜRKİYE’NİN GASTRONOMİ POTANSİYELİ

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ise şunları söyledi:

“Ben Seyahat Acentaları Birliği’nin Gastronomi yani işin aslı yeme içme turizmi bölümündeyim.

Türkiye olarak büyük bir hazinenin üstünde oturuyoruz. Ama bunu pazarlamamız lazım. Gastronomi turizmi bir başarı hikayesidir. Afyon bunu başardı. Türkiye’de kentlerin her biri önemli.

En zayıf kentlerden bile en başarılı işler çıkıyor. Etkin bir pazarlama ağı markası UNESCO’dur. Türkiye’de 20 kent daha Gastronomi Kenti olmak için UNESCO’ya başvurdu.

Şu anda UNESCO’nun Gastronomi kenti sayısı 49’a çıktı. En çok şehir 5 ile Çin’de, Brezilya’da 4, İtalya’da 3, Endonezya, Yunanistan gibi ülkelerde ise ikişer şehir var. Türkiye’deki 20 kent tarafsızca bakacak olursak hepsi hak ediyor.

Türkiye’de belli sayıda kente verecekler. Yani UNESCO’nun kabul edeceği şehir sayısı sınırlı; Çin’de bile 5 şehri kabul etmiş!”

TURSAB’TAN GASTROKENT PROJESİ

UNESCO’nun Türkiye’den başvuran 20 kentin hepsini Gastronomi kenti ilan etmeyeceğine dikkat çeken Ömer Kartın TURSAB olarak geliştirdikleri Gastrokent projesini anlattı:

“Biz TURSAB olarak bir proje geliştirdik. Kentlerimizin gastronomisini biz tanıtacağız. Bazı kentlerimizde turizm iyi durumda, gastronomi mevcut potansiyeli destekleyecek.

Bazı kentlerimizde ise gastronomi turizmi geliştirecek. Gastrokentler projesini yaptık. Gastrokentler için ‘Coğrafi işaret, neşriyat, festival ya da yarışma, ulusal ya da uluslararası tanıtım gibi kriterlere bakacağız.

Kentlerden ‘Sosyal yönleri, kırsal kalkınma kadın emeği, hizmet elemanı eğitimi kontrol elemanı eğitimi, ürün geliştirme ve çeşitlendirme,  yatırım ve işletme teşvikleri’ gibi başlıklar altında beklentilerimiz de var.

Biz TURSAB olarak info gezileri yapıyoruz. İnfo sitesi kuruyoruz. Böyle bir sistemi kurarsak yerli bir milli gastronomi ağı kurmuş oluyoruz…

Güney Amerika’da Peru 2 yıllık topyekûn bir çalışmayla gastro ülke oldu. Toplu bir başarıya gideceğimize inanıyorum…” Kartın kentlerin gastro turizmde farklılaşması gereğine dikkat çekti:

“Kentlere tavsiyem farklılaşmaları. Orta Anadolu kentleri birbirine benzer. Marmara bölgesindekiler de öyle.  Ayrıştıkları noktaları bulmak lazım. Gastro turizm içinde Agro turizm de var. Mesela hasat turizmi son yıllarda dünyada çok öne çıktı. Ağaçtan ya da tarladan meyveyi sebzeyi toplamak, workshop’ta ürüne dönüştürmek de çok önemli.”

TURİZMİN BEYAZ KELEBEKLERİ: ŞEFLER!

“Biz turizmin beyaz kelebekleriyiz” diyen Ömür Akkor sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bursa yolun başında. İlklerin şehri. 12 yıl boyunca 48 gastronomi etkinliğine gitmişiz. Bursa her anlamda çok önemli.

Bursa tarih olarak da çok önemli. Türkiye’deki bütün otellerde saray, Osmanlı mutfağı anlatılır. Aslında Bursa mutfağıdır.

Türkiye gastronomi açısından bir hazineye sahiptir. Hazine bullak için yer altına bakmaya gerek yok. Biz turizmin beyaz kelebekleriyiz. Yeme içme turizmi biz olmazsak olmaz. Bizi yetiştiren ustalara teşekkürü ediyoruz… “

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI