DEPREMMM...
Korkulu rüya...
Yurdumuzun ve kentimizin kaçınılmaz gerçeği...
Daha, güney illerimizde yaşanan depremin acısı küllenmeden facianın eşiğinden döndük...
Gerçekten iyi salladı, ürküttü...
Kısa, sert ama etkili 5.1 lik Mudanya depremini yaşayınca silkelendik...
Hatta ara ara yine artçılar devam ediyor, sallanıyoruz...
Depreme ne kadar hazırız?
Deprem olursa soğuk, sıcak demeden çadıra mı muhtaç olacağız?
Yaşadığımız binalar ne kadar güvenli?
Ya çocuklarımızın okulları?
İş yerlerimiz?
Enkaz altında yardım beklerken, çocuklarımız savunmasız acaba başlarına bir şey geldi mi?
Bu soruların tamamı cevapsız, yormayın kafanızı...
Evet korkuyoruz, sokaklara çıkıyoruz belki ama nereye kadar?
Mecbur hayat devam ediyor, kimi işine, kimi okuluna...
Yaşadığımız büyük depremde, herkes bir anda bina analizleri, zemin analizleri yaptırmaya başladı, bir anda panikle...
Sonra püfff...
Yine hayatın gerçekleri ile baş başa unutuluyor bir nevi...
Canım BURSAM geçmiş olsun...
İnşallah bu son olsun diyeceğim ama deprem kuşağındayız, bu da bir gerçek...
Güzel şehrim BURSAM bir yanında deniz, bir yanında dağ, kokunda Tarih, dokunda aşk var, ayrıca bir de bitmeyen bir lodosun var...
İşte şimdi de farklı bir lodos esmeye başladı güzel BURSAMda...
Yerel seçimler yaklaşırken siyasi partilerin aday adayları haberlerde uçuşuyor...
Projeleri yok, planları yok, tek önemli olan kendilerinin o veya bu Belediyenin başkanlık ve Meclis Üyeliklerine yerleşmek...
Anlatıyorlar, dinliyoruz...
Bir tek deprem, ucuzluk, fırsatçılarla mücadele sözü geçmiyor...
Eeee ne yapacaksın?
"Beni seçin, görün"...
Ne göreceğiz Başkanım?
Uzaya mı çıkacaksın?
Yok...
Deniz dibine şehir mi kuracaksın?
Yok...
Eee...
Daha daha nasılsın?
Yok işte tek amaç koltuk...
Senin ne özelliğin var Başkanım?
Halk olarak, bilmek istiyoruz, neye göre neden seni seçeyim?
En doğal hakkımız...
Dürüstüm, doğruyum, çok çalışırım...
Herkes doğru, herkes dürüst...
Farklılığın ne?
Seçimde her adayın yolu açık olsun...