?>

Afet Bakanlığı öneren Engin Er uyardı: “Bursa fay zengini”

H. Gül KOLAYLI

2 yıl önce

Hayatı birkaç cümleye sığdıran, insanların emojilerle derdini anlattığı sosyal medya toplumun okuma alışkanlıklarını da değiştirdi. Uzun yazıları sonuna kadar okuyan kişi sayısı azaldı. …

Mühendisleri Odası (JMO) Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er’in özellikle de Bursa’ya yönelik öneri ve uyarılarını çok önemserim… Deprem bölgesinde incelemelerde bulundu; izlenimlerini ve önerilerini kamuoyu ile paylaştı. Dolayısıyla bu yazı da oldukça uzun oldu…

Bu nedenle yazının başında tamamını okumaya zamanı olmayanlar önemli kısımları kısa başlıklar halinde yazıyorum…  

“…Acilen Afet Bakanlığı kurulmalıdır. Bakanlık bünyesinde bilimsel çalışmalar yapan, mesleki tecrübeye sahip kişiler görevlendirilmelidir. “

“…Bursa bu kentsel dönüşümünü fay hatlarını göz önüne alınarak yapmak zorunda. Bursa içerisinden aktif fay hattı geçen 24 ilden biri. Diğer illerden bir ya da iki fay hattı geçebilir, ama Bursa neredeyse fay zengini.”

“…Bursa’da içinde, 2, 3, 4 5 fay hattı segmenti geçen ilçeler var. Bursa’da fay segmenti üzerinde yüzlerce bina olduğunu net bir şekilde arazide yaptığımız çalışmada net bir şekilde görüyoruz.”

“…Akademik Odalar mutlaka denetlemenin bir parçası olmalıdır. Denetlemelerde meslek odaları devre dışı bırakılmamalıdır.”

“…. ‘Kesik kolonlar var mı?’ En önce yapılacak olaylardan biri bu.”

“…Jeoloji mühendisliğinin birinci düğmesi, birinci görevi sondajın doğru ve düzgün yapılmasıdır. İlk düğme yanlış olursa diğer bütün düğmeler yanlış iliklenir ve doğru ve sağlıklı bir sonuç çıkmaz.”

“…OSB’ler yeniden doğal afetlere yönelik yapılandırılmalıdır.”

“…Okullarda eğitim müfredatına mutlaka acil afet bilinci eklenmeli, afet öncesi ve sonrası yapılması gerekenler için eğitimler yaygınlaştırılmalıdır.”

“…Depremin ne zaman olacağını sormak yerine, ‘olacak depremlere ne kadar hazırız?’ sorusunu sormak daha yerinde olacaktır.”

“…Zarar azaltma yerine yara sarma politikalarından vazgeçmemiz ve doğa kaynaklı afetler karşısında toplumsal, sosyal, ekonomik ve teknik altyapımızı güçlendirmemiz gerekmektedir.”

 ENGİN ER’İN UYARI VE ÖNERİLERİNİN SAĞLAMASI NE YAZIK Kİ DEPREM!  

Ve geldik yazının uzun kısmına…

Başkan Engin Er, Bursa’da başta deprem olmak üzere doğal afetler konusunda belediyeleri, kamuoyunu sürekli uyarır…

Ve yıllardır hiç bıkmadan usanmadan “fay hatları, sel, taşkın, heyelan bölgeleri 1/1000’lik planlara işlensin, tedbir alınsın” der

Bundan beş, on yıl önce yerel yöneticiler uyarılarına “Engin Er mi, konuşuyor işte” diyerek pek de önemsemezlerdi. Ne yazık ki, Engin Er’in söylediklerinin, uyarılarının sağlamasını deprem yapıyor

Artık herkes fay hattı üzerine yerleşim olmaması gerektiği konusunda hemfikir… TOKİ evlerinin yıkılmamasının bir nedeni yapısal denetimler, yönetmeliklere uygunluk ise diğeri de zemin etütleri ve fay hattının üzerinde bina yapmaması… JMO Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, Bursa Akademik Odalar Yerleşkesi Ortak Salon’da düzenlediği basın açıklamasında izlenimlerini, öneri ve uyarılarını paylaştı…

BUNDAN SONRA YAPILACAKLAR

Başkan Er, öncelikle Kahramanmaraş ve Hatay Depremlerine atıfta bulunarak hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yaralılara ise şifa diledi… Ve genel değerlendirmede bulundu… Günlerdir hepiniz aşinasınız zaten…

Bundan sonrası için söylediklerine gelince:

Bundan sonra gerek bölgede gerekse ülkemizin diğer şehirlerinde neler yapmalıyız konularına ağırlık vererek yapılacaklar üzerinde yoğunlaşmak gerekmektedir. Böyle doğal olayların, afete dönüşmesini engellemek adına yapılacakları planlamamız gerekmektedir.

Depremden etkilenen bölgede yaralarımızın bir an önce sarılması için devlet ve millet işbirliği ile hepimiz elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Her bir vatandaşımız fiziken orada olamasa bile ruhen oradaki acıları yüreğinde hissediyor.”

‘ACİLEN AFET BAKANLIĞI KURULMALI’

Başkan Er, Afet Bakanlığı kurulması gereğine dikkat çekti:

Yıllardır ülkemizdeki depremlerin nerede olacağı ve yaklaşık kaç büyüklükte olacağı bilinmekte fakat bu konuda yeterli tedbir alınmamıştır. Bugünden sonra yapılması gerekenler şunlardır:

Acilen Afet Bakanlığı kurulmalıdır. Bakanlık bünyesinde bilimsel çalışmalar yapan, mesleki tecrübeye sahip kişiler görevlendirilmelidir.

Mikro bölgeleme çalışmaları ile zemin jeolojik ve jeoteknik özellikleri mutlaka belirlenmelidir. Paleosismik çalışma sadece bir üniversiteye bırakılmamalıdır.

Bu konuda denetlemekle ilgili uzman bir birim oluşturulmalı, bu uzman kurulun denetlenmesinde, arazide bu konuyla ilgili yetkilendirilmiş özel firmalar bu işleri yapabilmelidir.

 Çünkü hocalarımız elbette bu konunun uzmanları, ama sadece böyle bırakırsak Türkiye’de yüzlerce segment var. 24 ilimizden aktif fay geçiyor.”

 “BURSA NEREDEYSE FAY ZENGİNİ BİR ŞEHİR!”

Bursa’nın anlata anlata bitiremediğimiz tarihi, kültürel, doğal ve ekonomik zenginliklerine ne yazık ki “Fay zenginliği” de eklenmiş oldu!

Bir kere Bursa’nın 1/100000’lik planlama Anayasası’nın acilen gerekli revizyonlar yapıldıktan sonra, doğal afetler konusunda kayıtlar, şerhler düşmek şartıyla planların onaylanması gerekmektedir.

Bugün sadece Bursa’daki aktif fay hatlarında, sakınım bantlarıyla beraber,( tabii 1/1000’lik çalışmalarını ve paleosismik çalışmalarını yaptıktan sonra) bugün saymaya kalksak, binlerce binanın fay hatları üzerinde olduğunu söyleyebiliriz.

Bugün Türkiye’nin gündeminde kentsel dönüşüm var. Kentsel dönüşümleri bütün şehirleri yapmasa bile Bursa bu kentsel dönüşümünü fay hatlarını göz önüne alınarak yapmak zorunda.

Bursa içerisinden aktif fay hattı geçen 24 ilden bir tanesi, diğer illerden bir ya da iki fay hattı geçebilir, ama Bursa neredeyse fay zengini.”

Bursa’da bir ilçede, 3, 4 5 fay hattı segmenti geçen yerler var. Bursa’da fay segmenti üzerinde yüzlerce bina olduğunu net bir şekilde arazide yaptığımız çalışmada net bir şekilde görüyoruz.

Belki bizim de bir ihmalimiz var, yüzlerce değil şu kadar fay hattı üzerinde şu kadar bina var, diye söylememiz gerekir.  

Bursa’da fay hatları 1/1000’lik planlara işlenmeli paleosismik çalışmalar üniversite ve yetkili kurullar ve kuruluşlar tarafından yapılmalı. Yetkili kuruluşlar tarafından denetim mutlaka yapılmalı. Denetim mutlaka daha çok dikkat çekmemiz gereken konulardandır.  

Ayrıca zemin etütlerinden sonra zemin iyileştirmelerinin de denetlenmesi gereklidir.

Mevcut binaların denetlenmesinde yönetmeliklerdeki sadece beton ve demir denetlenmesinin dışına çıkılmalı; yapı denetim firmalar ve belediyelerin çalışma sistemleri yeniden yapılandırılmalıdır.

Akademik Odalar mutlaka denetlemenin bir parçası olmalıdır. Denetlemelerde meslek odaları devre dışı bırakılmamalıdır.

BİNALARDA KESİK KOLONLARI DENETLEMELİ

Başkan Engin Er, deprem bölgesindeki izlenimlerini de paylaşırken zemin ve kesik kolon gibi hususlara da değindi:

“Göçük olan binalar giderken hiçbir binaya inşaat mühendisi, mimar, jeoloji mühendisi gitmedi. Bizim gittiğimiz ekip enkazlara ilgili çalışma yapan ilk ekip, ilk gruptu.

Enkaz olmadan önce bir uygulama vardı, biz onu yanlış anlamışız. Bir belediye bir oda ile anlaşma yaptı, ilçesindeki binaları denetliyor.

Bu olay öyle değilmiş. İmzalanan protokol doğruydu. ‘Kesik kolonlar var mı?’ en önce yapılacak olaylardan biri bu.

Bursa’da ‘kesik kolonlar var mı’ diye bir ilçedeki bütün ilçedeki binalar denetlemeye tabi tutuluyor. Çok doğru yapılıyor.

Ama enkaz olan binalarda bunu göremiyorsunuz. Birbirinin içerisine geçmiş binaları görüyorsunuz.”

İki gün önce yazdığım yazının başlığı da konusu da binaların alt katında kesik kolon olup olmadığının denetlenmesiydi…

Başkan Er çöken binalardaki zemin etkisine dikkat çekti…

“İlginç gördüğümüz şeyler de var, zemini kötüyse genellikle birinci katlar yok.

Üç katlı, iki katlı binalara bir bakıyorsunuz, bir katlı, halbuki bir katlı, ikinci katında bir şey yok, direkleri kesmişsiniz, yana ayırmışsınız, binanın temelini aşağı oturtmuşsunuz gibi yapılar var.

Bu zemin etkisidir; bu demirin betonun etkisidir, bu mühendisliğin etkisidir.”

‘DEMİR VE BETONUN YANISIRA ZEMİN VE ZEMİN İYİLEŞTİRME DE DENETLENMELİ!'

Denetim konusundaki önerilerini ısrarla yineledi:

“Denetim tek başına yapılabilecek bir olay değildir. Bursa’da bütüncül olarak, mutlaka akademik odaları da içine alan bir denetleme sistemi oluşturulmalı.

Yapı denetim sistemi bu işe çözüm olamadı. Zaten kendileri de söylüyor; ‘Biz zemin raporunun varlığını ve yokluğunu kontrol ediyoruz tik atıyoruz. Zemin raporu var; iyileştirme varsa, yaptım, diyen herkesin yaptığını kabul ediyoruz!

Dolayısıyla zeminle ilgili testlerle, yapı denetimlerinde, belediyelerde konuyla ilgili revizyona gidilmesi lazım.

Planlı alanlar Tip İmar Yönetmeliği, Yapı Denetim Yönetmeliği ve Büyükşehir Yönetmeliği acilen revize edilmelidir.

Can ve mal kaybına sebep olması muhtemel yapılar ve yapılaşmalar için mutlaka denetimlerinin yapılması gerekmektedir.

Planlamaya yönelik yapılaşmada ilk iş olan jeolojik jeoteknik etütler mutlaka denetlemenin en başında yer almalıdır. Çünkü yapılaşmada zemin etütleri güvenliğin birinci değeridir.

Jeoloji mühendisliğinin birinci düğmesi, birinci görevi sondajın doğru ve düzgün yapılmasıdır. İlk düğme yanlış olursa diğer bütün düğmeler yanlış iliklenir ve doğru ve sağlıklı bir sonuç çıkmaz.

Belediyelerde jeoloji mühendislerinin daha fazla istihdam edilmesi gerekiyor. Akademik odaların ortak akıl ve tecrübe ile oluşturacağı zemin ve bina denetim kılavuzları, yol haritaları vatandaşlara ulaştırılmalıdır.”

AFET BİLİNCİ EĞİTİM MÜFREDATINDA OLMALI

Başkan Engin Er’in önerilerinden bazıları şunlar:

“OSB yeniden doğal afetlere yönelik yapılandırılmalıdır.

Bilimsel olmayan yöntemlerle ‘zemin ve bina denetimi yapıyorum’ diyen kişi ve kurumlara karşı da adli tedbirlerin alınması lazım. 

Okullarda eğitim müfredatına mutlaka acil afet bilinci eklenmeli, afet öncesi ve sonrası yapılması gerekenler için eğitimler yaygınlaştırılmalıdır.

Depremin ne zaman olacağını sormak yerine, olacak depremlere ne kadar hazırız sorusunu sormak daha yerinde olacaktır.

Doğal afetler karşısında toplumsal, sosyal ekonomik ve teknik altyapımızı güçlendirmemiz gerekmektedir…

Sonuç olarak zarar azaltma yerine yara sarma politikalarından vazgeçmemiz ve doğa kaynaklı afetler karşısında toplumsal, sosyal, ekonomik ve teknik altyapımızı güçlendirmemiz gerekmektedir.”

Başkan Er, bir soruyu şöyle yanıtladı:

“Bursa’nın yüzde 50’si bile güvenlidir’ diyemeyiz. Depremde ilk 72 saatin önemli olduğunu herkes söylüyor.

İnsanlar göçük altında kalmasın. Bursa’yı bekleyen 7’den büyük deprem tehlikesinde binlerce bina yıkılacağını söyleyebiliriz.

Birbirini tetikleyerek üst üste deprem de olabiliyor. Can kaybına, mal kaybına, psikolojik bozukluklara sebep olmamak için denetleme şart.”

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI