2000’li yıllara kadar arı ürünleri hakkında bildiklerim süzme ve petek bal ile arı sütü ve polenli baldan ibaretti… Propolis bugünkü gibi bilinir değildi.
Arıcılığın önemini pek bildiğim söylenemezdi. Uludağ Üniversitesi’ne yönelik haftalık gazete eki hazırlıyordum. Bunun için de üniversitede tam zamanlı mesai yapıyor, tüm etkinlikleri izliyordum.
2001 kışıydı; Veteriner Fakültesi’nde Arıcılıkla, kovan bakımı, hastalıklarla mücadele, ilaç kullanımı, yan ürünlerle ilgili halka açık bir eğitim toplantısı vardı. Lapa lapa kar yağıyordu.
O hafta pek haber yoktu. “Hava koşulları yüzünden kimse gelmez, birkaç hoca ile konuşur, haber çıkartırım” diyerek gittim Veterinerlik Fakültesi’ne…
Ve gözlerime inanamadım. Bursa’nın çeşitli ilçelerinden, köylerinden çok sayıda kovan sahibi üretici o kar kış kıyamete karşın gelmişlerdi.
Salonda boş koltuk kalmamıştı, pek çok insan ayakta izlemişti. Çok şaşırmıştım. O gün arı ve arı ürünleriyle ilgili pek çok yeni bilgi edindim ve algıda seçicilik oluştu.
Arı ve arı ürünleriyle ilgili nerede bir yazıya, makaleye denk gelsem hep okudum…
O dönemde Veteriner Fakültesi’nde arılar üzerine çalışan şimdi Profesör olan İbrahim Çakmak vardı. Çok gayretli bir akademisyendi. Şu anda Bursa Uludağ Üniversitesi’nin Arıcılık Araştırma ve Uygulama Merkezi var…
Arı üreticisi köylüler, meyve bahçelerine arı kovanı koyduklarına çiftçilerin arıların meyveleri yediklerini iddia ederek kovan koydurmadıklarını, kimi zaman da kovanların tahrip edildiğini anlatmışlardı.
Oysa arılar tozlaşmayı sağlayarak meyve üretimine katkıda bulunuyordu. ABD’de, Avrupa’da seralarda tozlaşmanın sağlanıp ürün alınabilmesini teminen arılar için üste para veriliyor. Böcekler, arılar olmasa, meyve ağaçları meyve bile vermez.
20 MAYIS DÜNYA ARI GÜNÜ
Arı konusunun neden yazının öznesi olduğuna gelince… Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO) tarafından bir açıklama yapıldı… 20 Mayıs Dünya Arı günü imiş… Birleşmiş Milletler 6 yıl önce 2017’de ilan etmiş… Belki BVHO önceki yıllarda da açıklama yapmıştır, benim gözümden kaçmıştır, bilemedim…
BVHO Başkanı Melike Baysal tarafından yapılan Dünya Arı Günü konulu basın açıklamasında konuyla ilgili çok önemli bilgilere yer verildi…
Başkan Melike Baysal’ın basın açıklamasından bazı başlıklar şöyle:
“…20 Mayıs Dünya Arı Günü kapsamında insanlar, hayvanlar, bitkiler ve çevre için çok önemli rolleri olan arıların varlığına vurgu yapılıyor.
Toplumdaki farkındalığı arttırmak, arıların karşılaştıkları tehdit ve zorlukları gündeme getirmek ve bu tehditleri ortadan kaldırmak amaçlanıyor. Bunun önemli bir nedeni var. Arılara çok şey borçluyuz.
Bilim insanlarının bu yöndeki açıklamaları çok net: “Arılar yeryüzünden silinip giderse, insanoğlu yalnızca dört yıl yaşayabilir. Arılar olmazsa döllenme olmaz, hiçbir bitki, hayvan ve insan olmaz.”
“…Arılar ve diğer tozlayıcılar polenleri bir çiçekten diğerine taşıyarak sadece meyve, kuruyemiş ve tohumların bol üretimini değil aynı zamanda beslenme ve gıda güvenliğinin daha çeşitli ve en iyi kalitede olmasını sağlıyor.
Arılar biyoçeşitliliğin sürdürülmesinde ve birçok bitkinin üretimi ve yaşamının garanti altına alınmasında, ormanların yenilenme sürecinde ve iklim değişikliğine adaptasyonda, tarımsal ürünlerin miktar ve kalitelerinin geliştirilmesinde önemli rol oynayan canlılardır. Yani bal arıları biyolojik çeşitliliğin baş mimarıdırlar…”
“…İnsan ve hayvan sağlığı açısından bal, propolis, polen, arı zehri, apilarnil, kovan havası ve arı sütü gibi ürünlerin hastalıklardan korunma ve tedavi edici yönleri var. Apiterapi (arı ürünleri ile yapılan tedavi) hızla gelişiyor. Arı ürünlerinin bakteri, virüs ve diğer enfeksiyonlarla mücadelede bağışıklık sistemini güçlendiren doğal destek ürünleridir. “
“…Ülkemiz 9 ay bal alabilen tek ülke durumundadır. Türkiye gezgin arıcılığın yapılabildiği eşsiz bir coğrafyaya sahiptir. Gezgin arıcılıkta nektar takibi yapılmaktadır.
Ülkemizde her yıl 6 milyon kovan ortalama 2 bin kilometre yol kat etmektedir. Bu çok emek ve özen isteyen özel bir üretim şeklidir. Gezgin arıcılarımız mevsim koşullarına bağlı olarak narenciye, çiçek, kestane, meşe ve pamuk nektarlarını takip ederek üretim yapmaktadır. Bunun için kovanlarını uygun bölgelere taşımaktadır. Ülkemizdeki profesyonel arıcıların yaklaşık yüzde 90’ı gezgincidir. Bu durum ülkemizin bu alanda tek olmasına olanak sağlamaktadır.”
“…Bursa arı ürünlerinde önemli bir merkez. 2023 yılı itibariyle 90 bin kovan bulunuyor.”
“…Türkiye’nin bal ihracatı 39 milyon dolardır. Bunun 1 milyar dolara hükmetmesi gerekir. Üretimde dünya ikincisiyiz. 120 bin tona yakın üretimin 50 bin tonunu satmamız gerek.
Çam balını en çok Almanya ve İngiltere’ye ihraç ediyoruz. Üretim desteklenmeli. Kovan desteği üretime destek anlamına gelmiyor. Üretimi destekleyerek arıcılarımızı güçlendirmeliyiz.”
“…Bursa’da Hürriyet ve Cumalıkızık semtlerinde arı havası yolu ile astım ve koah hastalarının tedavi olduğu merkezler bulunuyor.”
.