Bayram geldi, bayramlaşma zamanı önce çöpten kağıt, plastik toplayan o elleri öpelim,
sonra biraz mama, çokça su arayan patileri okşayalım...
Mutluluk o kirli ellere sıkıştırılacak 5-10 kuruşta...
Maneviyat...
Pek çok şey gibi bayramlar da dijitalleşti...
Toplu mesajlarda telefona kayıtlı herkesin bayramı bir anda kutlanıyor...
Ardından yine toplu atılan, hemen hemen birbirinin aynı cevaplar, süslü püslü hazır fotolar geliyor...
Arada bir telefon görüşmeleri olmuyor mu?
Oluyor elbet...
Yakınlarımız çok uzakta bir çoğunu ancak yaz sonu göreceğiz...
Bayramlaşmalar zahmetsiz artık, telefon, mesaj programları...
Kartpostal bile kalmadı...
Mesajı yolluyorsun gidiyor...
Gazetelere ilan verenler vardı bayramlarda, o da kalmadı...
Bayram artık tatilden ibaret, hele dokuz gün olunca sanki daha bir değer kazandı...
Bir kısmı ailesine koştu insanların, bir diğer kısmı tatil yörelerine...
Turizm bölgelerinde oteller dolu...
Otellerde yer kalmamış...
Maalesef uçak biletleri de tükenmiş...
Deniz kenarları dolu...
Gerçi hani insanlarda da para yok ama olsun...
Neyse, herhalde sözde, insan neye inanacağını şaşırdı...
Heryer dolu ama...
Yürekler boş...
Bayram mesajları, sevgi, hoşgörü ve dayanışma duyguların pekiştiği bu günlerde yanlarında olmadığımız sevdiklerimiz ve yakınlarımıza günün maneviyatını hissettirmede yardımcı oluyor, aslında küslerin barışması, insanların anlık da olsa birbirini hatırlaması gibi güzellikler...
Kurban bayramı...
Kanlı bayram zaten, oldum olası ürpertir, korkutur, içimi acıtır...
Akan kan toprağa sızar gider, izi bende kalır...
Sızısı gidende...
"Et yemiyor musun?" dediğinizi duyar gibiyim...
Yiyorum, severim de ama, gözüne baka baka kesmek...
İçimi ayrı bir acıtır, şu anda gözlerim doldu bile...
Bana göre değil, kesene mübarek olsun, allah kabul etsin, bağış yapmak sanırım benim için uygun olan kısım...
Biraz araştırma yaptım, bir çok değeli uzmanın yazısını okudum, ve genelinin doğru olduğunun kanaatindeyim...
Kendimi bildim bileli kalabalık bir ailede büyüdüm ve her yıl kurbanlar kesildi, bir taraftan ızgaralar yakıldır bahçede, bir taraftan kavurmalar, oysa ki iki üç gün bahçedeydiler, sevimli sevimli, işte sanırım çocukluğumuzdaki travmalar...
Tam da, uzmanlarımızın yazıları bu yönde...
Çocuklar kurban kesimini görmesin.
"Soyut düşünme kavramları gelişmediği için çocuklar, gözlerinin önünde yapılan hayvan kesimini cinayet ve katliam gibi algılar" diye uzmanlar uyarıyorlar...
Türkiye Psikiyatri Derneği Bursa Şubesi Başkanı İbrahim Afif Karakılıç, Kurban Bayramı'nda anne ve babaları, çocuklarının gözleri önünde kurban kesmemeleri için uyardı...
Karakılıç, Kurban Bayramı'nda hayvanların çocukların göremeyeceği yerlerde kesilmesi gerektiğini vurguladı. Çocukların bunu bir dini vecibe olarak algılayamadıklarını, ''Can alma'' gibi düşündüklerini dile getiren Karakılıç, ''Soyut düşünme kavramları gelişmediği için çocuklar, gözlerinin önünde yapılan hayvan kesimini bir cinayet, bir katliam gibi algılar'' dedi.
SEVDİKLERİNİ KAYBETME KORKUSU GELİŞİR
Hayvan kesimini gören çocuğun sonraki yaşamında ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalabileceğini de ifade eden Karakılıç, şunları söyledi:
''Çocuk bu yaşadığı travma sonucunda ileride anne ve babasını da kaybetme korkusuyla yaşar. Sevdiklerini kaybedecekmiş gibi olur. Ayrıca anne ve baba, büyüme döneminde çocuklarına hayvan sevgisini aşıladığı için bu kez kurban bayramında kesilen bir hayvan çocuğun kafasında bir ikilem oluşturur. Bu çocukta sıkıntı ve depresyona neden olur. Çocukların gözleri önünde kurban kesiminin sakıncalı olduğu gibi, medyanın da bu görüntüleri yayınlaması yine çocuklar açısından oldukça tehlikeli. Çocuklar televizyonda izledikleri bu görüntülerden de fazlasıyla etkilenebiliyor. Anne ve babalar bunlara dikkat etmeli.''
Çok hoşuma gitti ve sizinle de paylaşmak istedim...