?>

Bir gezinin düşündürdükleri

Adil GÖKÇADIR

11 ay önce

2023 Aralık ayının ikinci haftası, eşimle birlikte Pandemiden bu yana yapamadığımız bir dinlence için sabahın saat 02.00’ sinde kalkan THY uçağına bindik. Hedefimiz Pandemi öncesi birlikte gidip iyi vakit geçirdiğimiz bir Uzakdoğu ülkesi idi. 10 günlük bir seyahatti ve 3 ay öncesinden planlamıştık. Gerek uçak gerekse otel fiyatları neredeyse yüzde 50 indirimli olmuştu. Kısacası dövizdeki şahlanışa rağmen, Uludağ ve Antalya’dan ucuzdu.

Ancak umutlarımız beklediğimiz gibi olmadı maalesef. Düş kırıklığı THY ile başladı. 9 saat süren yolculukta verilen yemekler soğuk, kahvaltı servisi sıradandı. Personelin çabası genel memnuniyetsizliği kapatmaya yetmemişti. Bu durum ancak dönüşte düzeldi. Akşam üzeri kalkıp sabah 6 civarı ülkemize inen uçakta her şey güzeldi ama ne yazık ki uçak neredeyse boştu. Boş koltuklara yatıp uyumak ise keyifli idi.

Gittiğimiz ülkede ilginç olan yerli paranın döviz karşılığının 7-8 sene öncesinden pek farklı olmamasıydı. Yani onlar açısından gerek fiyatlar gerek karşılıkları aynı idi ancak biz tam bir yangına girmiştik. Hangi aktiviteye katılayım deseniz adam başı fiyat 1500 liradan başlıyordu. 7 lira civarında olan pandemi öncesi döviz şimdi 30 lira idi. Yani 8 sene önce bir akşam yemeği hesabı 1000 yerli para geldiğinde 200 lira iken şimdi 950 lira olmuştu. Neticede 8 seneden bu yana ilk kez bir tatil modundaydık ancak gelmeden ne olduğunun farkında olsak da öderken moral çöküntüsü, istemeseniz de yaşanıyor. Neticede enflasyonun sıfıra yakın olduğu bir ülkede harcama yapıyordunuz. Ve yüksek enflasyon altında bir ülkenin vatandaşı idiniz.

Sonra dikkatimizden kaçan bir noktanın daha çok farkına varmaya başladık. Aslında burada fiyatlar hep aynı ancak 8 senede bizim için 4,5 misli daha pahalı hale gelmişti. Aynen Türkiye’de olduğu gibi. Burada 900 liraya yediğiniz akşam yemeği için, Bursa’da benzer bir restoranda daha yüksek bir bedel ödendiği de ortada. Ya da marketteki su için ödenen bedelin, Bodrum’da iseniz daha yüksek olması mümkün. Ancak benzin ve mazot fiyatlarının Türkiye’ye göre yüzde 40 civarında ucuz olduğunu söyleyelim. Problemin tamamı Türk lirasının aşırı değer kaybından ve Türkiye’deki yüksek vergi oranlarından kaynaklanmakta idi ve siz ülkenizde de tatil yapsanız bu bedeli hatta fazlasını ödemek zorunda idiniz.

Bu durum, yani enflasyondaki aşırı artış ve Türk lirasının alım gücündeki aşırı düşüş, bugün farkında olsak da pek çok sorun arasında eritilen ve ekonomik sorun diye geçiştirilen bir durum. 80,90’larda yaşadığımız aşırı enflasyon baskısı altında ezildiğimiz günlerden çok farklı değil ancak sonuçlarının daha ağır olacağı açık. Çünkü aynı anda eğitimde, adalet de ciddi zafiyet yaşanıyor. Pek çok açıdan adeta mutasyona uğruyoruz. Ve bunun ne getirip ne götürdüğünü, bizi nereye savurduğunu kestirmek şu an zor. Elbet bir gün geriye dönüş ve telafi süreci başlayacak ve ne kadar süreceğini, maliyetini görmek mümkün olacak. Ne var ki ağır bir bedel ödeneceği kesin.

YAZARIN DİĞER YAZILARI