Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Bursa Şube başkanları, yöneticileri ve sendika üyeleri bugün Şehreküstü’nde 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda toplandı…
Türkiye genelinde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen basın açıklamasını Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Bursa il Başkanı Özkan Rona okudu…
Ücret ve maaşlardaki düzenlemelere atıfta bulunan Başkan Özkan Rona alanlara çıkış nedenlerini şöyle açıkladı:
“Bugün Türkiye’nin 8 bin 500 TL ücretle yaşamaya mahkûm edilen 10 milyon asgari ücretlinin, ortalama 7 bin lira ücretle cezalandırılan 13 milyon emekli için,
11 Bin lira ile yaşamaya çalışan 4,5 milyon kamu emekçisi için, yoksulluğa ve açlığa mahkum edilen 30 milyona yakın emekçinin insanca yaşam mücadelesi için Türkiye’nin 81 ilinde iş bırakarak alanlara çıktık.”
“Biz insanca yaşamak istiyoruz” diyen Rona milyonlarca emekçinin açlığa ve yoksulluğa mahkum edildiğini savundu…
GEÇMİŞ YILLARDAKİ ASGARİ ÜCRET İLE MEMUR MAAŞLARI KIYASLAMASI
Toplu sözleşme masasına oturan sendikaları, sendikacıları eleştiren Rona sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hepinizin bildiği gibi asgari ücret geçtiğimiz günlerde 8 bin 500 TL olarak açıklanmıştır. Ülkenin bu ekonomik şartlarında asgari ücretin alım gücü açısından yüksek olmadığını hepimiz bilmekteyiz.
Asgari ücrete yapılan artış sonrası ortalama memur maaşlarına baktığımızda, asgari ücret ile memur maaşlarının neredeyse eşitlendiğini görmekteyiz.
2010 yılında asgari ücret 576 TL iken, ortalama memur maaşı asgari ücretin 3 katıydı.
Günümüzde ise yeni açıklanan asgari ücret ile ortalama memur maaşları eşit seviyeye gelmiş, emeklilerin ücretleri ise asgari ücretin dahi altında kalmıştır.
2002 yılında en düşük emekli aylığı asgari ücretin 53 Türk lirası üzerindeyken, yapılan son zamlarla birlikte asgari ücret en düşük emekli aylığının 3 bin Türk lirası üzerine çıkmıştır.
Sorun asgari ücretin çok artırılması değil, kamu çalışanları ve emeklilerinin ücretlerinin komik ve acınacak artışlara maruz kalmasıdır.”
Rona şunları söyledi:
“Kamu çalışanları ve emeklilerin maaşları tüm kamu sendikalarının talepleri doğrultusunda yeniden belirlenmelidir.
Kamu Konfederasyonları platformu olarak; kamu çalışanlarının en düşük maaşının yoksulluk sınırı olan 26 bin 124 liraya yükseltilerek enflasyon oranının da her ay seyyanen maaşlara yansıtılmasını talep ediyoruz.”
EMEKLİLER GEÇİNEBİLMEK İÇİN ÇALIŞMAK ZORUNDA
Memur emeklisi bir arkadaşımın oturduğu kira evi satıldı, taşınmak zorunda. Bulduğu ev 4 bin 500 lira! Elektrik, doğalgaz, su, telefon gibi artık zaruri ihtiyaçları düşünün, üstelik emeklilerin çoğunun kredi kartı ve kredi borcu da var…
Bu kadın nasıl geçinecek? Aldığı emekli maaşı 8 bin 500’e çıktı! Kira peşinatı ödeyecek, emlakçıdan tutarsa komisyon parası da var, bir de taşınma, boya badana masrafını ekleyin. Mecburen kredi çekecek, ne yiyip ne içecek?
Sağlık sorunlarına ve ilerleyen yaşına karşın çalışmak zorunda…
Özkan Rona basın açıklamasında memur emeklilerinin çalışmak zorunda kalışlarına değindi:
“Kamu emekçileri düşük emekli maaşlarına mahkûm edilmekte, emekli olmamıza rağmen ölene kadar çalışmak zorunda bırakılmaktayız.
Bu şartlarda bizler emekli hayatı yaşayamaz durumda kalırken torunlarımız ve çocuklarımızla da vakit geçirme hakkımızdan yoksun bırakılmaktayız.
Emekli olduğumuz zaman maaşlarımızdan yapılan yüksek kesintilerle maaşlarımızın yarısından fazlası elimizden alınarak bizler açlığa mahkûm edilmekteyiz.”
“EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI ASGARİ ÜCRETE EŞİTLENSİN”
Rona’nın gündeme getirdiği talepler arasında ise “En düşük kamu emekçisi maaşının asgari ücrete eşitlenmesi:; her ay enflasyon farkının seyyanen eklenmesi, emekli olunduğunda çalışılan zamana yakım maaş ödenmesi, gelir vergisinin kamu çalışanlarının yüzde 15’te sabitlenmesi; 3600 ek göstergeden 1. Dereceye düşen her kamu çalışanının yararlandırılması” yer alıyor…
Bir diğer talepleri ise özetle şöyle:
“Sendikal örgütlenmede yüzde 2 üye barajının kaldırılması… Kamuda çalışan memurlara senede iki ikramiye verilmesi.
Tüm kamu çalışanlarına ücretsiz kreş, ulaşım, yol, yemek, ek mesai ve kira yardımı yapılması.
Sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi…”