?>

Bursa'da 8 ilçe sığınma evi açmak zorunda!

H. Gül KOLAYLI

2 yıl önce

 Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Bursa’da çok sayıda farkındalık çalışması hayata geçirildi.

Kapalı salon toplantıları, söyleşiler, basın açıklamaları, yürüyüşler… Diyeceksiniz ki “Kadına yönelik şiddet bir güncük dahi olsa durdu mu?”

Hayır… Ne bizim ülkemizde, ne de dünyanın gelişmiş ve gelişmemiş ülkelerinde!...  Zaten süregiden bu şiddetin durması için Birleşmiş Milletler 1999 yılında 25 Kasım’ı Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ilan etmişti…

Konumuza geri dönecek olursak…

Gün kapsamında, Bursa Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü öncülüğünde düzenlenen organizasyonda çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile kamu bürokratlarından oluşan bir heyet Bursa Valisi Yakup Canbopat’ı ziyaret etti…

Karşılıklı görüş alışverişi gerçekleşti… 

Ziyarete Vali Yardımcısı Sultan Doğru da katıldı…  

Ağustos ayında İzmir Vali Yardımcısı iken Bursa’ya atanan Sultan Doğru, Bursa’nın ilk ve tek kadın vali yardımcısı… Ziyaretçiler arasındaki tek erkek Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Muhammer Doğan idi…Diğer katılımcılara gelince;

“Bursa İl Emniyet Müdürlüğü, Asayiş Şube aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amiri Suna Gün,

Bursa İl Jandarma Komutanlığı Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Suçları Amirliği’nden Astsubay Kıdemli Üstçavuş Edeviye İnam,

 Türk Kızılayı Bursa Şubesi Kadın Kolları Başkanı Neslihan Sirkeci,

 Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkan Vekili Mecbure Altun, KADEM Bursa İl Temsilcisi Gülhan Keskil,

Mor Salkım Derneği Kurucu Başkanı Dilek Üzümcüler, BEKAY Kadın Girişimi Üretim İşletme Kooperatifi Başkanı Hacer Özyürek,

Mudanya Kadınları Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Şennur Kocatürk, Zeyniler Çalıkuşu Kadınlar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Mahinur MakarAile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM)Müdür Vekili Füsun Serim; Aile ve  Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı 1. Kadın Konukevi Müdür Vekili Pınar Uludağ Dinç, 2. Kadın Konukevi Müdür Vekili Özge Arslan, 3. Kadın Konukevi Müdür Vekili Ayşe Baykan, Bursa Büyükşehir Belediyesi Kadın Konukevi Sorumlusu Hülya Daldal Kolayca…

Bir de ben vardım heyette…”

MEVCUT SIĞINMA EVLERİNİN YÜKÜ HAFİFLEYECEK!

Vali Yakup Canbolat çok önemli bir konuya değindi…

Nüfusu 100 bini aşan ilçelerde sığınma evleri oluşturulmasının yasal bir zorunluluk olduğunu anımsattı:

“Mevzuat gereği ilçelerin nüfusu 100 bini aşmışsa sığınma evi açılmak zorunda. Bursa’da 8 adet nüfusu 100 bini aşan ilçemiz var. Sığınma evinin açılması fahri değil kanuni bir görevdir. Altyapıyı tamamlamamız lazım. Mevcut kapasite genişletilirse, mevcut sığınma evlerinin de yükü hafifleyecektir.”

Her ne kadar konukevi dense de uluslararası literatürde sığınma evi olarak geçiyor.

Bir de konuk evi denilerek kuruluşun ağırlığı alınıyor bir miktar. Ancak pek çok resmi kurumun anlamının tam karşılığı olan konuk evleri var. Onlarla karıştırılıyor… Misal, öğretmen konuk evleri, Karayolları’nın konukevleri, Orman Bakanlığı’nın konukevlerdi gibi…

ALAN ÇOK SORUNLU, AMA GEREKLİ DE!Sığınma evleri muhatabı açısından oldukça sorunlu bir alanı kapsıyor.

Sığınma evlerine şiddet mağduru kadınların yanı sıra sokakta kalan kadınlar hatta kimi zaman zihinsel engelli ya da ağır ruhsal sorunları olan ya da madde bağımlısı kadınlar da geliyor.

Özellikle de madde bağımlısı ya da ağır psikiyatrik hastalıkları olan kadınların durumlarının raporla belgelenmesi çok zor. (Kamu kurumlarında, Eskiden bol keseden verilen akli dengesi yerinde değil kabilinden raporlardan, geçmişte geçirilen soruşturmalar nedeniyle imtina ediliyor.)Şiddet mağduru kadınlar da zaten travmalı… Yani çok sorunlu bir alanda hizmet üretiliyor…

Bu nedenle de belediyeler ya bu sorunlu alandan uzak durmayı ya da sorun yaşadıklarında bu zorlu alanı terk etmeyi seçebiliyor… OLMASI GEREKEN 10; MEVCUT 2!

Şu anda Bursa’da biri Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne; diğeri ise Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ait iki kadın sığınma evi var.

Şehrin kendi ve üstüne eklemlenen sığınmacı kadın nüfusunun yükü bu iki sığınma evinde…

Toplantıda STK temsilcileri Osmangazi Belediyesi’nin sığınma evi yapılması için yer tespitinin yapıldığını; Nilüfer Belediyesi’nin ise pandemi öncesinde 2023’te açılmak üzere programına aldığını, ancak pandemide aksadığını gündeme getirdi.

Vali Canbolat, sığınma evi yatırımının, açılışlarının reklamının yapılamayacağını, adresinin gizli olması gerektiğini anımsattı…

Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Muhammer Doğan, sığınma evlerinde bir ya da iki gün kalanların yanı sıra, koşulları mevzuata uymayanların da kaldığını anımsatarak “Tüm ekiplerle ve STK’larla birlikte çalışıyoruz. Tek bir kadının sokakta kalmaması için uğraşıyoruz” dedi…

20 YIL ÖNCE SIĞINMA EVLERİNE TORPİLLE YERLEŞİLİYORDU!

Doğru! Artık kadınlar sokakta bırakılmıyor.

Bundan 20 yıl önce, sığınma evlerine şiddet mağduru kadınları torpille yerleştirebiliyorduk, bazen de yerleştiremiyorduk! O günlerden bugüne çok mesafe alındı…

(Hiç unutmuyorum; sığınma evine götürdüğüm ölüm tehdidi altındaki eli kırık, kafası yarık şiddet mağduru kadına, güpegündüz saat 11.00’de bir odada uyurken uyandırılan müdire ‘Ba, baa, baaaa! Karıya bak, bir de peşine gasteci takmış de gelmiş! Yüzsüz, burası babanın evi mi?”  diye avaz avaz bağırmıştı! Üstelik il müdüründen torpilliydik, sığınma evi önceden aranmıştı! Geldiğimiz gibi geri dönmüştük! Her türlü riski göze alıp evimde barındırmıştım! Günümüzde kurumlar gereğini yapıyor.)

SEÇİM ÖNCESİ VERİLEN SÖZLERİ HATIRLATMA!

Mor Salkım’dan Dilek Üzümcüler, kamu kurumlarıyla birlikte çalıştıklarına dikkat çekti. Kadına yönelik şiddetin pandemiyle birlikte arttığını, Bursa’da merkez ilçelerin yanı sıra Gemlik ve İnegöl’de sığınma evi açılmasının şart olduğunu söyledi…

Bir hatırlatma; çok iyi hatırlıyorum;, 2019 seçimlerinde Gemlik Belediye Başkan  M. Uğur Sertaslan’ın aday iken paylaştığı projeler arasında kadın sığınma evi de vardı…

VAKIF GELENEĞİ, KİRİŞÇİ KIZI DULHANESİ

“Bizim temel kavramımız aileyi korumaktır” diyen Vali Yakup Canbolat’ın vurguladığı hususlardan biri de şu oldu:

“STK’lara İngilizce’de hükümet dışı kuruluşlar deniyor. Bizde hükümet karşıtı anlaşılıyor. Osmanlıda vakıf geleneği vardı. Geçmişte belediye hizmetleri vakıflarca yönetiliyordu. STK’ların yandaş ve karşıt mantığından çıkıp gerçek STK’ların oluşması lazım… STK’ların çeşitlenmesi ve belli alanlarda uzmanlaşması lazım.”

Doğrudur… Batı’da on binlerce kadın cadı diye yakılırken, Osmanlıda dulhaneler vardı.

Tarihçi, araştırmacı yazar Raif Kaplanoğlu’nun Yer Adları adlı eserinde Kirişçi Kızı mahallesi yanılmıyorsam 15. asra tarihlenmişti!

Mahallemizin yaşlıları Kirişçi Kızı Vakfiyesi’ni anlatırlardı; mezarlığı, aşevi, camisi, dulhanesiyle bir bütünmüş! Dulhanede eşi şehit düşmüş veya hastalıktan ölmüş ya da eşleri tarafından terk edilmiş kadınlar çocuklarıyla kalır, iaşeleri temin edilir, karşılığında da orada kalan kimsesiz yaşlı kadın ve erkeklere, hasta ve yatalaklara bakarmış!  Şimdinin sığınma evi ile huzur evi!

Kent Konseyi Kadın Meclisi adına katılan Mecbure Altun ise çeşitli çalıştaylar düzenlediklerini ve STK’larla elbirliği içerisinde çalıştıklarını anlattı…

Ziyarette gerçekleşen görüş alışverişinde aile içi iletişim, eğitim, anne babanın kolaycılığa kaçarak çocuklarının dijitalle haşır neşir olmasına göz yumması, medyanın kadına şiddeti yansıtışı, sosyal medyada gerçek dışı haberlerin çokluğu, kadınların kooperatif ve STK’larda sosyalleşmesi, girişimciliğinin desteklenmesi, şiddete karşı erkeklerle omuz omuza mücadele edilmesi gibi konular gündeme geldi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI