Yapay zeka bilim insanları tarafından bile çeşitli tartışmalara konu oldu. Bundan yıllar önce Aisec Asimov’un bilim kurgu kitaplarında okuduğumuz fiziki görüntüsüyle tam insanımsı olan yapay zeka ürünü robotlara birkaç on yıl mı, yoksa birkaç beş ya da bir yıl mı kaldı, bilemiyorum…
Dijital devrim pandemiden sonra adamakıllı hızlandı. Dijital devrimin gereği olan uzaktan çalışma özellikle de beyaz yakalıların çalışma koşullarını yeniden biçimlendirdi.
Seminer, konferans, sempozyum gibi çeşitli alanlarda uzaktan eğitim hayatımıza girdi… Uzaktan eğitimle çocuklar tiyatro ya da dans gösterilerine hazırlanıyor… Fazla değil, on yıl önce biri söyleseydi “uçmuş” derdik…
Bazı bilim insanları yapay zekanın insanlığın sonunu getireceği yönündeki kaygılarını dile getirerek akademik platformlarda kaygılarını tartışıyor…
Yapay zeka engelenemez bir şey… Dijital devrimin olmazsa olmazı! Dijital devrimin tam da içindeyiz. Kuantum bilimcisi Fizikçiler cansız nesnelerin kendi aralarında iletişim kurduğundan ve birbirlerini değiştirdiklerinden hareketle kuantum bilgisayarlarını yapma yolunda epeyce mesafe almış durumdalar…
Bilim insanları Dolanıklık teorisinin hayata geçişinin bir sonraki adımının ise bizim kuşağın Uzay Yolu’ndan aşina olduğu ışınlanma mevzusu olduğunu söylüyor…
Nobel ödüllerinin fizik bilimcilerine verilmesi tesadüf değil… Yüzyılın dijital keşifleri mikro ve makro boyutlarda fizik biliminde gerçekleşiyor…
Bazı bilim insanları yapay zekanın insanlığın sonunu getirebileceği yönünde kaygılara sahipken, bazı bilim insanları da tıptan gıda teknolojisine insanlığa büyük katkısı olacağını savunuyor…
Kötü ve iyinin bitmeyen savaşı; yin ve yang….
Türkiye’de olduğuna göre dünyada da örnekleri vardır…
Yapay zekayı suçlular da kullanıyor… Birinci sırada dolandırıcılık geliyor. Onu iftira, itibarsızlaştırma, şantaj, siyasi manipülasyon, provokasyon gibi çeşitli suç nitelikli işlemler izliyor…
Nasıl mı yapılıyor?
En sık rastlananı sosyal medya üzerinden toplum nezdinde tanınan ve toplumun en azından bir kısmı tarafından güvenilir bulunan kişilerin hareketli görüntülerinin ve seslerinin olduğu videolar oluşturuluyor…
Videolardaki ana tema, kolay yoldan para kazanmak… Çocukken yılbaşlarında fırdöndü oynardık. Tepside herkes metal kuruşlarını koyarak oyuna katılırdı. Fırdöndüyü çevirirdiniz, “Bir koy, Birer koyunuz, hepsini al, bir al gibi köşeli yüzlerden biri üstte kalacak şekilde dururdu…
Vatandaş fırdöndü oyununda olduğu gibi bir koyup hepsini almaya bakıyor… Yoksulluk bu tür safsatalara inanmayı kolaylaştırıyor… Dolandırıcı eşini zor bela boşayan arkadaşımın tarladaki hayali fasulyeye yatırım yapıp parasını üçe beşe katlayacağına inanarak dolandırılması gibi!
Sosyal medya üzerinde yapılan paylaşımlarda Fatih Altaylı’dan İsmail Küçükkaya’ya, Baykal'dan Selçuk Bayraktar'a dek pek çok ünlü kişinin yapay zeka ile yapılan videoları var.
Çok para kazanacaklarının vaat edildiği videolarda insanların miktar da vererek yatırım yapmaları isteniyor…
Yapay zeka sesi, görüntüyü bire bir kopyalıyor, ama sesteki insani tınıyı, görseldeki insani hareketleri veremiyor. Robotik bir tını hakim. Ben anlıyorum da, pek çok kişinin anlaması mümkün değil…
Artı yine sosyal medya ortamında E. Devlet gibi kamu kurumları taklit edilerek mesela kredi kartı aidat iadesi yapıldığı, hemen tıklayıp siteye girilmesi isteniyor. Taklit edilen kamu kurumunun site adresinde bir iki harf değişiyor. Siyasi ya da ünlülere yönelik itibar süikastları da çok yaygın. Özetle… Oltayı atıyorlar, takılan hapı yutuyor. Banka kartları boşaltılıyor, adına yüksek miktarlarda kredi çekiliyor.
Herkes dikkatli olsun. Özellikle de belli yaş üstündeki yakınlarını, akrabalarını, komşularını, tanıdıklarını mutlaka uyarsınlar…
Öte yandan…
WhatsApp hesabına Pakistan’dan, Hindistan’dan, Afrika ülkelerinden mesajlar gelip duruyor… Uluslararası dolandırıcılık!.. Mesajlar Türkçe… Cazip seçeneklerle kolay para kazanma önerisinde bulunuluyor… Ben hiç yanıtlamadım.
Merak edip bu tür mesajları yanıtlayan arkadaşım “Para kazanmak için önce sisteme para yatırıp üye olunması gerekiyormuş. Dolandırıcılar öyle diyor” dedi…
Polisiz diye arayıp dolandırmaya kalktıkları biri geçen sene anlatmıştı:
“Adamlar kimlik numaramı, adresimi, çocukların adresini hepsini biliyorlardı” demişti… Dolandırıcıların bilmediği şey, o kişinin kardeşinin oğlunun emniyet mensubu olduğuydu, kişi daha önceden dolandırıcılara karşı uyarıldığından telefonu kapatmış ve hemen polise ihbarda bulunmuştu…
Hep merak edip dururdum, “O dolandırıcılar benim telefonuma nereden ulaştılar?” ya da “insanların kimlik ve kişisel bilgilerinden nasıl haberdar oluyorlar” diye…
Halk TV’de Murat Ağıreli izlediğimde ve Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yazısını okuyunca dehşete düşerek öğrendim…
(Ağırel’in konuyla ilgili yazısının linki şöyle:
Herkes gözünü dört açsın… İçişleri Bakanlığı ya da Emniyet Genel Müdürlüğü telefonlara attıkları mesajda sürekli dolandırıcılara karşı vatandaşı uyarıyor. Uyarılara kulak verin…
Öte yandan sıradan yurdum insanları için kolay yoldan çok para kazanmak diye bir şey yok…
Ama sıradan yurdum insanının kolay yoldan çok para kazanmak gibi bir isteği ve böyle olabileceğine dair bir inancı var. Dolandırıcılar da bu zemin üzerinde iş tutuyor zaten…
Telefonda, sosyal medyada ya da yüz yüze size az parayla çok kazanç vaat edenlere asla inanmayız. O tuzağa düşmeyin. Hiçbir ünlü kişi hele de toplum nezdinde güvenilirliği olanlar asla sizden yatırım için para istemez. Kanmayın...
Paylaştığım fotoğraflar durumun vahametini gözler önüne seriyor…
İTİBAR SUİKASTI:
KAMU KURUMU TAKLİDİ
YAPAY ZEKA İLE OLUŞTURULAN HAREKETLİ/ SESLİ ÜNLÜ / GÜVENİLİR KİŞİ VİDEOSU