?>

Dostlarından Aytaç Toker’e vefa gecesi…

H. Gül KOLAYLI

2 yıl önce

Aytaç Toker Bursa siyasetinde ve kadın kuruluşları / kadın hareketi tarihinde iz bırakmış bir isimdir…

Birkaç yıl öncesine kadar kentteki bütün etkinliklere gider, izlerdi. Panel ve konferanslarda mutlaka söz alır, görüş bildirirdi…

Mesleğin ilk yıllarından beri çeşitli vesilelerle sayısız kere haberlerini yapmış, köşe yazıma konuk etmiş, söyleşiler gerçekleştirmiştim…

Eski toprak dediğimiz siyasilerde eleştirilere karşı bir tahammül vardı… Şimdikilerde siyasi yelpazenin sağından, solundan ya da ortasından hiç fark etmiyor; kırk kere dediklerini yazsanız, hatta övgü ile söz etseniz, bir kere hafiften eleştirdiğinizde, yazdıklarınız ne kadar doğru olsa, ne kadar haklı olsanız da kıyamet kopartıyorlar!..

Aytaç Toker’i kimi zaman da eleştirmiştim, ama hiç küsmemişti, öyle şimdikiler gibi müdürlere, gazete patronlarına falan şikayet etmemiş, hatta karşılaştığımızda sarılıp öpmüş ve “Senin pencerenden bakıldığında, durumun gidişatı yazdığın gibi gözükse de, benim açımdan farklı. Önemli değil, olur böyle şeyler dernekçilikte, siyasette” demişti…

(Konu şöyleydi; KADER Bursa Şubesi Kongresi’ne bir çanta para ile gelmiş ve üyelerin birikmiş aidatlarını ödeyip oy kullandırtmış ve Ufuk Kantarcı ile yarıştığı kongreyi açık ara kazanmıştı. O zaman eleştirmiştim, ama şimdi çok hayıflanıyorum.

Keşke KADER Bursa Şubesi’nin başında Aytaç Toker gibi isimler olsaydı. Artık KADER’in Bursa’da şubesi falan yok! Kapandı… Aytaç Toker, Handan Askeran Ton, Prof. Dr. Gürayten Özyurt gibi isimlerin kurucusu olduğu KADER Bursa Şubesi bir dönem şehirde fırtına gibi esiyor, gündem oluşturuyordu. Şimdi esamesi bile okunmuyor. Adı bile çoktan unutuldu.)

Pandemide her yerde olduğu gibi Bursa’da da sosyal, kültürel ve sanatsal hayat durdu… Etkinlikler yapılamadı. Evlerde kimimiz ailesiyle, kimimiz tek başına pandeminin getirdiği derin yalnızlığı göğüslemeye çalıştık.

Aytaç Toker de son yıllarda rahatsızdı. Pandemiyle birlikte kendisinin ve eşinin hastalığının seyrinde artış yaşandı. 2022 yılından itibaren pandeminin etkisi azalırken, kentin siyasal, sosyal, kültürel yaşamı da hareketlenmeye başladı…

Ancak Bursa kadın hareketinin olmazsa olmazı olan Aytaç Toker artık bu tür etkinliklere katılamıyordu…

Ama dostları onu unutmadı…

SANİYE RIZA KIZ ÇOCUKLARI KORUMA DERNEĞİ

Saniye Rıza Kız Çocukları Koruma Derneği ile adı özdeşleşmiş olan Habibe Çıngıloğlu öncülüğünde, dernek yöneticileri ile Kadın Kuruluşları Birliği’nde yer alan STK Temsilcilerinin katılımıyla geçtiğimiz hafta içerisinde Seyr-i Gündoğdu Kahvaltı ve Izgara’da onur konuğu Aytaç Toker’e Vefa İftar Yemeği düzenlendi.

Aytaç Toker, 28 yıldır yanında olan bakıcısı Saime Rahat ile birlikte geldi… Sağlığı umduğumdan daha iyiydi. Destekle de olsa yürüyebiliyordu ve hatırlanmaktan, bir zamanlar sivil toplum kuruluşlarında birlikte çalıştığı, siyasete ya da sivil topluma kazandırdığı kadınlarla birlikte olmaktan dolayı çok mutluydu…

Habibe Çıngıloğlu, Saniye Rıza Kız Çocukları Koruma Derneği adına iki plaket yaptırmış…

Aytaç Toker için hazırlanan plakette şunlar yazıyordu:

“Sayın Aytaç Toker,

Bursa’da sivil toplum kuruluşlarında  yapmış olduğunuz  azimli başarılı örnek çalışmalarınızla ve derneğimiz Saniye Rıza Kız Çocukları Koruma Derneği’ne yapmış olduğunuz maddi manevi desteklerinize teşekkür eder, saygılar sunarız.”

Aytaç Toker ve  eşi Seyfi Toker’in yanında 28 yıldır çalışan ve şimdi onlara ihtimamla bakıcılık yapan Saime Rahat için hazırlanan plakette ise şunlar yazıyordu:

“Sayın Saime Rahat

Vefalı, azimli, şefkatli davranışlarınızla ablamız Aytaç Toker ve eşi Seyfi Toker’e gösterdiğiniz sevgi ve ilgilerinizden dolayı kutlar, takdirlerimizle teşekkür ederiz.”

Her iki plaket de takdim edildi…

Habibe Çıngıloğlu şunları söyledi:

“Büyüğümüz, ablamız, canımız, öğretmenimiz Aytaç Toker,,, Bizlere  pek çok şey öğreten ablamız. Bu gece senin için hazırlandı. Bu iftar programında seni seven dostlarınla seninle birlikteyiz. Bu gece sana minnettarlığımızı, sevgimizi, saygımızı ifade etmek adına teşekkür plaketi takdim etmek istiyoruz. İyi ki seni tanımışız…”

Çıngıloğlu, ardından da Saime Rahat’ı plaketini verdi ve “Aytaç ablamızın Saime evladına çok şey kattığını biliyoruz. Ona da bir plaket vermeyi düşündük. Bir evlat şefkatiyle Aytaç ablamıza ve eşine bakıyorsunuz. Size teşekkür ediyoruz” dedi…

Aytaç Toker teşekkür etti. Saime Rahat ise “Biz üç yıldız evdeyiz. İlk kez dışarı çıktı. Hatırlanmak çok güzel bir şey. Bu vefadır. Çok mutlu olduk” dedi…

NE DEDİLER?

Vefa gecesine katılanlardan bazıları Aytaç Toker ile ilgili kısa konuşmalar yaptı…

Makbule Yelekin:

 

“Fakülte yıllarından beri tanışırız. Annesi Hoca İlyas İlkokulu’nda öğretmenimdi. Gençlik yıllarının, Seyfi abi ile flörtünün tanığıyım. Parti çalışmalarındaki yürüyüşlerimiz, dağ köylerinde çalışmalarımız… Çok uzun süre birlikte çalıştık, arkadaşlık ettik. O kadar çok anımız var ki…”

Sibel Özbudak:

 

“Bursa’da kadın hareketi içerisinde olup da Aytaç  Toker ile yolu kesişmeyen yok. Bursa Valiliği’nin il koordinasyon kurulu toplantılarına gitmiştim. Yapılması gerekenler şöyle şöyle diye eleştirmiştim; beni nazikçe uyarmıştı. Daha sonra Bursa Barosu Kadın Komisyonu Başkanı olmam için ısrarcı olmuştu. Bursa Kadın Kuruluşları Birliği’nin oluşumunda da büyük katkısı var. İyi ki yollarımız kesişmiş…”

Şirin Yenginer:

“Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nde 20 sene önce yolumuz kesişti. Yeni evlenmiştim. İstanbul’dan Bursa’ya gelin gelmiştim. Bursa’da bir çevrem ve arkadaşım yoktu. Bir tanıdık Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin bir etkinliğine davet etti. Orada Aytaç Hanım ile tanıştık. Beni sardı sarmaladı. Bizim mazbut bir çevremiz vardı, pek dışarı çıkmazdık, önce eşimi ikna etti. Öyle güzel bir yol açtı ki bana. Hayatıma olumlu çok şey kattı. Etkinliklere oğlumu da getiriyordum. Eşim Şirin bunları yapmalı diye düşünür oldu. Yönetim kurulu toplantılarına da çağırırdı, ‘Dinleyerek çok şey öğrenirsin’ derdi.

Kadriye Sarıbıyık:

“Bursa’ya geldim. Anavatan Partisi’ne üye oldum. Olur olmaz Aytaç Toker toplantıda yanına oturttu. O zamanlar kadınlar siyasette çok azdı. Kendisiyle Kükürtlü’de komşuyduk. Beraber spor yapıyorduk. Beraber siyaset yaptık. Biz Aytaç Toker ile dağ köylerinde, Demirkapı üstlerinde, Kuştepe’de siyaset yaptık. O kadar çok anımız var ki. Benim Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı olmamı da çok desteklemiştir. Hem siyasette hem de sivil toplum kuruluşlarında birlikte çalıştık. Gerek siyasete gerekse sivil toplum kuruluşlarına çok sayıda kadını kazandırmış, onlara yol göstermiş, öğretmenlik yapmışıtr…”

Nuray Başlangıç Öner:

“Zirai Donatım’da çalışıyordum. Aytaç Hanım ile o dönemde tanıştık. Emekli olduktan sonra partiye üye oldum. O dönemde Aytaç Hanım Kadın Kolları Başkanı idi.  Partiye gittim, daha yeni üyeyim ‘Gel’ diyerek yanına çağırdı, ve hemen yanındaki sandalyeye oturttu. Biz insan kazanma sanatını, iletişimi, hepsini ondan öğrendik. Aytaç Hanım önde, biz  Ankara’da Mustafakemalpaşa’ya, Yalova’ya, dağ köylerine, Kirazlı’ypa gittik. Daha sonra AÇEV ile tanıştım. Orada çalışmaya başladım. Aytaç Hanım’ın maddi manevi hepimizin üzerinde emeği çoktur.”

Fatma Güler Samgaylı:

“Aytaç Toker bizim başöğretmenimizdir. Ev kadını iken bizi evden çıkarttı. Siyaset yaptık. O zamanlar kadın muhtar sadece Kükürtlü Muhtarı Lemanser Hanım (Sükan) vardı. Beni muhtar olmak için cesaretlendirdi. Dobruca köyü benim köyümdür. Kadınlar kahveye itmezdi. Seçim çalışmaları yaparken kahvehanelere gittim. Aytaç Toker destekledi bizi, 1994 yılında aza, 2009 yılında da Hüdavendigar mahallesi muhtarı oldum. Dernek kurarken de danışmanımız oldu, tüzüğümüzü hazırlarken destek verdi. Allah ondan razı olsun.”

Nuray Batı:

“Türk Üniversiteli Kadınlar derneği’nin adını duymuştum. Gönlü Ferah Oteli’nde bir toplantıları vardı. Aytaç Toker ile asansörde karşılaştık. Aynı yere gidiyormuşuz. Tanıştık ve o günden sonra aktif olarak çalışmaya başladım, yönetim kurulunda görev aldım, başkanlık yaptım. Pek çok alanda birlikte çalıştık…

Handan Askeran Ton:

“Aytaç Toker ile o kadar çok anımız var ki, sivil toplum kuruluşlarında birlikte çalıştık. KAOER’in kurduk birlikte. Kadının Statüsü’nde çalıştık. Aytaç Toker Bursa kadın hareketine büyük katkısı olmuş biridir. Herkesin hayatında iz bıraktı. O bir ekoldür. Siyasette ve sivil toplum kuruluşlarında bir duayendir. Kendisine sağlık diliyorum.”

Ben de yukarıda yazdıklarımı söyledim. Siyaset ve STK’lardaki çalışmalarını, Bursa kadın hareketine katkısına vurgu yaptım… Hatırlanmak ne kadar güzel bir şey. Aytaç Toker o gece çok mutlu oldu, gülümsemesi yüzünden hiç eksik olmadı. Ömrü çok olsun.

AYTAÇ TOKER’İN BURSA ANSİKLOPEDİSİ’NDEKİ KISA ÖZYAŞAM ÖYKÜSÜ

(Bursa 1940) Eczacı, siyasetçi. İlk, orta ve lise öğrenimini Bursa'da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ni bitirdi. Bir süre Bursa Devlet Hastanesi'nde görev yaptıktan sonra kendi işyerini açtı ve serbest eczacı olarak çalışmaya başladı.

Toplumsal sorunlara yakın ilgi duyan T, gerek meslek kuruluşlarında, gerekse hayır kurumları ve toplumsal amaçlı derneklerde kurucu üye, üye ve yönetici konumlarında görevler aldı (7. Bölge Eczacı Odası, Bursa Soroptimist Kulübü, Türk Kadınını Güçlendirme Vakfı, Atatürkçü Düşünce Derneği, Yardım Sevenler Derneği, GÜM-ÇED, KA-DER ve çeşitli yardım kuruluşları vb.).

1990'da Anavatan" Partisi'ne (ANAP) girerek siyasete atıldı. 1991, 1995 ve 1999 genel seçimlerinde bu partiden milletvekili adayı oldu ise de seçilemedi. Parti içindeki etkin üyeliğini sürdürdü, il çevre komitesi üyeliği, Osmangazi İlçesi Kadın Komisyonu başkanlığı ve il yönetim kurulu üyeliği yaptı. Siyasetteki amacını, "Her kadın sosyal ve siyasal yaşatma aktif olarak katılarak yönetici kadrolarda hak ettiği yeri alma mücadelesi vermelidir" biçiminde özetleyen Toker, siyasal etkinliklerinin yanı sıra eczacılık mesleğini de sürdürmekte.

SEYR-İ GÜNDOĞDU

B.u arada Aytaç Toker’e vefa iftarının düzenlendiği yer Seyr-i Gündoğdu, Gündoğdu Mahallesi (köyü) girişinde hemen solda… Manzarası çok güzel, açık ve kapalı alanı var; işletmecisi 25 yaşında bir genç mimar. Onur Karadayı.  Aile mülkü üzerinde kurdukları işletme kahvaltı ve ızgara salonu olarak hizmet veriyor. Şık ve sevimli bir yer. Fiyatları da oldukça uygun. Yolunuz düşerse gidin. Özellikle de Bursa’nın sıcaktan kavrulduğu yaz mevsiminde küfür küfür estiğini söylediler.

 

  

YAZARIN DİĞER YAZILARI