Bir boş kağıt gibi mi geliyoruz dünyaya? Hiç yaşamadığımız hatıralar hayat yolculuğumuza sonradan mı ekleniyor?
Köklerimiz ağaç gibi toprağın altında, nice acıları, kapanmamış hesapları da getiriyoruz beraberimizde. Yaşadıklarımız farklı görünse de bizi insan olarak birleştiren unsurlar var.
Doğduğumuz yerin dili, kültürü bizi hazır bekliyor mesela. Ama onlar da bir yere kadar belirliyor kimliğimizi. Tüm insanlarla ortak olan asıl kimliğimiz; duygularımız.
Dün akşam Brüksel’de “Duyguların Buluşması” gecesi vardı. Şair/yazar Nerkiz Şahin her zaman olduğu gibi pek çok insanın sesi oldu. Yazdığı ve yönettigi “Şans Oyunu” isimli tiyatro oyununun bir devamıydı aslında; kadınların sesi oldugu oyunu hep birlikte yeniden yaşayacaktık. Ama deprem acısıyla içimiz kan ağlarken başka bir şeyden söz etmek mümkün mü? Her cümle ağıt oldu yüreklerde.
Masalarda kırık tuğlalar, içimizde savrulan duygular boş kağıtlara döküldü. Boğazlara dügümlenen sözler, sicim oldu kelimelere aktı. Hepimize dokundu yaşananlar, ama kimimizi doğrudan yaraladı. Mekanın sahibi Elif Üstün gibi. O, göz yaşlarını içine akıtırken Kahramanmaraş’taki yakınları için daldı uzaklara.
Tüm insanların asıl kimliği duyguları dedik ya, tüm Belçika’nın nasıl yardıma koştuğunu anlattı Belma Tek, her kökenden insanıyla. Biz öncenen planlanan geceyi takip etmedik, o bizi takip etti. Oyunun gelişme sürecini fotoğraflara taşıyan Esen Köse’nin sergisi vardı, duvardaki fotoğraflar da ağladı bizimle.
Ne kadar uzaktan yardımcı olmaya calışsak da, insanlarımızın yanında olamayınca daha da bilemiyoruz ne yapacağımızı. Ülkü Dursun, hem psikolog hem sanatçı yönüyle harç oldu duygularımıza. Sonra, geliri Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışlanarak kız cocuklarının eğitimine destek olmak icin yazılan “20 Kalem 20 Kelam” kitapları sessiz sessiz baktı köşelerinden. Naciye Dumanoğlu’nun önderliğinde gerçekleşti bu proje, 20 şair ve yazar yer alıyor kitapta. Bazıları gecede yer aldı, sahnede gönlüyle seslendirdi duygularını.
Ben Nerkiz Şahin’in şiirini okudum. Tam da bizi anlatıyordu:
Bir araHissetmek ve hissizlik arasındaNefessizBoşlukta ve zamandaBazenHangisi olmak istediğini bilmeyerekBüyük ve güçlü müKüçük ve görünmez miAmaHep kalbinle elime uzanarakHer şeyden öte bir yol"Biz"
….
Cafe La Croisette’nin bir katına sığdık hepimiz. Ama o kadar çoktu ki duygularda buluşan gönüller!
Sevgiyle kalın.