Amerikan dizilerinde ya da sinema filmlerinde görürdük…
Hoş, son dönemde Netflix’teki Güney Kore dizilerinde de rastlar olduk…
Sokaklarda, metrolarda, yeraltı geçitlerinde, kartonların üstünde ya da arabalarda yatan evsizlerin kimisi aile olarak sokakta yaşıyordu…
Kimisinde de insanlar eşyalarını el arabalarıyla gün boyu taşıyorlardı…
Barınma evleri ve sığınaklarda sıcak yemek dağıtılıyordu evsizler için, soğuk havalarda da yatacak yer veriliyordu...
Türkiye’de kiralar bu şekilde artmaya devam ederse, aile boyu sokakta yaşayanlar bizde de hayatın normalleri arasına girecek…
Hoş bizde metro istasyonlarında güvenlikler pek göz açtırmıyor… Evsizlerin ya da sokakta yaşayanların barınmasına pek izin verilmiyor… Bizim evsizler hastane acillerine, metruk evlere, otobüs terminallerine, yazın park bahçelere sığınıyor…
EV KİRALARI ÇILDIRMIŞ DURUMDA…
Büyükşehirlerde son üç yıldır ev kiralarında hızlı bir artış söz konusuydu…
Bu yıl pik yaptı…
Ev sahipleri arasında hükümetin aldığı yüzde 25 zam kısıtlamasına uyanların oranı çok düşük… Onlar da kurallara, kanunlara uyarak yaşamayı düstur edinmiş az sayıdaki insan…
Ev sahiplerinin büyük çoğunluğu kesinlikle yüzde 25 zam kısıtlamasına uymuyor…
Kiracıların da büyük çoğunluğu da yüzde 25’ten yüksek oranda kira zammı yapmaya razı oluyor…
Zira taşınsa, boya, badana, taşıma ücreti, kira peşinatı, emlakçı komisyonu derken hem bir sürü harcama yapacak…
Hem de bulduğu ev çıktığı evden kat be kat pahalı olacak…
Aslında eskisi gibi TUFE’ye bıraksalardı, yani resmi enflasyon oranında kalsaydı daha makul olacaktı… Yanlış anlaşılmasın… Kirada evim falan yok… Tam tersine kiracıyım…
‘YAPACAK BİR ŞEY YOK; YASAL OLARAK HAKLILAR!’
Bir, iki dairesi olup da emekli aylığına kira gelirini katarak üniversitede torun okutan bir arkadaşım var…
Kadının kiradaki 3 artı 1 dairesi 1500 lira; onunkinin karşısındaki daire yeni 10 bin liradan kiraya verilmiş. Kadının kiracısı da öyle asgari ücretle çalışan gariban değil; karı koca müdür düzeyinde kamu çalışanı…
Kadıncağız “Memurlar ya, kira garanti, diye onlara verdik kiraya… Şimdi de böyle çakıldık. 1875 liradan bir kuruş fazla vermeyiz. Kanun var, dediler. Ben de biliyorum, kanunu. Ama hayat da çok pahalandı. Yapacak bir şey yok. Yasal olarak onlar haklı” diyor…
Kaç lira istediğini sordum; “Öyle sekiz, on bin falan demedim. 3 bin lira istedim. Kabul etmediler” dedi… Aslında makul bir rakam söylemiş. Dairesi Fethiye’de…
Ancak sağına, soluna bakıp “O bu kadar kira alıyor, ben niye almayayım” diyerek kiracısından üç, dört kat fazla kira isteyenler de o kadar çok ki…
Kiracısını bir şekilde çıkartanlar, yeni kiracı ile sözleşmeyi bir yıllık yapıp, 1 yıl sonunda çıkacağına dair tarihli imzalı taahhütname alıyor…
AĞIZ DALAŞINI ÇOKTAN AŞTI!
Öte yandan…
Artık kiracılar ve ev sahiplerinin kavgaları ağız dalaşını tekme tokadı, sopayla kavgayı bile çoktan aştı… Birbirlerini boğazlamaya, bıçaklamaya, kurşunlamaya, yaralamaya ya da öldürmeye başladılar…
Ev sahibi ve kiracı asayiş haberlerini her gün okur ya da TV ekranlarından izler olduk… Dün bir ev sahibi, kiracısını çocuğunun yanında katletti…
Geçen hafta tek başına yaşayan bir emekli kadın ev sahibinin kirayı artırıp çık demesi karşısında intihar etti… Geride bıraktığı notta “Ölümünden ev sahibinin sorumlu olduğunu” yazdı…
Çok acı bir şey…
Eskiden işsiz güçsüz, alkol ya da madde bağımlıları sokakta yaşardı…
Şimdilerde Antalya gibi illerde işi gücü olan, kirayı ödeyemediği için evden atılan ev bulamayan kiracılar, çoluk çocuk tabela diplerinde yaşamaya çalışıyor…
Kira sorunu çözülmezse, böyle giderse evsiz kalanlar için çadır kentlerine ihtiyaç olacak… Zira, yoksulluk, sokakta kalmak da bir ekonomik afettir…
Bursa’da 175 bin resmi kayıtlı oturum izni olan Suriyeli sığınmacı var… Kayıtlı olmayan kaçakların sayısını bilmek mümkün değil. Deprem bölgelerinden de ciddi bir nüfus geldi…
Bu durum pek çok büyükşehirde yaşanıyor… Şehirlerin konut üretimi, kiralık ya da satılık konutları kentlere eklemlenen dar gelirli nüfusu göğüsleyecek yeterlilikte değil…
Klasik ekonomi kuralıdır; arz düşük talep çoksa, fiyat yükselir…
Şu anda, dövizdeki yükseliş, inşaat maliyetlerinde malzemeden işçiliğe artış nedeniyle konut üretimi azaldı…
Ancak kira artışları durdurulmazsa vaziyet evsizlerin çoğaldığı bir sosyal felakete doğru gidebilir…
Durdurmanın bir yolu da konut üretiminden geçiyor…
Devlet eliyle TOKİ aracılığıyla satılıkların yanı sıra kiralık sosyal konutlar üretilebilir…
Kamu kurumları kendi personelleri için kiralık konutlar üretebilir.
Yerel yönetimler de TOKİ gibi kendi arsaları üzerine sosyal konut üretip dar gelirlilere kiralayabilir…