Geçtiğimiz hafta, kurum ve kişiler farklılık gösterse de gündemi belirleyen konu, çalışmadan kazanılan yüksek meblağlı paralar ve bu paraların nasıl kazanıldığına dair sistem oldu.
İnternet fenomenlerinin yaptıkları ile bir banka müdiresinin aslında var olmayan bir fon yalanı ile topladığı paraları hafta boyunca uzun uzun haberlerden takip ettiğinizi düşünüyorum.Ancak ben bu yazımda size geçtiğimiz yüzyıla damga vurmuş ve günümüzde hala kurduğu sistem güncelliğini koruyan, sisteme adını veren kişiden bahsetmek istiyorum.
Charles Ponzi
Ülkemizde yakın tarihte , TİTANSAADET ZİNCİRİ, ÇİFTLİKBANK, DETAY MAXİNET gibi sayısız dolandırıcılık sistemini eminim ki duydunuz.Belki de bu sisteme katılarak para da kaptırdınız.İşte tüm bu piramit dolandırıcılık sistemlerinin kurucusu olan Charles PonziCharles Ponzi 3 Mart 1882 İtalya’da dünyaya gelmiştir.Ponzi 1903 yılında ABD'ye taşınmış olup kurduğu ponzi oyunu ile ABD tarihinin en ünlü dolandırıcılarından biri olmuştur. İlk ponzi oyunu Charles Ponzi tarafından 1920 yılında sistemli şekilde gerçekleştirilmiştir. Ponzi, bu oyun ile çok kısa sürede 10.000 kişiyi posta pullarını kullanarak kazanç elde ettiğine inandırmış; ancak aslında ortada olmayan bu kazanç nedeniyle oyun daha fazla devam edememiş ve sistem kısa sürede çökmüştür
Ancak aradan geçen yıllar boyunca sistemin kendisi farklı şekillerde, farklı kişilerce tekrar tekrar kullanıldı.Ponzi sistemine katılım oranı sonsuza kadar süremeyeceği için sistemi kuran kişinin parayı alıp kaçmasıyla sistem sonlanmaktadır.Düşünün ki kandırılan kişiler herhangi bir hukuki teminat aramaksızın az yada çok paralarını bu sisteme kaptırdılar.Temel düşünce de kısa sürede yüksek kazanç elde etme isteği vardı.Mantık dışı oranlarda kazanç vaadi ile dolandırılan kişiler sonrasında mağdur sıfatıyla davacı ve şikayetçi olsalar dahi parasını geri alabilenlerin sayısının oldukça az olduğunu da biliyoruz.
Şimdi sormak istiyorum sayın okur;
Her sabah erkenden uyanıp işine giden işçilerimiz, kamuda çalışan görevlilerimiz, beden gücüyle ekmeğini kazanan emekçilerimiz ve aslında hepimiz birikimlerimizi bu sisteme kaptırırken düşünmeden hareket edersek mağdur mu oluyoruz yoksa gönüllü mü?
Cevabı size bırakıyor ve banka müdiresi, futbolcular, iş adamları, teknik direktör gibi kişilere değinmeden atalarımızı anarak bu yazımı sonlandırıyorum.
Ucuz etin yahnisi yavan olur
Bedava peynir fare kapanında olur
Emek olmadan yemek olmaz…
Sorularınız oldukça cevaplamak üzere buradayım.
Esen kalın. . .