Türkiye genç nüfusu olan şanslı bir dönemini yaşamaktadır. Demografik açıdan bu üstünlük yalın bir ifadeyle insan kaynağı zenginliği olarak ifade edilebilir.
İnsan kaynağı alanında zenginlik ilk adımda çalışabilen büyük bir nüfusa sahip olmak şeklinde anlaşılmaktadır. Ancak Milli Eğitimimiz sayesinde ülkemize yetecek sayıda meslek sahibi insanımızı da yetiştirebildiğimiz ve bunun da önemli bir zenginlik olduğunu biliyoruz.
Son yıllarda doktor, sağlıkçı, mühendis ve teknisyen başta olmak üzere yetiştirdiğimizi donanımlı insanımızı yurt dışına kaptırdığımızı biliyoruz. Eğer kamu yönetimi acil bir eylem planı uygulamazsa bu kayıpların artarak devam edeceği ortadadır.
Bugüne kadar dillendirilmeyen ve faydalanamadığımız önemli bir insan kaynağımızdan bahis etmek istiyoruz.
Ülkemiz dünyanın 17. en büyük ekonomisidir. Bu da bir sermaye birikimine işaret etmektedir.
Büyükşehirlerde yaşayan Türkiye’nin zenginliğini daha fazla hisseden önemli bir nüfusumuz var. Bunlar iş sahipleri, yöneticiler ve meslek sahipleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kesim çocuklarını ülkemizin ve dünyanın en iyi okullarında okutabilecek maddi güç ve yeteneğe sahiptir. İfade edilen çocuklar iyi bir tahsilden sonra kendilerini tatmin edici bir iş olanağı bulamadığı için ülke ekonomisine katkı koyma imkanına ulaşmamaktadır.
Aile işlerine gidip gelmekte veya arayışla gençliklerini harcamaktadır.
Bunun bir nedeni ülkemizin okumuş insan ihtiyacının giderek azalmasıdır. Bu gençler kendilerine yapılan yatırımların boşa gitmemesi için yurt dışı iş imkanlarını denemektedir.
Oysa Türkiye bu yetişmiş gençlerin gece-gündüz demeden çalışmasına ihtiyaç duymaktadır.
Etrafınıza baktığımızda bu tanıma uyan adetlerce genci fark edeceksiniz.
Ekonomimizin yapısal dönüşümün tamamlaması ve katma değerli üretim yapılan bir düzeye çıkmasıyla bu gençlerin iş hayatına katkı koyabilmesi mümkün olacaktır.
Böylesi bir insan kaynağına sahipken ekonomimizi bir sıçrama yapmaması anlaşılır gibi değildir.
Türkiye dünyada az rastlanır potansiyele sahiptir. Yenilikçi anlayışlarla bu kapasiteyi harekete geçirmek işten bile değildir.