Hayat güzel, dünya güzel, insanoğlu çirkinleştirmek için elinden geleni yapıyor...
Hafta sonu, yağmur bir yandan, fırtına öte yandan sıkıntılı geçti...
Yağmuru ve yağmur suyunu izlemek güzel...
Bir de insani atıklar olmasa...
Sel değil ama oldukça yoğun su akışı oldu, mazgalların çoğu tıkandığı için kent su birikintilerine esir oldu...
Yazık değil mi?
Yol kenarına atıverdiğiniz o dondurma ambalajları, sigara paketleri birleşince neler yapıyor biliyor musunuz?
Tıkıyor ve taşıyor...
Çöpçüler mazgal temizlediler o yağmurda...
Bu arada sadece gökyüzü mü ağladı?
Tabi ki hayır?
Bir de YKS vardı elbet, çocuklarımızın hayatlarını bağladıkları sınav...
Sınava yetişemeyenler, soruları çözemeyenler de ağladı gökyüzü gibi...
Bir çok çocuğumuz, kimi ağladı, kimi umursamadı, kimi de mutlu çıktı güldü...
Genel olarak, konuştuğum öğrencilerden aldığım bilgiler, sosyal medyada paylaşılan yorumlar, soruların zor olduğu, çelişkili, hatta paragrafların çok uzun olduğu yönündeydi....
Paragrafları okuyana kadar, anlayana kadar, diğer soruları bırakın çözmeyi, okuyamamaktan, göz gezdiremediklerinden yakındılar...
Zaten bu çocuklar uzunca bir süre okula gidemediler, online eğitim ne kadar verimli oldu?
Pandemi, deprem derken, çocuklar yeterince uzak kaldılar eğitimden...
Sosyal medyada yapılan yorumları okuyunca, ağlasam mı, gülsem mi bilemedim...
Yorumlar tam bir komedi...
"6 yıldır ÖSYM'de görev yapıyorum hayatımda ilk defa bu kadar öğrencinin masaya yatıp uyuduğuna şahit oldum. 20 kişilik bir salonda tam 12 kişi uyuyordu." Bir gözetmenin yazdığı bu yorum çok ilgimi çekti, üzücü...
"Dün sürem yetmeyen sınavdan sonra bugün de beynimin yetmeme şokunu atlatmaya çalışıyorum" Bu yorum da, bir öğrencinin paylaşımı...
Bunun gibi birçok yorum işte...
Ama en üzüldüğüm nokta ise, bir çok öğrencinin yurtdışı hayalinin olması, yurtdışında yaşamak istemesi ...
Sadece çocuklar mı ter döktü, veliler de kabına sığamadılar, beklerken yavrularını...
Ben de beklerken, gözlemledim, düşündüm...
Özellikle mi yoksa sistem mi böyle anlamıyorum ama, çocukların sınav yerleri yaşam alanlarına en uzak noktalar seçilmiş...
Arabası olanlar ve olmayanlar ayrı ayrı perişan oldu...
Hele o yağmurda okul kapısında, bekleyen yağmurda ıslanan anne ve babaları gördükçe içim cız etti...
Cumartesi ve pazar günleri Belediye hizmetlerinin azalması, sınav telaşına tuz biber ekti...
15-30 dakikada bir yapılan seferler, saat başına çekilince varın siz düşünün o otobüslerdeki yığılmaları...
Bir de tren elbet...
Sınav salonlarına yakın otopark yığılmaları ve cadde-sokakların tamamen tıkanmış halini de bir düşünün...
Vay o çocuğun haline, vay o velinin haline...
Hayaller ve gerçekler...
Şimdi de tercihler...
Kolay gelsin hepimize....