?>

Mesleki eğitime nasıl yön verilmeli?

Mürsel Öztürk

11 ay önce

Yaşam bir zincirler bütünüdür. Halkalar ne kadar güçlüyse hayata o kadar güçlü tutunuruz. Çürük bir domates bütün bir kasayı çürütebilir. Meslekler için de durum aynıdır. En sıradan görülen bir meslek bile gün gelir hayati önem taşır. Bu yüzden hiçbir meslek donanımsız ellere bırakılmamalıdır.

Yaşam ve insanlar gibi meslekler de değişiyor, çıta yükseliyor. Üstelik bu yeni mesleklerin arkasında yüzlerce yıllık bir birikim ve tecrübe yok.

Gelelim teknik eğitime. Yakın geçmişte bu konuda söylenenlere ve bugün gelinen noktaya bir bakalım.

-Temel eğitimden sonra çocuklarımızı mesleki eğitime yönlendiremezsek üniversitelerin önünde yığılma olur. Hatta üniversiteyi bitirenler de iş imkanına kavuşamaz.

-Çocuklarımızın genç yaşta üretici yapılması ve bir meslek edinmesi için eğitime erken yaşta yönlendirilmesi gerekir.

-Her ülke kendi şartlarına göre bu sistemi organize etmelidir.

-Burada en hassas nokta eğitimde fırsat eşitliğidir. Devletin himayesi çok önemlidir. Sosyal devlet; okuyan çocuğun önünü açıyor. Üniversiteye kadar götürüyor. Ama okuyamayan çocuklarımızın da mesleki eğitim yönüyle teşvik edilerek, eğitimde fırsat eşitliği kanalı ile meslek sahibi olmaları ve istihdam imkanlarına kavuşmaları için önünü açmak gerekiyor.

-Eğitimde üretimi esas almak lazım. Üretim katma değer getirir, dışa bağımlılığı azaltır. İthalat-ihracat dengesini normalleştirir.

-Çıraklık eğitimi ve çıraklık eğitim merkezlerinin kurulması son derece önemlidir. Bunları Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) içerisinde yapmak gerekir. OSB içerisinde; oradaki sanayiciler bir okul yapacak ve onu bağışlayacak. Bir aşhane yapacak ve çocuklar orada ücretsiz olarak yemek yiyecek. Masrafları da OSB içindeki fabrika sahipleri tarafından karşılanacak. Küçük Sanayi Siteleri için de durum aynı. Bu oluşumun örnekleri de hâlen az da olsa mevcut. Ancak tüm ülke sathında yaygın değil. Bu eğitim yöntemiyle güçlü bir sıçrama yapmak mümkün olabilir.

-İstihdam fazlası yüz binlerce hatta milyonlarca gencimiz var. Bunlar ya iş bekliyor ya da öğrenim gördüğü alanla hiç ilgisi olmayan işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bu bölümlere hâlâ öğrenci almak doğru değil.

-Günümüzde bazı meslekler yok oluyor ve onların yerlerine yeni meslekler geliyor. Bu durumda meslek yelpazesinin aynı kalması mümkün değil. Meslek Liseleri ve Meslek Yüksekokulları da buna ayak uydurmak zorunda. Hem de hızla, vakit geçirmeden yapılmalı.

Yapılacak şey; mesleki eğitim sil baştan yeniden ele alınmalı ve meslek yüksekokulları bu zincirin son halkası olmalıdır. Üniversiteler tüm lise mezunlarını almak zorunda olmamalıdır. Bu yaklaşım; üniversite mezunu diplomalı işsizler ordusu yaratmaktan başka sonuç getirmiyor.

Her meslek kutsaldır ve her mesleğin kendine göre önemi vardır. Çocuklarımızı hep aynı mesleklere özendirme ya da yönlendirme yerine, sevdikleri ve kendilerinin ihtiyaç duydukları alanlara yönlendirmek daha doğru olacaktır. Her çocuğun başarılı olacağı ve can-ı gönülden seveceği farklı alanlar vardır. Pek çok mesleğe bazıları belki dudak bükebilir ama tek hayali o mesleği yapmak olan çok gencimiz çıkacaktır. Bu sevgi, mesleğe değer katar. Son zamanlarda bu gerçeğin ebeveynler ve gençler tarafından giderek artan bir şekilde benimsendiği görülüyor.

Mesleki eğitim; sistemin, üretimin ve özellikle yaşamın uzağındakiler için çok şey ifade etmese de bizzat içinde olanlar için olmazsa olmaz. Mesleki eğitimin tüm dünya ülkeleri için çok büyük bir ihtiyaç olduğu ortadadır. Her ülke kaliteli üretim personeli bulmakta zorlanıyor.

Avrupa’da birçok ülke, işletmelerinde kurdukları eğitim birimleri ile kendi personelini Çırak Öğrenci olarak kayıt etmekte ve istihdamına yönelik olarak yetiştirmektedir. Bunu uygulayan ülkelerin kriz dönemlerini fazla hasar almadan atlattıklarını gördük.

Seçilecek yol bellidir. Uygulamaların sonuçları ortadadır. Yapılacak şey; başta devlet yönetimi olmak üzere ilgili tüm kesimlerin çalışmalarını yoğunlaştırması ve hızlandırmasıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI