Sosyal medyayı çocuk ve gençlerin daha çok kullandığını sansak da aslında, genç yaşlı, kadın erkek her yaştan, her sosyal kesimden insanı etkiliyor…
Hepimiz bir şekilde etkilendik… Özellikle pandemi süreci… Dijital devrimin 20 yılda alacağı mesafeyi 2 yıla sığdırdı. Tüm dünya küresel bir laboratuvara dönüştü;
Özetle 2020 ve 2021 yılında internette ve sosyal medyada çok fazla zaman geçirdik…
Kadın, erkek, çocuk genç, yaşlı demeden yediden yetmişe hatta seksene dek herkes etkilendi.
Özellikle de çocuklarda dijital bağımlılık ciddi bir soruna dönüştü…
We Are Social Platformu her yıl dünyada ve Türkiye’de sosyal medya kullanım oranlarını yayınlıyor…
2023’te paylaştığı 2022 verilerine göre sosyal medya kullananların sayısı önceki yıla göre 69 milyondan 62 milyona gerileyerek 7 milyon kişi azalmış...
Pandemiden sonra gerçek hayata dönüşle alakalı bir durum…
2021’de nüfusun yüzde 80,8'i sosyal medya kullanırken; 2022’de ise yüzde 73,1’u sosyal medya kullanıyor…
Sosyal medyanın lideri 57,9 milyon kullanıcı ile YouTube… Onu 48,65 milyon kullanıcıyla Instagram izliyor. Twitter ise 2 milyon 450 yeni kullanıcı ile Türkiye’de ivme kazanan bir mecra oldu…
Son 1 yılda 4,2 milyon kullanıcısını kaybeden Linkedin'i 3,5 milyon kullanıcı kaybıyla Instagram takip ediyor… Son bir yılda Facebook 1,6 milyon, Messenger 1 milyon 50 bin, Youtube ise 500 bin kullanıcı kaybetti…
Öte yandan… Haftalık internet üzerinden alışveriş verilerinde Tayland ve Güney Kore'nin ardında üçüncü sırada Türkiye’nin olması çok şaşırtıcı…
Türkiye'de her hafta internetten en az bir kez alışveriş yapan 16 ila 64 yaşındaki kişi oranı, nüfusun yüzde 64,6'sı! Çok ciddi bir oran… Millet olarak E-Ticaret’e yönelmişiz…
Yine We Are Social verilerine göre kripto para sahipliğinde dünya ortalamasını geçerek nüfusa oranla ilk sırada Türkiye yer alıyor.
SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI
Yedi sekiz yıl önce bir ara ben de sosyal medyada fazla paylaşım yapıyor ve fazla zaman geçiriyordum… Önce değerli zamanımı gereksiz bir alanda bozuk para gibi harcadığımı fark ettim…
Artı… Sosyal medya yapay zeka aracılığıyla hayatımızı, bizi, tüketim alışkanlıklarımızı, eğilimlerimizi, ilgi alanlarımızı fişliyordu…
İnternette arattırdığımız herhangi bir ürün ya da telefonda arkadaşımızda konuşurken telaffuz ettiğimiz herhangi bir tüketim kalemi sosyal medyada sponsorlu post olarak sürekli gözümüze sokuluyordu…
Ayrıca sayfalarımıza bir şekilde sızmış her türlü insan vardı… Gerçek yaşamda bile insanı tanımak zaten neredeyse imkansız; yüzlerce yıldır filozoflar, felsefeciler insanı tanımlamaya çalışıyor… Sosyal medyadaki sahte dünyada ise hiç mümkün değil!
Sadece paylaşımlarından biraz fikir sahibi oluyorsunuz. O da trolün açtığı çakma hesap değilse! Bu trollerin bir kısmı siyasi, bir kısmı bildiğiniz sapık, tacizci; bir kısmı ise dolandırıcı, yani ne ararsan var…
Sosyal medyada fazla zaman geçirdiğimi fark ettiğim an bağımlılığa dönüşmesine izin vermeden süreyi ve paylaşımları kısıtladım. Artık sadece köşe yazılarımı, bazen yakın dostlarımla bir iki kareyi, gittiğim etkinliklerden birkaç fotoğrafı paylaşıyorum…
SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMI İHTİYAÇ HALİNE GELDİYSE SORUN VAR!
Uzmanlar sosyal medya paylaşımlarının zaman içerisinde bir ihtiyaç halini almasının bazı olumsuz durumların belirtisi olabileceği konusunda uyarıyor…
Bunlardan biri de Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, sosyal medya paylaşımlarının bir ihtiyaç haline gelmesiyle ortaya çıkan sorunlara ve sosyal medya bağımlılığına çare olarak sosyal medya detoksunu öneriyor…
Çekin sosyal medya bağımlılığından kurtulmada önceliğin bağımlılık döngüsünün kabulü olduğuna dikkat çekiyor ve sosyal medya detoksu sosyal medyada zaman geçirme süresini kısaltılmasına şöyle değiniyor:
“Bağımlılık döngüsünün kabul edilmesinden sonra sosyal medya detoksu yaparak belirli saatlerde yahut belirli amaçlarla sosyal medya kullanımı, haz erteleme metodu ile paylaşım yapma aralarının açılmasını sağlama; yeni aktivitelerle uğraş tarzında bazı yönetme biçimleri belirlenerek sosyal medyada geçirilen vaktin minimum düzeye indirilmesi hedeflenebilir.”
Yerinde bir öneri… Ancak belli eğitim ve bilinç düzeyinde, hayata dair farkındalığı yüksek bireyler bizzat kendileri ya da çevrelerinin uyarısıyla sosyal medya bağımlısı olduklarının farkına varabilir…
Herkes için geçerli bir yöntem değil… Bağımlıların çoğu inatla bağımlı olduklarını kabul etmedikleri için bağımlılıklarıyla mücadele de etmez…
Özellikle de gündüz kuşağı programlarının alayında sosyal medya bağımlılığının evlilikleri nasıl dağıttığını, kadını, erkeği nasıl yanlış insanlarla birlikte olmaya yönlendirdiğini izleyip duruyoruz…
Hoş o kadın ve erkekler kırk kere dolandırılsalar da, kazık da yeseler, evliliklerinden çocuklarından, ailelerinden olsalar da cep telefonlarından ve sosyal medyadan vaz geçmezler…
SOSYAL MEDYADA PAYLAŞIM BEYİNDEKİ HAZ BÖLGESİNİ VE SÜREKLİ PAYLAŞIM İSTEĞİNİ TETİKLİYOR!
Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin sosyal medya kullanımının beyindeki etkisini ve bağımlılığa giden süreci şöyle özetliyor:
“Yaptığımız paylaşımların önemli bir kısmı, beynimizin haz bölgesini tetikliyor ve bu durum bizi sürekli paylaşım yapmaya sevk ediyor.
Haz, beynin ödül mekanizmasını tetikleyerek dopamin salgılanmasına sebep olurken dopamin de beynin içerisinde ‘ödüllendirilmişlik duygusu’nu aktive ediyor.
Dolayısıyla kişi her paylaşım yaptığında yaşadığı anlık tatmin hissiyle birlikte ‘paylaşım yapmaya devam et’ algısını oluşturuyor.
Sürekli ve hızlı şekilde salgılanan dopamin miktarıyla beyin içerisinde yeni bir normal algısı oluşuyor ve eski yaşanmışlıklar kişiye yeterince haz vermemeye başlıyor.
Böylece paylaşım yapma arzusu giderek artıyor. Aslında bu durum da beynimizdeki ‘bağımlılık’ kavramına denk düşüyor.
Gönderilerin ikinci şahıslar tarafından birçok kez paylaşılabilmesi, takipçi ve beğeni sayılarının artması gibi sebepler, kişide yoğun bir tatmin olma duygusu oluştururken bireyin bu unsurlar üzerine koyduğu hedeflere ulaşabilme oranları ve sosyal medya platformlarında vakit geçirme isteğini de pekiştiriyor.
Sürekli tüketim bir süre sonra mutsuzluğu beraberinde getirirken kişi birtakım sorunlar yaşayabiliyor.
Sosyal medya bağımlılığı gelişmiş kişi, sosyal medyada vakit geçiremediği için daha mutsuz ve keyifsiz hissederken, iş, aile ya da sosyal çevreyle vakit geçirmekte zorlanabiliyor ve ne yazık ki hayata adapte olma konusunda güçlük yaşayabiliyor.”