?>

Saat ayarını tekrar gözden geçiriniz

Emin DİREKÇİ

2 ay önce

Değerli Okurlar,

Ülkemiz, 1972 yılından itibaren uyguladığı yaz ve kış saati uyarlamasını 2016 yılından itibaren kaldırdı, ayarlama ve de uyarlama son buldu. Sabit Saat Uygulamasına (SSU) geçildi.  Bu uygulamaya geçişin temel sebebi olarak enerji tasarrufu yapılacağı öne sürülmesine karşın, söylemleri olan raporun hesap detaylı haline henüz rastlanmadı…

Elektrik Mühendisleri Oda ve TMMOB yöneticilerinin iddiaları ise, önerilen durumun mevcuda göre daha fazla enerji harcamasına neden olduğu yönünde…

Bende yeni uygulamanın daha tasarruflu olduğunu düşünmeyenlerdenim, çünkü;

-         Özellikle günler kısayken çalışanlar ve çocuklar evden bir saat önce çıkıyorlar ve işe bir saat sonra varıyorlar. Bu durumda tüm konut ve işyerlerinin lambaları daha erken yanıyor,

-         Yine aynı sebepten tüm ısıtmalar bir saat önce başlıyor, böylece daha soğuk suyu ve havayı ısıtmak için daha fazla enerji harcamanız gerekiyor,

-         Akşam eve dönüşler için bu hesabı nötrleştiren bir durum yok,

-         Günlerin uzun ve sıcak olduğu, okulların ise kapalı olduğu dönemde olayın farkına varılmıyor!

-         Yıllar itibariyle tüketim verilerinin, nüfus değişimini de baz alarak kıyasla hesaplamanın güncellenmesini öneriyorum.

İşin hesap kitap kısmı dışında bir de insani tarafına bakarsak;

-         Ana okulu, birinci sınıf dahil tüm çocukları sabah karanlığında yatakta kazıyorsunuz,

-         Yine bu çocuklar ve işine gidecek insanlar; karanlık, ayaz ve hatta buzda yola çıkıyor,

-         Hastalıklar, kırıklar ve trafik kazaları bence artmıştır,

-         Çocuklar okuldan, insanlar işlerinden soğuyor,

-         Psikolojileri bozuluyor, bu durum gerginlik, mutsuzluk yaratıyor,

-         Ülke olarak ağırlıklı ticaretimizi yaptığımız diğer ülkelerle aramıza mesafe koymuş olduk,

Not olarak şunu da belirteyim ki; Ahmet Hamdi Tanpınar’ın romanlarından olup İlk baskısı 1961 yılında basılan Saatleri Ayarlama Enstitüsü; Türk insanının Doğu ile Batı arasında bocalamasını irdeler. İki uygarlık arasında bocalayan Türk toplumunun tutumlarını, davranışlarını alaya alan eleştirel bir romandır. Türkiye’nin modernizme geçiş sürecinin ve bu süreçte yaşanan toplumsal sorunların anlatıldığı bir eserdir. Romanda iki uygarlık arasında bocalayan toplumun hatalı tutumları ve davranışları alaycı bir şekilde eleştirilmektedir. Başlığı bizim durumla aynı olan konunu içeriği de aynı olmasın…

Birileri raporu yayınlar ya da güncellerse seviniriz.

Bilimsel olmayan değişikliklerin kalıcı olması beklenilmemeli!

Havalar soğumadan, karanlık basmadan uyarayım dedim.

Saygılarımla.

YAZARIN DİĞER YAZILARI