?>

Savunma devi TUSAŞ’a kimler, neden saldırdı?

Musa Alioğlu

2 ay önce

Takvimler 23 Ekim 2024’ü gösterdiği gün Rusya Federasyonu, Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da (Ka3aH) siyasi tarihinin en büyük dış politika organizasyonu olan BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ittifakının zirvesine ev sahipliği yapmaktaydı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı toplantı devam ederken, ne ilginçtir ki adı yine Kazan olan (15 Temmuz darbe girişiminde gösterdiği başarıdan ötürü ‘Kahraman’ ünvanını aldı) Ankara’nın yanı başındaki bir ilçemizde savunma sanayimizin en önemli şirketlerinden biri olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.O (TUSAŞ) -Turkish Aerospace Inc. (TAI) merkez tesislerine terör saldırısı düzenlendi.

İlk anda gelen bilgilere göre iki terör piyonunun yaptığı saldırıda “Beş şehit ve üçü ağır 22 yaralımız var” denildi.

Şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlıklı ömür diliyorum. Burada sorulacak ilk ve önemli soru ‘TUSAŞ’A NEDEN SALDIRILDI’ olmalı.

Önce, TUSAŞ’ın profiline bir bakalım.

Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ), 28 Haziran 1973 tarihinde Türkiye'nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığını azaltmak için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bünyesinde kurulmuş bir şirkettir. Şirketin hisse yapısı, Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı 54.49, Savunma Sanayi Başkanlığı 45.45 ve Türk Hava Kurumu 0.06 olarak oluşturulmuştur.

Türk Hava Kuvvetleri'nin savaş uçağı ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak F-16 uçaklarının kullanılması kararıyla, bu uçakların üretimi, uçak sistemlerin entegrasyonu ve uçuş testlerini yaparak Hava Kuvvetleri’ne teslim etmek üzere TUSAŞ tarafından 1984 yılında da TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TAİ), Türk-ABD ortak yatırım şirketi olarak 25 yıllığına kurulmuştur.

25 yıllık süreç tamamlanmadan, 2005 yılında TAI'nin yabancı hisseleri Türk hissedarlar tarafından satın alınarak şirket yeniden yapılandırılmıştır. Bu kapsamda TAI ve TUSAŞ birleşerek, TUSAŞ – Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. çatısı altında faaliyetlerini genişletmiş, havacılık ve uzay sanayi sistemlerinin geliştirilmesi, modernizasyonu, üretimi, sistem entegrasyonu ve yaşam döngüsü destek süreçlerinde Türkiye'nin teknoloji merkezi konumuna gelmiştir.

Havacılık ve uzay sanayisinde küresel ilk yüz oyuncu arasında yer alan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii, proje konularına bağlı olarak; Havacılık Yapısalları Grubu, Uçak Grubu,

Helikopter Grubu, İnsansız Hava Aracı (İHA) Sistemleri Grubu, Uzay Sistemleri Grubu, Milli Muharip Uçak Grubu ve Mühendislik Grubu olmak üzere altı stratejik iş merkezi bünyesinde örgütlenmiştir.

1973’ten beri Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin merkezi üssü olan Kahramankazan Merkez Yerleşkesi, gerçekleştirdiği önemli atılımlarla gökyüzünün geleceğinin tasarlandığı dev bir teknoloji kampüsü olmuştur.

Türkiye’nin lider, dünyanın önde gelen havacılık ve uzay şirketleri arasındaki yeriyle özgün tasarım aşamasından yerli imkânlarla gerçeğe dönüştürülen; uçak, helikopter, insansız hava aracı, uydu teknolojileri ve komponentler bu üstte dünya çapındaki endüstrilerle rekabet eden ürünler haline getiriliyor.

Havacılık ve uzay alanındaki gelişmiş teknolojilerin hayata geçirildiği, 186 bini kapalı alan olan tam dört milyon metrekarelik yerleşkede gökyüzünün sınırlarını zorlayan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin her biri birbirinden değerli çalışanlarına özel bir ekosistem bulunmaktadır.

Şirket, bugüne kadar hayata geçirdiği çok önemli projelerle Türk savunma sanayisinin güçlenmesine büyük katkı sağladı. Şirketin koordinasyonunda üretilen T129 ATAK Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri, T70 Genel Maksat Helikopteri, ANKA ve AKSUNGUR adlı insansız hava araçları ordumuza ve polisimize önemli bir hizmet vermekte.

HÜRKUŞ Temel Eğitim Uçağı, HÜRJET Eğitim ve Hafif Taarruz Uçağı ve GÖKBEY Genel Maksat Helikopteri de hizmete girmeye hazırlanırken, insansız savaş uçağı ANKA III'ün testleri de yoğun bir şekilde sürüyor.

TUSAŞ’ın en önemli projelerinden biri olan ve de yapım süreci devam eden Milli Muharip Uçak KAAN, havacılık tarihimiz açısından önemli bir dönüm noktasını olma özelliğini taşımaktadır.

KAAN projesiyle Türkiye, savaş uçağı tasarımı ve üretimi konularında şu anda dünyanın sayılı ülkeleri arasına girme yolunda yol alırken Türkiye'yi, dünyada 5. nesil uçak üretebilen az sayıdaki ülkeler arasına sokacak.

KAAN uçaklarının 2028 yılında Türk Hava Kuvvetleri envanterine girmesi hedefleniyor.  TUSAŞ, dünyanın en büyük yolcu uçağı Airbus A380'e, askeri nakliye uçağı Airbus A400M'ye parça ve Airbus A350'ye de kanatçık üretme başarısını göstermiştir.

Böylesine önemli işlere imza atan bir şirketin hangi örgütlerin yapılanma ve faaliyetlerine çomak soktuğunu dünya alem görüyor ve biliyor. Yapılan saldırı bu örgütlerin Türkiye’ye olan garez ve kininin bir sonucu olduğu çok kesin.

Karşımızdaki düşman ülke ve örgüt ittifakının TUSAŞ’a ve çalışanlarına göz dağı vermek amacı güden bu hain saldırıya gereken cevap verilmiştir. 

Elbette, bundan sonra da verilecektir.

Mutlu yarınlar Türkiyem.

YAZARIN DİĞER YAZILARI