?>

Seni hatırlayan son kişi öldüğünde…

H. Gül KOLAYLI

11 ay önce

 Seni hatırlayan son kişi öldüğünde, hiç yaşamamış gibi olursun…

Bu sözü ilk kez bundan 35 yıl önce yetmişli yaşlarını süren evli bir çiftten duymuştum…

Birbirlerinin sözlerini tamamlarcasına söylemişlerdi…

O zaman daha gençtim…

Yine de sözcüklerin ağırlığı altında ezildiğimi hissetmiştim…

Sonradan pek çok yerde bu cümle karşıma çıktı… Her defasında hangi ismi son hatırlayan kişi olduğumu düşündüm durdum…

İnsanlar çocuklarına babalarının, analarının, atalarının adını boş yere koymuyorlar!  

Benim ilk adım babaannemin adı Huriye… Kardeşimin de Mehmet… O da dedemin adı…

Benim oğlumun adı da değerli bir insan olan rahmetli kayınpederimin ismidir…

Ebediyete intikalin akabinde iki, üç nesil sonra gideni hatırlayan kalmıyor…  

Hayat böyle bir şey…

Yine de Seni hatırlayan son kişi öldüğünde hiç yaşamamış gibi olma düşüncesi, varkalmacı yanımızla beslenen ruhumuzda derin bir hüzün gediği açıyor…

 Semiha Hanım ve Muzaffer Bey… Onlar da bu sözcükler üzerinde çok düşünmüş olmalılar…

Her ikisi de muhtemelen hayatta değildir…

Ama hatırlayanları çoktur, benim gibi…

Rahmetli Safoş ve çocuklarla Fıstıklı’da bir kampa gitmiştik…

Kampın iki günü çok sıradandı.  Sonra bu Semiha Hanım ile Muzaffer Bey geldi.

Yemekte masaları birleştirdiler. Şarkılar, türküler, fıkralar, oyunlar, dans yarışması derken kamp kahkahaların çınladığı şenlik yerine döndü… Birbirine selam vermeyen insanlar sohbet eder oldu.  

 İnsanlar birbirleriyle selamlaşmadan masalarında yemeklerini yerken, şimdi hep birlikte yiyip içiyor, eğleniyorlardı…

35 sene önceki bana göre epeyce yaşlıydılar… Ama müthiş bir enerjileri vardı. Çok sosyaldiler, kısa sürede herkesle kaynaşıp, herkesi harekete geçirmişlerdi. Sabah erkenden kalkıp yürüyüş yapıyor ve yine günün erken saatlerinde denize giriyorlardı…

Sahilde otururken ikisine de doğrudan “Sırrınız ne?” diye sormuştum… Anlamışlardı neyi sorduğumu…

Lafı birbirinin ağzından ala ala anlattılar… “Biz” olmuşlardı.

Sesleri bugünkü gibi kulağımda…

“Bizim bavulumuz hazırdır. İkimizden biri ‘Haydi’ der… Yola çıkarız.

Gördüğümüz ilk otobüse el ederiz. Bineriz, bindikten sonra sorarız; ‘Nereye gidiyorsun’…

Otobüs nereye giderse biz de oraya gideriz. Türkiye’nin her yerinde, her ilinde dostlarımız, sevdiklerimiz., sevenlerimiz vardır… Bizim hayat yolculuğumuz böyle işte…”

İyi insanlardı. Çocukları yoktu, ama çok sayıda çocuk okutmuşlar, topluma meslek sahibi insan olarak kazandırmışlardı…

Çoktan son yolculuklarına çıkmışlardır… Onları ve  tüm ölmüşlerimizi bu vesileyle rahmetle anıyorum…

2024 hepinize / hepimize sağlık, huzur, mutluluk, bereket, barış getirsin… Hayata dair umutlarımızı diri tutalım.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI