Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu bir açıklama yaptı….
Açıklamanın dili şaşırttı açıkçası… Baro’nun “Mıştır, maktadır, mektedir” gibi resmi açıklama dilinin dışında, içten, konuşma dili kullanılmış…
Koşulsuz hayvan sevgisinin yansıması olarak nitelendiriyorum…
Basın açıklamasında şu ifadeler yer alıyor:
“İnsanlık bir hezeyan yaşıyor. Kendisini doğanın, dünyanın hakimi gördüğü bir hezeyan...
Bu hükümran tavır maalesef hem dünyamıza hem de bizlere zarar veriyor. Betonun, yersiz zevklerin öncüllendiği bu tavırla yeryüzünün asıl hakimleri, toprağın asıl dostları olan diğer canlıların yaşamı her geçen gün zorlaşıyor.
Nice senedir 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde hayvan hakları alanındaki sorunları dile getiriyoruz. Ancak sorunların çözümünün aksine daha da geriye gittiğimizi üzülerek görüyoruz.
YABAN HAYVANLARI YAŞAM ALANLARI TAHRİP EDİLİYOR
Bursa Barosu’nun Hayvan Hakları Komisyonu diyor ki:
“…Son yıllarda ülkemizde sokakta yaşayan hayvanlara karşı oluşturulan nefretten, bu nefretin doğuracağı sonuçlardan, yaban hayvanlarının yaşam alanlarının tahrip edilmesinden dolayı besinsiz ve barınaksız kalmalarından, tutsak hayvan sayısının artışından, deneylerde hayvan kullanımının artışından, çiftlik hayvanlarının yaşadıkları zulüm ve denetimsizlikten, su canlılarının popülasyonun korkutucu şekilde azalmasından, kısacası ülkemizde hayvan hakları alanında yaşanan tüm ihlallerden, özellikle devlet yetkililerinin sokakta yaşayan hayvanlarla ilgili mevzuata aykırı açıklamaları, talimatları ve tutumları sebebiyle yaşanacak hak ihlallerinden endişeliyiz…”
Malum… Son yıllarda başta çocuklar olmak üzere çok sayıda insanımız sokak köpeklerinin saldırısına uğrayarak yaralandı, hatta hayatını kaybedenler var…
Çocuğu köpekler tarafından yenerek yaşamını yitiren bir anne ya da babaya hayvan haklarını anlatamazsınız… Mümkün değil… Torunlarımın başına öyle biri şey geldiğini düşünmek bile nefesimi kesiyor… Bu noktada ağırlığımı elbette çocuktan, insandan yana koyuyorum.
İşte bu noktada hayvan hakları savunucuları ile sokak hayvanlarının saldırısına maruz kalan insanlar arasında sorun yaşanıyor…
Yasada çözüme yönelik hükümler var ama hayata geçiriliyor mu? Sokak hayvanlarının üremesinin önüne geçilmesi, kısırlaştırmanın yaygınlaştırılıp hızlandırılması gerekiyor… Bazı hayvan hakları savunucuları “Hayvanların üreme haklarının engellenmesinden dolayı bu önlemlere de karşı çıkıyorlar” … Bu da hayvan sevgisinin ifratıdır.
KISIRLAŞMA SEFERBERLİĞİ İLAN EDİLMEDİKÇE!
Ve “aklın yolu bir” dedirten şu öneriler gündeme getiriliyor:
“…Ülkemizde hayvan satışı yasaklanmadıkça, ev hayvanlarının sokağa terk edilmesi önlenmedikçe, yerel yönetimlerin kanundan kaynaklanan görevlerini yerine getirmemesi cezalandırılmadıkça, kısırlaştırma seferberliği ilan edilmedikçe sokaktaki hayvan popülasyonu azalmayacaktır.
Devletin üzerine düşen sorumluluğu hayvanların da yaşam hakkını gözeterek yerine getirmesi gerekirken, bunun aksine sokak köpeklerini sorun olarak görüp odak haline getirerek; kanuna, vicdana, ülkemizin değerlerine aykırı bir yöntem olan öldürme yönteminin konuşulmasının soruna bir çözüm getirmeyeceği aşikardır.
Bakanlığın son raporuna göre, ülkemizde rehabilite edilmemiş yaklaşık 6 milyon (rehabilite edilen hayvanlar ile birlikte 8 milyon) sahipsiz hayvan bulunduğu tahmin edilmektedir.
Aynı rapora göre yerel yönetimler tarafından sahipsiz hayvanların rehabilitasyonu kapsamında 2004-2022 yılları arasında 2.166.232 adet hayvan kısırlaştırılmış, 2022 yılında ise 342.879 adet hayvan kısırlaştırıldığı beyan edilmiştir.
Bu rakamlara bakıldığında bugüne kadar 297 adet kısırlaştırma tesisinde ortalama günde 2 hayvan kısırlaştırıldığı görülmektedir. Bu rapor yerel yönetimlerin bugüne kadar görevlerini yerine getirmediğini, sokaktaki hayvan popülasyonunun artışının asıl sorumlusu olduklarını da teyit etmektedir.”
Türkiye’de son dönemde sokak köpeklerinin uyutulmasına yönelik tartışmalar gündemde… İzlediğim çok sayıda belgeselde ABD’de ve bazı AB ülkelerinde belli bir süre içinde sahiplendirilmeyen sokak hayvanlarının uyutulduğu yer alıyor…
SOKAK HAYVANLARININ ÖLDÜRÜLMESİ YOLUNUN AÇILMA OLASILIĞINA YÖNELİK KAYGI
Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu basın açıklamasında bu konuya değiniyor:
“Son dönemde sokakta yaşayan köpeklerin barınaklara toplanacağı ve Avrupa modeli adı altında öldürülmelerinin yolunun açılacağına dair endişe verici açıklamalar duyuyoruz. Bu açıklamaların ve kurumlara bu yönde verilen talimatların hem Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası mevzuata hem de iç mevzuatımıza aykırı olduğunu hatırlatmak isteriz. Mevzuatımızda sağlık durumu iyi olan, kısırlaştırılan hayvanların alındıkları ortama bırakılmaları hususu net bir şekilde düzenlenmiş olup bu maddeye aykırı olarak yapılan sağlıklı ve küpeli hayvanların toplanması ise yasaya açıkça aykırıdır.
Gelişmiş ülkeler sürdürülebilir sistemler kurarak vatandaşlarının geleceğini, sağlığını garanti etmeye çabalarken biz bu coğrafyada doğayı talan etmeye, çocuklarımızın geleceğini karartmaya devam ediyoruz. Hayvan hakları alanındaki sorunların ortak akıl ile hiçbir canlı zarar görmeden çözülebileceğine inanıyoruz. Bu noktada sokakta yaşayan hayvanlarımız için son ana kadar mücadele edeceğimizi tekrar hatırlatıyoruz.”
Ve şu talepler gündeme getiriliyor:
“Biz Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak; öncelikle belediyelere kanunsuz emirlere uymalarının suç olduğunu, sokakta zor şartlarda yaşam mücadelesi veren hayvan dostlarımıza karşı yasaya aykırı eylemlerden kaçınmaları gerektiğini hatırlatarak; sokakta yaşayan, evlerde bakılan, çiftliklerde yaşayan, deneylerde kullanılan, taşımacılıkta sömürülen, hayvanat bahçelerinde, yunus parklarında, akvaryumlarda tutsak olan hayvanlar, yaban hayvanları dahil tüm hayvanların yaşam haklarının korunması adına mücadelemizi sürdüreceğimizi bildiriyor, her türlü hak ihlalinde gerekli mekanizmaları hayata geçirmek için çalışırken, devletin yetkili kurumlarından da üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmek konusunda bizlerle aynı hassasiyeti göstermelerini talep ediyoruz.”