Hiç ömrümde TikTok izlememiştim. Gündüz kuşağı programlarına ara sıra göz attığımda, köylerdeki kadınların bile bu mecrada yayın yaptıklarını, çoğu da evli barklı olan başka bir erkeği oradan bulup üç, beş kimi zaman daha da fazla çocuklarını ve eşini terk edip kaçtıklarını izliyordum.
Hatta 7 torun sahibi yaşını başını almış olan kadınlar bile vardı… Bu yüzden merak ettim… Sosyal medyadaki 15, 20 saniyelik videoları izledim…
Saçımı başımı yolasım geldi… Bunları 8, 10, 12 yaşındaki çocuklar da izliyor!
İnanılır gibi değildi… Evli barklı, çoluk çocuk sahibi, kendi hallerinde olduğunu düşündüğümüz kadınların adeta içlerine cin kaçmış… Çıldırmış gibi video çekiyorlar; oynuyorlar, kıvırtıyorlar; ağızlarını büze büze tuhaf tuhaf konuşmalar yapıyorlar, oralarını, buralarını gösteriyor, karaoke tarzında şarkı söylüyorlar…
Ve bunlar için yüzsüzce takipçilerinden para istiyor, para topluyorlar…
Müthiş bir ahlaki dezenformasyon… Çürüme ve kokuşmuşluk!... İnsanlar işi gücü bırakmış, sosyal medyada bu kısa süreli videolar aracılığıyla takipçi kasmaya soyunmuş… Aralarında bol küfürlü belden aşağı konuşmaların da olduğu videoları çocuklar da izliyor…
Toplumu bir arada tutan çimento dediğimiz ahlaki değerlere ait tüm kavramlar alt üst ediliyor…
Kadınların, erkeklerin, çocukların ana, baba, kayınvalide, elti, görümce, komşu, arkadaş, kardeş, akraba dahil aklınıza gelebilecek her türlü sosyal ilişkileri üzerinden düşmanlığı, hasetliği, şiddeti körükleyen, öyküleştirilmiş videolar yayınlanıyor…
Bazı videolarda hırsızlık bile öğretiliyor… Kadına ve çocuğa şiddet içerenler gırla gidiyor…
Arap ülkeleri, Hindistan, Kore ve Amerikan menşeli kısa yoksullara duyarsız kalanlarla yardımseverlerin kıyaslandığı videoların yerli kötü kopyaları üretilmiş…
Dilenen ya da sokakta yere oturmuş satış yapan ya da bir restorana girip açım diyen kadınlar aşırı makyajlı, çok şık giyimli!... İnsanda acıma duygusunu erozyona uğratıyor.
İş başvurusunda bulunanları sınayan patron hikayelerinin uluslararası versiyonunu kopyalayan onlarca yerli ilkel çekimler de hep aynı…
Patron temizlikçi rolünde yere para atıyor; onu aşağılayan ve parayı cebine indirenleri işe almıyor, parayı geri veren ya da onu aşağılamayan kişiyi işe alıyor…
İnsanlar takipçi kasmak için kendilerini öyle hallere sokuyorlar ki! İnsan hem afallıyor hem de üzülüyor ki, bunlar en masumları, en iyileri…
Sosyal medya maymunluğu almış başını gidiyor!
Çıkarcı eşler, birbirine yere para sererek tuzak kuruyor; biri kapının yanında sopa ile bekliyor, o arada uyanık olan kadın ya da erkek telefonunu çaldırıyor; biri telefona bakarken diğeri paraları topluyor.
Çocuklar eve gelen babalarının ayakkabı içine sakladığı paraları çalıyor ya kendileri harcıyor ya da annelerine teslim ediyor.
Parasını ailesinden saklayan babalar ve onlardan para çalan hırsız çocuk ve eşlerden oluşan bir aile tablosu çiziliyor…
Arada sevimli hayvan videoları, babaannesiyle eski günlerden, güzel gelenekler üzerinden söyleşi yapan torunların çekimlerine de denk geliyoruz… Ama hepsinden kötüsü; yurdumun ücra köyündeki, mahallelerindeki kadınların bile en terbiyeli tabirle arsızca içerikler üreterek para kazanma derdine düşmesi…
Son olarak bir kadının çocuğunun yanında çektiği erotik videolar gündeme düştü…
Zaman kaybı diyerek izlemiyordum…
İzlediklerimde erkek egemen toplumun ağırlığını görmek mümkün…
Son dönemdeki ailelerin dağılmasının, kadın cinayetlerinin bir kısmının da nedeni bu…
Son kadın cinayeti Show TV’de yayımlanan Didem Arslan Yılmaz ile Gerçeğin Peşinde programında canlı yayında itiraf edildi… Mithat Kocadağ eşini önce kazayla itip düşürdüğünü ve öldürdüğünü söyledi… Ama Emniyet’teki ifadesinde 30 dakika boyunca boğazladığını itiraf etti…
Mine Kocadağ’ın TV programına yansıyan sanal hayatı da TikTok’taydı…
Program boyunca ortaya çıkan ilişki ağında da aynı mecra vardı…
Bir kadının ya da erkeğin eşini aldatması öldürülme gerekçesi olamaz. Boşanırsın, biter gider…
Sosyal medyanın artıları da var…
Ancak şu da bir gerçek… Toplumu, aileleri bir arada tutan değerleri birer birer (belki de son dönemde toptan) yok ediyor…
Zaten erkek egemen bir toplumuz, kadına bakışımız arızalı. Kadın hala mal olarak görülüyor… Kapitalizmde değişim değeri olan şeye mal denir… Kadının da değişim değeri var. Cinsiyetçi toplumun kısır döngüsüne sosyal medyadaki kısa videolar çılgınlığı eklenince, ortaya çıkan tablo ahlaki kaos…