Telif hakkı, yazarların, sanatçıların, bir eseri meydana getirenlerin/sahiplerinin bu eserlerini kopyalama, dağıtma, sergileme ve icra etme gibi konularında “tekel” sahibi olmalarını sağlayan bir yasal haktır. Yazılı eserler, müzik, film, sanat eserleri, görseller gibi pek çok yaratıcı işi kapsar. Burada amaç; meydana getiren kişilerin, eserlerinden ekonomik yarar sağlamalarını ve eserlerinin izinsiz kullanılmasını önlemelerini sağlamak, bu yol ile, kültürel ve bilimsel gelişmeyi teşvik etmektir.
Yapay zekadan faydalanılarak üretilen ve “telif hakkına konu eserlerin niteliğine benzer eserler”, 2022 sonlarından bu yana çok yaygın kullanılmaya başlandı. Bugün tamamen yapay zeka ile oluşturulan, dolayısıyla gerçek olmayan “sosyal medya influencerları” var. Bugün sayısı artan yapay zeka modelleri destekli yazılımları kullanarak kendiniz, hiçbir uzmanlık sahibi olmadan, yalnızca konuşma dilinizi kullanarak, sıfırdan bir makale, artistik görsel, hatta video yaratabilirsiniz. Peki, ya telif hakkı?
Telif hakkını düzenleyen kurallar, dünyanın hiçbir yerinde, yapay zekanın bugünü düşünülerek yaratılmadı. Tıpkı diğer teknolojilerde olduğu gibi. Bu durum, günümüzde “yapay zeka ile oluşturulan eserler” hakkında hukuk dünyasında tartışmalara yol açıyor. Henüz ülkemizde bu konu hakkında yargı kararları yok, ama soru çok. Anglosakson hukukundan çıkan “yapay zekanın yarattığı eserler, telif hakkına konu edilemez” görüşünü taşıyan yargı kararları var. Peki, ya “yapay zeka modelinin oluşturulması için kullanılan, yani yazılımın üzerinde eğitildiği ve telif hakkına tabi olabilecek eserler” konusu? Bu konuda hala tartışmalar devam ediyor. Zira her “sıfırdan” yaratılan yapay zeka çıktısı olan “görsel”, aslında o yazılıma girdi olarak verilen başka “görsellerden” eğitilerek meydana getiriliyor. O görsellerin de telif hakkına tabi olma ihtimali yüksek. Makaleler hakkında ise, New York Times, ChatGPT’nin yaratıcısı OpenAI’a karşı, telif haklarını ihlalden ötürü “milyarlarca dolar ödemekle” sorumlu tutmak isteyen bir dava açıyor. Örneğin siz de bugün, ünlü bir sanatçının sesini kullanarak, kendi şirketinizin tanıtımında oynuyormuş gibi seslendirip, video reklamınızın arkaplanına bu yaratılmış sesi yerleştirebiliyorsunuz.
Fikri mülkiyet hukuku çevresinde pek çok soruyu şimdiden aktif olarak gündeme getiren bu sorun karşısında, şimdilik yapılabilecekler:
Yapay zeka yazılımlarına, gizli bilgiler ve telif hakkı içerebilecek veriler yüklememek, ve şirketinizde bu konuda politika oluşturmak (zira bunlar yazılım tarafından eğitilmek için kullanılabiliyor, ve bazen farklı tekniklerle bu gizli bilgiler kullanıcılarca ayıklanabiliyor).Telif hakkına tabi olduğunu düşündüğünüz (ünlülerin sesleri, görselleri gibi) unsurları yapay zeka sistemlerinde işlememek, çıktılarını kullanmamak.Veri işleme sonucunu doğurabilecek sözleşme ve metinlerde, sağlanacak verilerin herhangi bir yapay zeka programının eğitilmesinde kullanılmasını engelleyici maddeler yerleştirmek.Konuyla ilgili hizmet alım sözleşmelerinde, hizmet alınan firmanın, başkasının telif haklarını ihlal etme ihtimali olan yöntemlerden faydalanmadan hizmeti yerine getireceğini, aksi takdirde rücu hakkınızın bulunduğunu düzenlemek.