Türkiye yüzyılın felaketini yaşıyor. Deprem Bölgesi’nde yaşamını yitirenlerin sayısı 7 gündür televizyon, bilgisayar başında izliyoruz…
Televizyon kanallarında gazeteciler, muhabirler deprem bölgesinden canlı yayın yapıyorlar…Her türlü sosyal medya mecrasında anlık 15, 20 saniyelik videolar yayınlanıyor… Yıkılan binalar, enkazlar… Enkazda arama kurtarma çalışmaları…
Canlı yayınlarda ya da sosyal medyada yayınlanan videolarda gazeteciler, televizyon programcıları konuşurken bulundukları enkazdan apartman ya da site adıyla söz ediyorlardı…
Keza… Sosyal medyada yayınlanan videolarda da öyle…
Özellikle depremin ilk birkaç günü enkaz altında kendileri ya da yakınları kalan vatandaşlar da cep telefonlarıyla adres bildiriminde bulunuyorlardı…
İki gün önce birden fark ettim; hiç ama hiç TOKİ konutlarına yönelik adres veren yoktu…
İnternette taradım taradım… Bilgi de yok… Düşündüm… Eğer TOKİ Binaları enkaza dönseydi, mutlaka bir şekilde basına ya da sosyal medyaya yansırdı…
Merak ettim… Bir arkadaşımın deprem bölgesindeki yeğenine sordum; elektrik mühendisi, o da meraklanmış, bulunduğu ildeki TOKİ binalarına bir kısmına gidip beni aradı; “Gidebildiklerimde yıkılan, yan yatan yok. Binalarda çatlak, patlak da yok. Çevreden soruşturdum, gidemediklerim de depremden sağlam çıkmış” dedi.
Basında, deprem bölgesindeki 10 ilde 133 bin 759 TOKİ konutu olduğuna dair bilgi yer aldı. Farklı rakamlar da telaffuz ediliyor, bir videoda 159 bin konuttan söz ediliyordu.
Kahramanmaraş’taki TOKİ binaları dahil, tüm illerdekiler art arda yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden yıkılmadan ayakta kalarak çıkmış…
Konuyla ilgili Çevre Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Haber7 yazarlarından Mehmet Acer’e verdiği beyanatta deprem bölgelerinde eski ve yeni TOKİ binalarında herhangi bir hasar olmadığı yer alıyor…
Geçmiş dönem İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Albayrak ile konuşarak “Hiçbir yayında TOKİ enkazı diye bir ibareye denk gelmedim. Hiç yok. Olsa muhalefet mutlaka gündeme getirirdi; siz bu konuda bir şey duydunuz mu?” diye sordum;
“Ben de fark ettim, araştırdım. TOKİ’den arkadaşlar da var, onlara da sordum. Meslektaşlarla bu konuyu konuşuyoruz. Araştırıyoruz. Bir TOKİ binasının yıkıldığını duymadık.
TOKİ’lerin en büyük avantajı şu; hiçbir zaman alüvyon zemin üzerine yapmamaya, çökelti olmayan sağlam zemin üzerine yapmaya bakıyorlar. Bursa’daki TOKİ Binaları da öyle… Alüvyon zemin en küçük hatayı bile ortaya çıkartıyor” dedi… Deprem bölgesinde bazı illerdeki TOKİ binalarının civarında da yıkılan binalar olduğunu anımsattım:
“Araştıracağız. Binaları depreme dayanıklı kılan sistemler var, mesela tünel kalıp diye bir sistem var, o şekilde yapıldıysa olmaması doğaldır” diyerek yanıtladı,
Albayrak TOKİ binalarının müşavir firmalar tarafından denetlendiğini anımsattı…
Bursa’daki yapı stokunu da konuştuk… Bursa’nın yarısından fazlasının kaçak yapı olduğuna, 1999 Marmara depremini yaşayan binaların çokluğundan söz etti ve “Bursa’da inşallah çok büyük deprem olmaması için dua ediyoruz” dedi…
Albayrak deprem riski taşıyan illerde, Bursa da dahil yapı stokunun gözden geçirilmesi, kentsel dönüşüm yapılamıyorsa da güçlendirmeye gidilmesi gerektiğini gündeme getirdi.
Güçlendirmeye yönelik çekincelerimi söylediğimde ise “Her binanın ihtiyacına, oradaki probleme göre farklı farklı yöntemler vardır. Binanın durumuna göre güçlendirme çözümü üretilebilir. Mesela bodrum katlarını perde ile çevrince güçlendirilebiliyor” diye konuştu.
Ardından da ekledi:
“Bursa yapı stokunun mutlaka elden geçirilmesi lazım. Bursa’nın olası Marmara depreminde ya da kendi faylarının üreteceği bir depremde hasar görme olasılığı var.
Biz 24 senedir bunu söylüyoruz. Bakın Hatay’da ya da diğer depremden hasar gören illerde yapılsaydı, yıkılanların yüzde 50’si yakalansaydı can kaybı bu kadar olmazdı. Kaderimize razı olup oturarak depremi beklemekle olmaz bu işler. Bu deprem mutlak surette sistemde bir değişikliğe gidilmesinin gerektiğini ortaya koydu…
Biz depreme dayanıklı konutu nasıl üretiriz, buna kafa yorulması lazım, iyi bir sisteminoturtulması lazım. Bu şekilde olmuyor, olmadığı da belli oluyor zaten…
Biz ilime bilime inanacağız, bildiklerimizin doğrultusunda işimizi doğru yapacağız…
Bizim inşaat üretim süreci zincirin halkaları gibi, denetim firmaları, şantiye şefi, inşaat firmaları, belediyeler, kamu kurumları, mal sahibi, inşaat mühendisleri, kalfalar, yapı denetim firmaları var. Bu zincirde zayıf halka varsa, hangisi suistimal ederse sıkıntı oluyor. Bu halkanın düzgün işlemesi lazım, bizim derdimiz de bu…”
Ve sonra TOKİ’ye döndük yine… Mehmet Albayrak şunları söyledi:
“Yıkılmadığına göre, demek ki TOKİ olması gerekeni yapmış. O inşaat sistemi gerçekten incelenmeye değer ve ülke için de iyi bir örnek olabilir.”
Muhalefet partileri de, iktidar da TOKİ’leri gündeme getirmiyor…
TOKİ’ler doğru zemine, doğru teknoloji ile yapılan, doğru denetlenen binaların depreme dayanıklı olduğunun ispatıdır…
Nisa:71 "Ey İman Edenler! Bütün Tedbirlerinizi Alın” diyor… Velhasıl, önce tedbir, sonra tevekkül…