?>

Türkiye’nin borçlanma grafiği

Adil GÖKÇADIR

1 yıl önce

Türkiye Cumhuriyeti ilk borçlanmasını 1930 yılında ABD’den 10 milyon dolar alarak yapmıştır. 24 Ocak 1980 tarihinde Ekonomik İstikrar Programı’nı uygulamaya koyarak, bu tarihe kadar izlediği temel ekonomi politikalarını tamamen değiştirmiş, daha liberal ve dışa açık politikaları yürürlüğe koymuştur. Bu politikalardan birisi, dış borçlanma ile genel olarak yatırımların arttırılmış olmasıdır.

Türkiye’nin 1983 yılında borcu 18 milyar 385 milyon dolardı. Bu borcun yüzde 12,5 kısmı kısa vadeli, kalanı ise uzun vadeli borç idi. 1983’ten 2000 yılına kadar, ortalama yılda 5 milyar dolar artan borç miktarı, 2000 yılında 118 milyar 806 milyon dolara ulaştı. 2001 yılında ise 4 milyar 905 milyon dolar düşüşle, 113 milyar 901 milyon dolar seviyesine gelen borcun yüzde 14,1 oranında kısmı kısa vadeli gerisi ise uzun vadeli idi.

Takip eden yıllarda, borç artışında yoğun bir hızlanma gözleniyor. 2002-2009 arası borçlanma miktarı yıllık ortalama 20 milyar dolar arttı ve 2008 yılında 277 milyar 669 milyon dolar seviyesine ulaştı. 2008-2009 arasında küçük bir toparlanma var. Borç 6 milyar 529 milyon dolar düştü ve 2009 yılında 271 milyar 140 milyon olarak gerçekleşti. Borcun yüzde 19’u kısa vadeli gerisi uzun vadeli idi. Türkiye Cumhuriyeti 100’üncü yılına ulaştı. 2023 yılına ulaştık. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Türkiye’nin 31 Aralık 2022 tarihi itibarı ile brüt borç stoku 459 milyar dolar oldu. Bu rakam bir rekor olarak kayıtlara girdi.

Nisan 2023 itibari ile kısa vadeli borç stoku miktarı da bir rekordu ve 161,9 milyar dolar olarak açıklandı.

TCMB tarafından açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre, Aralık 2022’de cari işlemler açığı 48 milyar 769 milyon dolar oldu. Bu rakam 2013 yılından bu yana gerçekleşen en yüksek cari açık rakamı oldu. 2022 yılı bütçe açığı 139 Milyar TL’yi, dış ticaret açığı 110 milyar doları aşarak yeni rekorlara imza attılar. Yine TCMB verilerine göre 2023 Ocak sonu itibarıyla ödemesine 1 yıl ya da daha az kalmış borç, 196 milyar dolara yükselerek rekor kırdı.

Bir de rahmetli Özal’ın “Kendilerini akıllı, uyanık sananlar böyle bir yol buldular. Bilgisizliğin vesikası. İnşallah sonraki iktidarlar ders alır” dediği, o zamanki ismi DÇM olan, KKM var. Yani kur korumalı mevduat. 2022’de hazineye maliyeti 92,5 milyar TL olmuştu. Merkez Bankası’na maliyeti ise bilinemiyordu. TCMB’nin Mart 2023 tarihli kar/zarar tablosundaki bilgilerin işaret etmesi ile bu ilave maliyetin de 89 milyar TL olduğu ortaya çıktı. Rahmetli Özal’ın temennisini göz ardı etmenin bedeli çok ağır olacak anlaşılan. Mart 2023 itibarıyla 181,5 Milyar TL. Ve dolar yükseldikçe fatura artıyor. Yükün 100 milyar doları geçmesi şaşırtmayacak.

Rakamlar gösteriyor ki çok acı reçete kaçınılmaz. Kısa vadeli ödemelere ve Türkiye’nin uluslararası piyasalarda ekonomik güven katsayısına bakınca çıkacak yangın görünüyor. Bunaltan fiyat artışlarına yenilerinin ilavesi çok yakın gibi görünüyor. Yapılan maaş artışları ilave yükler getirirken insanları rahatlatmaktan çok uzak. Hatta liranın devalüasyonunun yani liranın döviz karşısındaki değer kaybının önüne geçilemezse imkânsız. Bu arada TÜİK inancını ve güvenini tamamen kaybetmiş durumda. Hükümet dahi vergilere yüzde 100 zam yaparken, enflasyonun yüzde 38 küsur olduğunu söylemek trajik ve komik.

İktidar milletvekillerinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan, en düşük memur maaşlarında iyileştirme içeren ve vatandaşa yeni mali yükler getiren torba teklif, Meclis’in önemli bir yetkisini daha elinden alacak. İktidar, kötü ekonomi yönetimi ve seçim öncesi yaptığı ölçüsüz vaatleri karşılamak için ortaya çıkan ödenek ihtiyacını ek bütçe yerine öncelikle ödenek aktarımı ile yapmak istiyor. Ek bütçe yapılsa bile Sayın Erdoğan, Meclis onayına gerek kalmadan denetimsiz bir şekilde keyfi düzenlemeler yapabilecek.

Çözüm yolunun bu olmadığını anlamayan bir tek hükümet kaldı sanıyorum. Böyle giderse doların önü açık. 1 doların 30 TL hatta fazlası olmasına şaşıran olmayacak. Ancak halkımızın yurt dışında olanlar hariç çok ezileceği ve sıkıntı çekeceği aşikâr. Halbuki bir seçimden çıkalı sadece 2 ay geçti. Yakın zamanda bir çözüm üretilmesi hepimizin duası.

Hayırlısı inşallah.

YAZARIN DİĞER YAZILARI